ezelinur
Sat 30 January 2010, 01:22 pm GMT +0200
Cenaze namazını kıldırmada kimin öncelik hakkına sâhib olacağı hususunda mezheblerin detaylı görüşleri aşağıda anlatılmıştır.
Hanefiler dediler ki: Cenaze namazı kıldırmak için hazır bulunursa sultan, bulunmadığı takdirde şehrin mülkî âmiri, o da bulunmadığı takdirde kadı, sonra polis yetkilisi, sonra -eğer ölünün velîsinden daha erdemli ise- mahalle camimin imamı, sonra ölünün velîsi öne geçirilir. Velîlerde de nikâhtaki asabe sırasına uyulur: Buna göre önce oğul, oğlun oğlu..., öne geçirilir. Bunlardan biri hazır olmadığı takdirde ölenin babası, dedesi..., öne geçirilir. Bunlardan biri de hazır bulunmazsa öz kardeş, o yoksa baba bir kardeş, o da yoksa öz kardeşin oğlu öne geçirilir. Bu hususta en yakın olan, diğer yakınlara tercih edilir. Nitekim bu yakınlık dereceleri nikâh bahsinde açıklanmıştır. Ölü kadının velîsi yoksa namaz kıldırmada kocası tercih edilir. Sonra da bu hususta komşuları hak sahibidirler. Bir kimse, kendisini belli bir şahsın yıkamasını veya cenaze namazım belli bir kimsenin kıldırmasını vasiyet ederse, bu vasiyet batıldır ve yerine getirilmez. Namaz kıldırmada öncelik hakkı olan kişi, namaz kıldırmak için başkasına izin verebilir.
Hanbeliler dediler ki: Namazı kıldırmakta öncelik, âdil olan vasinindir. Sağlığındayken, cenaze namazını âdil olan belli bir kimsenin kıldırmasını vasiyet eden kişinin, namazını kıldırmada bu âdil vasî öncelikle öne geçirilir. Böyle biri yoksa namazı kıldırmak için sultan, o yoksa vekili, o da yoksa ölünün babası, babasının babası..., öne geçirilir. Bunlar da yoksa oğlu, oğlunun oğlu... Sonra miras derecesine göre baba tarafından en yakın olanlar, sonra ana tarafı akrabaları, sonra da koca öne geçirilir. Velîler yakınlık derecesi bakımından eşit olurlarsa, meselâ birden fazla kardeş veya birden fazla amca bir arada bulunursa, bunlar ara sında imamlığa daha lâyık olanlar öne geçirilir. Her bakımdan eşit olurlarsa ve anlaşamazlarsa, aralarında kur’a çekilir. Velî, namaz kıldırmada bir kişiyi kendine vekil ederse, kendisi kıldırmış gibi olur ve bu kişi, müvekkilinden sonra gelen daha düşük dereceli velîlere tercih edilir. Ama vasinin vekili, vasînin yerine geçmez. Onun yerini doldurmaz.
Şafiiler dediler ki: Cenaze namazını kıldırmada öncelik, ölünün babasına, dedesine ve ne kadar geriye doğru gitse de, baba tarafına aittir. Sonra oğluna, oğlunun oğluna ve ne kadar ileriye doğru gitse de oğul tarafına verilir. Sonra öz kardeşine, sonra baba bir kardeşine, öz kardeşinin oğluna, sonra baba bir kardeşin oğluna verilir ve bu hususta mîrasta-ki öncelik sırası nazar-ı itibâra alınır. Bunlar yoksa ölüyü âzâd etmiş olan efendisi, bu da yoksa yakınlık sırasına göre asabesi olan yakınları, bunlar da yoksa en büyük imam veya vekîli, sonra yakınlık derecelerine göre ana tarafından olan yakınları, namaz kıldırmada öncelik hakkına sâhib olurlar. Meselâ iki oğul bir arada bulunursa, bunlardan İslâm’a önce girmiş olup adaletli olanı, sonra fıkhı en iyi bileni, sonra kıraati daha düzgün olanı, sonra daha takvâlısı tercih edilir. Sağlığında namaz kıldırmakta öne geçme hakkı olmayan birinin namaz kıldırmasını vasiyet eden kimsenin bu vasiyeti yerine getirilmez.
Malikiler dediler ki: Cenaze namazını kıldırmada öncelik, ölünün kendisinden bereket umarak kıldırmasını vasiyet ettiği kimseye verilmelidir. Bereket umudu olmadığı takdirde vasiyet edilmez. Böyle biri yoksa öncelik, halîfenindir. Sonra en büyük imam öncelik hakkına sâhib olur. Büyük imamın vekîli, öncelik hakkına sâhib olamaz. Bu vekîl ancak hüküm ve hutbede büyük imamın vekîli ise, öncelik hakkına sâhib olur. Bu da yoksa öncelik hakkına ölünün en yakın asabeleri sâhib olur. Bu durumda önce oğul, sonra oğlunun oğlu, sonra da babası, kardeşi, kardeşi oğlu, dedesi, amcası, amcası oğlu..., öncelik hakkına sâhib olurlar. Yakınlıkta eşit olan birden fazla asabe bir arada bulunursa, fıkıh veya hadîsi iyi bilmekle daha faziletli olan, öncelik hakkına sâhib olur. Ölenin kocasının öncelik hakkı yoktur. Efendisinin öncelik hakkı vardır. Ama asabeden sonra gelir. Ne asabe, ne de efendi bulunmazsa yabancılar, cenaze namazını kıldırmada eşit haklara sâhib olurlar. Ancak yine de yabancıların erdemli olanları, kendi aralarında diğerlerine tercih edilirler. Nitekim bu, cemaatle kılınan diğer namazlarda da böyledir.[144]