hafiza aise
Fri 10 June 2011, 03:34 pm GMT +0200
24— Hulbe T. Foenum-graecum, Çemen/Hülbe/Boy Tohumu:
Zikredildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.), hasta olan Sa'd b. Ebî Vak-kas'ı Mekke'de ziyarette bulunmuştu: "Ona bir doktor çağırın." buyurdu. Haris b. Kelede[52] çağırıldı. O geldi, baktı ve: "Önemli bir şeyi yok. Ona ferîka tabir edilen acve hurması ile hulbeden oluşan bir terkib hazırlayın. İkisini pişirin ve yudum yudum içirin." dedi. Öyle yapıtlar ve iyileşti.
Hulbenin kuvveti ikinci derecede hararetle, birinci derecede kurulukladır. Su ile kaynatıldığı zaman boğazı, göğüsü ve karnı yumuşatır. Öksürüğü, sertliği, astımı, nefes darlığını teskin eder. Cima arzusunu arttırır. Yel, balgam ve basurlar için iyidir. Bağırsaklara çökmüş besinleri hareket ettirir, göğüsten yapışkan balgamı söker. Dahilî yaralara, akciğer hastalıklarına iyi gelir. Karın boşluğunda bulunan bu tür dertler için tereyağı ve ham şekerle (fâ-niz) alınır.
Beş dirhem kızıl boya (füvve) ile içildiğinde hayzı söktürür. Pişirilip onunla saç yıkandığı zaman, saçı toplar ve konağı (kepek) giderir.
İncesi, natrûn[53] ve sirke ile karıştırılıp sargı yapılırsa dalak şişliğini indirir. İçerisinde hulbe pişirilen suya kadının oturması durumunda, şişlikten doğan rahim ağrılarına karşı istifadesi olur. Az hararetli katı şişlikler üzerine lapası sargı yapıldığında, fayda verir ve onları indirir. Suyu içildiğinde gazdan çıkan bağırsak ağrılarına iyi gelir ve bağırsakları kayganlaştırır.
Pişirilmiş olarak, aç karnına hurma, bal ya da incirle birlikte yenildiğinde, göğüste ve midede arız olan yapışkan balgamı söker ve ondan kaynaklanan uzun öksürüklere karşı fayda verir.
Kabızlığa iyi gelir, karnı bırakır. Buruşuk, bozuk tırnak üzerine konulduğu zaman onu düzeltir. Yağı, mum ile karıştırıldığı zaman, soğuktan meydana gelen yarıklara fayda verir. Faydalan zikrettiklerimizden kat kat fazladır.
Kasım b. Abdurrahman'ın, Hz. Peygamberdin (s.a.): "Hulbe ile şifa ara-yımz."[54] buyurduğunu söylediği zikredilir. Bazı tabipler de: ''İnsanlar eğer 3nun faydalarım bilselerdi, ağırlığında altın vererek satın alırlardı." demişlerdir. [55]
[52] Haris b. Kelede: Tâif'ten olup Sakîflidir. Cahiliye ve İslâm dönemlerinde yaşamıştır. İran'a gitmiş ve tıp İlmini onlardan almıştır. Hafız İbn Hacer, el-İsâbe'dt onun hayatına yer vermiştir, îbn Ebî Hâtim'den onun İslâmlığının aslı olmadığı nakledilmiştir. Ebu Davud (3875), sahih bir senedle Sa'd'den şöyle rivayet etmiştir: Sa'd şöyle demiştir: İyice hastalanmıştım. Hz. Peygamber (s.a.) beni ziyarete geldi, elini göğsüm üzerine koydu, elinin serinliğini ta kalbimde hissettim. Bana: "Sen kalbinden hastasın. Sakîflİ Haris b. Kelede'yi getir. Çünkü o tabiblik yapan bir adamdır..." buyurdu.
[53] Natrûn: Sıcak suda kolaylıkla, soğuk suda ise zorca eriyen bir luz çeşidi. Burak da denilir. (Natron, sodyum karbonat).
[54] Bk. Şevkânî,-e/-Fevâ«/u7-A/ecmütf, s. 164-165; Aliyyu'1-Kârî, el-Masnû, s. 117; İbn Kay-yim, el'Menâru'l-MUnîf, 54.
[55] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 5/32-33.
Zikredildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.), hasta olan Sa'd b. Ebî Vak-kas'ı Mekke'de ziyarette bulunmuştu: "Ona bir doktor çağırın." buyurdu. Haris b. Kelede[52] çağırıldı. O geldi, baktı ve: "Önemli bir şeyi yok. Ona ferîka tabir edilen acve hurması ile hulbeden oluşan bir terkib hazırlayın. İkisini pişirin ve yudum yudum içirin." dedi. Öyle yapıtlar ve iyileşti.
Hulbenin kuvveti ikinci derecede hararetle, birinci derecede kurulukladır. Su ile kaynatıldığı zaman boğazı, göğüsü ve karnı yumuşatır. Öksürüğü, sertliği, astımı, nefes darlığını teskin eder. Cima arzusunu arttırır. Yel, balgam ve basurlar için iyidir. Bağırsaklara çökmüş besinleri hareket ettirir, göğüsten yapışkan balgamı söker. Dahilî yaralara, akciğer hastalıklarına iyi gelir. Karın boşluğunda bulunan bu tür dertler için tereyağı ve ham şekerle (fâ-niz) alınır.
Beş dirhem kızıl boya (füvve) ile içildiğinde hayzı söktürür. Pişirilip onunla saç yıkandığı zaman, saçı toplar ve konağı (kepek) giderir.
İncesi, natrûn[53] ve sirke ile karıştırılıp sargı yapılırsa dalak şişliğini indirir. İçerisinde hulbe pişirilen suya kadının oturması durumunda, şişlikten doğan rahim ağrılarına karşı istifadesi olur. Az hararetli katı şişlikler üzerine lapası sargı yapıldığında, fayda verir ve onları indirir. Suyu içildiğinde gazdan çıkan bağırsak ağrılarına iyi gelir ve bağırsakları kayganlaştırır.
Pişirilmiş olarak, aç karnına hurma, bal ya da incirle birlikte yenildiğinde, göğüste ve midede arız olan yapışkan balgamı söker ve ondan kaynaklanan uzun öksürüklere karşı fayda verir.
Kabızlığa iyi gelir, karnı bırakır. Buruşuk, bozuk tırnak üzerine konulduğu zaman onu düzeltir. Yağı, mum ile karıştırıldığı zaman, soğuktan meydana gelen yarıklara fayda verir. Faydalan zikrettiklerimizden kat kat fazladır.
Kasım b. Abdurrahman'ın, Hz. Peygamberdin (s.a.): "Hulbe ile şifa ara-yımz."[54] buyurduğunu söylediği zikredilir. Bazı tabipler de: ''İnsanlar eğer 3nun faydalarım bilselerdi, ağırlığında altın vererek satın alırlardı." demişlerdir. [55]
[52] Haris b. Kelede: Tâif'ten olup Sakîflidir. Cahiliye ve İslâm dönemlerinde yaşamıştır. İran'a gitmiş ve tıp İlmini onlardan almıştır. Hafız İbn Hacer, el-İsâbe'dt onun hayatına yer vermiştir, îbn Ebî Hâtim'den onun İslâmlığının aslı olmadığı nakledilmiştir. Ebu Davud (3875), sahih bir senedle Sa'd'den şöyle rivayet etmiştir: Sa'd şöyle demiştir: İyice hastalanmıştım. Hz. Peygamber (s.a.) beni ziyarete geldi, elini göğsüm üzerine koydu, elinin serinliğini ta kalbimde hissettim. Bana: "Sen kalbinden hastasın. Sakîflİ Haris b. Kelede'yi getir. Çünkü o tabiblik yapan bir adamdır..." buyurdu.
[53] Natrûn: Sıcak suda kolaylıkla, soğuk suda ise zorca eriyen bir luz çeşidi. Burak da denilir. (Natron, sodyum karbonat).
[54] Bk. Şevkânî,-e/-Fevâ«/u7-A/ecmütf, s. 164-165; Aliyyu'1-Kârî, el-Masnû, s. 117; İbn Kay-yim, el'Menâru'l-MUnîf, 54.
[55] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 5/32-33.