saniyenur
Mon 19 December 2011, 08:18 pm GMT +0200
29- Cemaatin Farz Namazı Kılmak için Ne Zaman Ayağa Kalkacağı Meselesi
499- Ebu Katâde (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
“Namaza kamet getirildiği zaman beni görmedikçe ayağa kalkmayın!” [738]
500- Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edilmiştir:
“Namaza kamet getirilmişti. Biz de kalkıp Resulullah (s.a.v.) yanımıza çıkmadan önce safları düzelttik. Derken Resulullah (s.a.v.) geldi. Namazgahına durdu, tekbir almadan önce gusül abdesti alması gerektiğini hatırladı.”
“Derhal oradan ayrıldı, bize de:
“Yerinizde durun!” buyurdu.
“Biz, Resulullah (s.a.v.) yanımıza çıkıp gelinceye kadar ayakta onu bekledik. Yıkanmıştı. Başından su damlıyordu. Tekbir aldı ve bize namazı kıldırdı. [739]
501- Câbir b. Semure (r.a)'tan rivayet edilmiştir:
“Bilal, güneş tam tepeden batı yönüne doğru kaydığında ezanı okurdu. Peygamber (s.a.v.) hücresinden çıkmadıkça namaz için kamet getirmezdi. Hücresinden çıkıp da onu gördüğünde namaza kamet getirirdi.” [740]
Açıklama:
497 nolu hadiste “Bilâl, Peygamber (s.a.v.) hücresinden çıkmadıkça namaz için kamet getirmezdi” manasındaki hadis ile 495 nolu hadis arasında bir çelişki yoktur. Hafız İbn Hacer, bu iki hadisin arasını şöyle birleştirmektedir: Hz. Peygamber (s.a.v.)'in hücresinden çıktığını gören Bilâl (r.a.) hemen kamete başlardı. Cemaat de, ondan sonra Hz. Peygamber (s.a.v.)'in gelmekte olduğunu görür ve saf tutmaya başlardı. Dolayısıyla bu iki hadis arasında bir fark yoktur. Yine 496 nolu “Namaza kamet getirildi, biz de Resûlüllah (s.a.v.) yanımıza çıkmadan önce kalkarak saf olduk” hadisi ile “Namaz için kamet getirildi. Cemaat saflarını düzenledi. Sonra Peygamber hücresinden çıktı” [741] hadisi arasında da bir çelişki söz konusu değildir. Çünkü bu hadisler, Hz.Peygamber (s.a.v.)'in odasından çıkacağı tecrübe ile bilinen saatte kamet edip saf tutmanın caiz olduğuna delâlet ederken; konumuzu teşkil eden hadis-i şerifleri Hz. Peygamber (s.a.v.)'in odasından çıktığı görülünceye kadar kamet getirmemenin ihtiyata daha uygun olduğuna, çünkü Hz.Peygamber (s.a.v.)'in aniden çıkan bir mazereti sebebiyle odasından çıkmakta gecikmesi halinde cemaatin uzun süre ayakta beklemesi icab edeceğine, bunun da bıkkınlığa sebeb olacağına delâlet etmekte ve bu şekilde acele davranmaktan nehy etmektedir. Dolayısıyla bu iki husus arasında bir çelişkiden söz edilemez.
Kamet getirilirken cemaatin hangi cümlelerde ayağa kalkacağı meselesi de fıkıh imamları arasında ihtillaf konusu olmuştur. Alimlerin bu konudakü görüşlerini şu şekilde özetleyebiliriz:
Mâlikîlere göre: Cemaatin namaza kalkması için belli bir vakit yoktur. İsterse ikâmet edilirken isterse ikâmet bittikten sonra namaza kalkabilir.
Şafülere göre ise, müezzin ikâmeti bitirdikten sonra ayağa kalkılır.
Hanbelîlere göre, Müezzin “Kad kameti's-Salât” derken ayağa kalkılır, fakat imam ayağa kalkmamışsa, müezzin “Kad kameti 's-Salât” demiş olsa bile yine de kalkılamaz.
Hanefîlere göre; Müezzin “Hayye ala'l-Felâh” derken ayağa kalkılır. “Kad kâmeti's-Salât” denildiği anda imam namaza başlar, imam olan zat bu hareketiyle müezzini tasdik etmiş olur. Bununia beraber ikamet bittikten sonra da tekbir almasında bir beis yoktur. Hatta İmam Ebû Yûsufla diğer üç mezheb imamına göre uygun olan da budur. [742]
[738] Buhârî, Ezan 22; Ebu Dâvud, Salat 45 (539, 540); Tirmizî, Sefer 415 (592); Nesâî, Ezan 42 İmame 12; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/304
[739] Buharı, Gusl 17; Ebu Dâvud, Taharet 93 (235)
[740] Ebu Dâvud, Salat 43 (537); Tirmizî, Salat 148 (202); İbn Mâce, Ezan 3 (713); Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/91
[741] Bu-hârî, Ezan 27
[742] N. Yeniel-H. Kayapınar, Sünen-i Ebu Dâvud Terceme ve Şerhi, 3/173, Şamil Yayınevi, İstanbul 1988, 2/364.
Cabir b. Semure hadisinde; ezan ile kamet arasında bir fasıla verilmesinin meşru olduğuna delalet etmektedir.