- Camilerimiz bizden özen bekliyor

Adsense kodları


Camilerimiz bizden özen bekliyor

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafiza aise
Thu 18 August 2011, 01:06 am GMT +0200
CAMİLERİMİZ BİZDEN ÖZEN BEKLİYOR

Ekim 2010 61.SAYI

Peygamber Efendimiz’in (s.a.v), “Temizlik imanın yarısıdır” dediğini bizzat kendisinden işittiğinizi farz edin. Duyduğunuz bu sözün dilden dile dolaştığını izlediğinizi de… Ev ev, sokak sokak, “Temizlik imanın yarısıdır” hadis-i şerifini duyanların heyecanına ortak olduğunuzu düşünün. Bu hadis-i şerifin, tıpkı diğer hadis-i şerifler gibi Müslümanlar arasında en çok, camilerde konuşulduğunu düşünün. Ve orada durun. Camilerde…

İlk dönem Müslümanlarının temiz olmadığına dair aklınıza şu güne dek, zerre kadar bir şüphe düştü mü? Eminim ki, düşmedi. Eminim ki, aklınızın ucuna bile gelmedi bu. Hatta şimdi, böyle bir şeyin anılması bile sizi rahatsız etti. (Bazen bazı rahatsızlıklar iyiye işarettir. Bir şeylerin “korunduğunun” işaretidir mesela) Ve eminim, bugün, Müslümanların temizlik konusunda yeterince hassas olmadığını görmek de sizi rahatsız ediyor. Ne yazık ki böyle; bugün, biz Müslümanlar, “temizlik” söz konusu edildiğinde, gıptayla anılacak durumda değiliz. Ve ne yazık ki bu durum, ne mahallemizde, ne işyerimizde, ne evimizde kendini “camilerdeki” kadar açık ediyor!

Evet, durum bu; camilerimiz, yani ibadethanelerimiz, yani “Allah’ın evi” olduğunu zaman zaman da olsa hatırladığımız mabetlerimiz, “temizlik” başlığı altında anıldığında, başımızı önümüze eğmemize sebep oluyor. Ve evet, bu durumun müsebbibi kişiler, tanımadığımız bilmediğimiz insanlar değil, biziz. Sen, ben, o… Yani camilere giden; vakit namazlarını camilerde eda eden, arkadaşlarıyla cami avlusunda buluşan, yorulunca en yakın camiye koşup dinlenen, kendilerine öğüt veren büyüklerinin çevresinde dizlerini kırıp halka oluşturan… Bütün bunlar, bir başkasına anlatırken çekinmeyeceğimiz, hatta çekinmek bir yana dursun, anlatırken -sessizce de olsa- içimizi ısıtan şeyler; namazı camide kılmamız, bir alimin çevresindeki halkaya dahil olmamız… Ve bütün bunlar olurken, kaşla göz arasında muhatap olup da, bir başkasıyla paylaşmaya bile çekindiğimiz camilerin tuvaletleri!

CEVABI “HAYIR” OLAN BİRKAÇ SORU

Bugüne kadar, camilerin tuvaletlerinin temiz olmadığını çevrenizdekilere söyleyebildiniz mi? Herhangi bir camide, bir “yetkiliyi” bulup, bu durumdan hiç de hoşlanmadığınızı söyleyebildiniz mi? “Şikayetimi müftülüğe mi yoksa Diyanet’e mi iletsem?” dediğiniz oldu mu? Peki, daha hazin bir soru soralım; daha evvel hiç, cami tuvaletlerinin temiz olmayışından yakınıp bunu bir başkasıyla paylaşmayı düşündünüz mü?

Büyük ihtimalle, bu soruların cevapları hep “Hayır”. Aklınızdan bile geçmedi, “ortalık yerde” cami tuvaletlerinin pis olduğunu söylemek. Çünkü “Kol kırılır, yen içinde kalırdı” ve siz de alnı secdeye bile değmeyen insanların her fırsatta sizi eleştirip yerden yere vurmasına tahammül edemiyordunuz. Bunu da o sebeple konuşmuyordunuz. Fakat bu duruma, yani camilerin tuvaletlerinin pek de temiz olmayışına, artık sessiz kalmasak, nasıl olur dersiniz?

Önce kendimize söyleyebilsek mesela; “Camilerimizin tuvaletlerinin hali içler acısı!” Ardından birkaç “yetkili” bulsak ve içimizi döksek hatta hesap sorsak, “Neden böyle bu?” Ve sorsak, “Camilerimizin temiz tuvaletlere sahip olması için elimizden geleni yapabiliriz biz, sizce nereden başlamalı?”

BİR TERSLİK VAR BU İŞTE

Camilerin “umuma açık” olması, temizlik konusunda daha titiz olunmasını gerektiriyor ancak ne yazık ki Diyanet’in camilere tahsis ettiği “kadro” bu durumu kolaylaştıracak kadar yeterli değil ve “gelip geçenler” de temizlik konusunda hassas davranmıyor. Zaten bugün, “Camilerin tuvaletleri neden temiz değil?” sorusuna muhatap olan “yetkili merciler”, önce, “İyi de cami tuvaletlerini sadece cami cemaati kullanmıyor ki! İhtiyacını gidermek isteyen herkes gelip gidiyor ve temizliğe dikkat etmiyor” diyor. 

Doğru olabilir. Camiye bir kez bile namaz kılmak için adımını atmayan bir insan, cami tuvaletini kullandıktan sonra temiz bırakma hassasiyeti göstermiyor olabilir. Fakat o insanların bu tavrı, bizim temiz olmayışımızın gerekçesi olamaz, olmamalı. Camide temizlikten görevli bir kişi varsa, gerekçesi “Herkes kullanıyor yahu!” olmamalı.

İşin kilit noktalarından biri de bu aslında. Camilerin temizliğinden, cemaate namaz kıldırmakla veya Ezan-ı Muhammedi’yi okumakla görevli imam ve müezzin sorumlu oluyor. Üstü başı tertemiz olması gereken, namaz vakitleri haricinde cemaatiyle yakından ilgilenmekle görevli imam ve müezzinin, kollarını, paçalarını sıvayıp, tuvaletlere ‘inmesi’… (Tuvaletlerin camilerin alt katında olması sizi de rahatsız ediyor mu?)

İşin mimari yönüyle ilgili olarak da birçok eleştiri yapılabilir. Tuvaletlerin, camilerin alt katında yer alması, buram buram kötü kokuların yayılıp mescide kadar girmesi… İnsanın, hele hele bir Müslüman’ın tahammül edebileceği şeyler değil.

Ya cami tuvaletlerinin temizliği görevinin ihaleyle irili ufaklı şirketlere verilmesi? Durum daha da çirkinleşiyor. Kötü kokular arasında ulaştığınız lavabonun temiz olmayıp insanı çileden çıkarmasının üstüne, bir da para alınması! Çok küçük, göze batmayan bir ücret söz konusu olabilir. Fakat ha bir kuruş istenmiş de verilmiş, ha binlerce lira! Hiçbir şekilde mazeret kabul edilmeyecek bir durum bu.

EN İYİSİ, EN SAĞLIKLISI, EN HİJYENİK OLANI…


Müslümanız ve her ne gerekçeyle olursa olsun, birkaç sorumsuz yüzünden, camilerimizin “kötü ve pis” manzaralarla anılmasına tahammül edemeyiz biz. Bu yüzden “yetkili” saydığımız tüm mercilerden, “en iyisini” istemeye hakkımız var. En iyisini! En kaliteli musluk, en temiz tuvalet, en hijyenik sabun, en düzgün tuvalet kağıdı… Evimizi ne kadar temiz tutuyorsak, evimiz için ne kadar özen gösteriyorsak yani, camilere de aynı hassasiyetin hatta daha fazlasının gösterildiğini hissetmeliyiz. Bahane işitmeye değil, güzeli görmeye ihtiyacımız var. Cami önünden geçerken burnunu kapayanlara bakıp başımızı önümüze eğmek zorunda mıyız? Değiliz. “Temiz olmaya” ihtiyacımız var. Temizliğiyle örnek olması gereken bir ümmetin, temiz olma alışkanlığına yeniden kavuşması için ne gerekiyorsa onun tedarik edilmesi gerek. “Kalabalıkları yola getirmek” zor mu veya daha açık ifadeyle, “Herkese temizlik alışkanlığı aşılamak” zor mu? Zorsa, imkansız değil ya! Bugün olmaz, yarın… Yarın olmaz bir yıl sonra… Belki birkaç yıl sonra… Bugün tuvaletleri temiz bulan insanlar, zaman geçtikçe, illa ki “Bizim de temiz bırakmamız gerekiyor” diyecek ve temizlik alışkanlığı edinebilecektir. Bunun için biz ümitliyiz. Lütfen siz de ümitli olun ve başlarda ne kadar çok zorlansanız da, kangren haline dönmüş bu konuyu dile getirmekten, çözüm istemekten çekinmeyin.

NELER YAPILABİLİR?

İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı ile yapılan görüşmeye göre müftülük bu konuda duyarlı vatandaşlardan “şikayet bekliyor!”

Kadroların yetersizliğinden yakınan Çağrıcı; “İstanbul’da sayıları binlerce olduğu için her camiyi takip edemiyoruz. Zaten imkansız bu. Elbette mazeret üretmemek gerek. İnsanlar, hangi caminin tuvaleti pisse bize şikayet etsin. Düzeltmek için üzerine gideriz sorunun” diyor. Peki, biz de tek tek şikayetimizi dile getirelim. Hatta sadece İstanbul’da değil, Ankara’da, Malatya’da, Kütahya’da, Rize’de… Nerede bizi rahatsız eden cami tuvaleti varsa, müftülüklere şikayetimizi bildirelim ve “temiz tuvalet istediğimizi” söyleyelim. Tek tek uğraşmaktansa, Diyanet’in kapısını çalmak da çözüme ulaşmak için faydalı olabilir. İhaleyle temizlik görevini üstlenen firmalara ikazda bulunulabilir. Hiç değilse, ücret öderken, “Tuvaletleri yeterince temiz tutmuyorsunuz” demek bile, zamanla işe yarayabilir.
Zaman, bu sorunun çözülmesi için bize en çok ümit vaad eden unsur değil mi zaten?

Ümmühan ATAK

mavi derinlik
Thu 18 August 2011, 02:25 am GMT +0200
       Kendi evimizde bir temizleme gerektiğinde komşuyu bekliyormuyuz..? Neden bizim en özel anlarımızda bulunduğumuz o manevi mekanlar için başkasının gayretini bekliyoruz..? Bizim İbadethanemiz, kutsal değerimiz.. Temiz bulmak istiyorsak ibadet etmeye gittiğimizde, temiz bırakmalıyız.. Temizleyebilmeliyiz gerektiğinde de.. Evimizdeki kötü görünümden utanabiliyorsak, bu da yeterince utanmamız gereken bir sebeptir..
       Rabbimiz bizleri toplum olarak gerekli hassasiyete ulaştır... Allah Razı Olsun paylaşım için..

Canani
Thu 18 August 2011, 05:06 am GMT +0200
Mavi derinlik kardeşim çok haklısın....İnsanların evlerine , bahçelerine gösterdiği hassasiyeti camilere yada toplu olarak kullandığımız herhangi bi yere gösterselerdi o zaman daha müslümanlığa yakışanı yapmış üzerimize düşen görevi bi nebze olsada yerine getirmiş olurduk...İnşallah bu hassasiyet içinde oluruz toplum olarak ...dua ile...

saniyenur
Thu 18 August 2011, 10:20 am GMT +0200
Gerçekten cami tuvaletleri çok pis. Özellikle sigara mevzusu beni çıldırtıyor. İçen bayanlara hakka girdiklerini, kapalı alnlarda sigara içmenin yasak olduğunu söylediğimde duymamazlıktan geliyor çoğu. Temizlik konusunda önce vatandaşları özellikle de anneleri bilgilendirmek lazım, köklü çözüm bu olsa gerek. Annaler çocuklarına bu konuda örnek olmalılar.

Yakındığım konulardan biri idi bu husus şu ana kadar ilgili kurulışlara bu konuyu da şikayet etmemiştim. bu da bizim eksikliğimiz. Hatırlattığınız için Rabbim razı olsun sizlerden.