- Camiler, devletin daireleri değil, Allahın evleridir

Adsense kodları


Camiler, devletin daireleri değil, Allahın evleridir

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Fri 6 April 2012, 06:16 pm GMT +0200
“Camiler, devletin daireleri değil, Allah’ın evleridir”



Tarih: 06.04.2012
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyarbakır ziyaretinin ikinci gününde din görevlileri ile bir araya geldi. Başkan Görmez, “Camiler devlet dairesi değildir, Allah’ın evidir. Camilerde Allah’ın bize öğrettiği temel ilke ve prensipler geçerlidir. Camiler bütün farklılıkları birleştiren, bütünleştiren mekânlardır. Hangi dilden hangi renkten hangi ırktan olursa olsun statüsü makamı mevkii ne olursa olsun herkes camiye girince eşitlenir.  Bir tek cemaatimiz bile camide İslam’ın mesajını anlayamıyorsa görevimizi eksik yapıyoruz demektir. Her dil muhteremdir. Asıl olan mana ve mazmundur. Asıl olan sizin onlara ulaştıracağınız İslam’ın mesajının anlaşılmasıdır. Bizim vazifemizde herhangi bir ayrım yapmak yoktur. Bu ülkede İslam söz konusu olduğunda bütün dillerin üstünde ortak bir dilimiz vardır. Mühim olan hangi lafzı kullandığımız değil hangi mazmunu, hangi manayı kullandığımızdır. Dillerimiz ve lehçelerimiz farklı olsa da bizim anlam ve kavramlar dünyamız aynıdır.” dedi.

Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Merkezi’nde Diyarbakır’daki din görevlileriyle bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Diyarbakır’ın kadim geleneğinde mevcut olan cami derslerinin yeniden ihya edilmesinin gerekliliğini vurguladı. Başkan Görmez şunları söyledi;

“Diyarbakır’daki ilim halkalarını yeniden ihya etmemiz lazım. Göreve başlayan bir mihrap görevlisi camisinde sabah namazına gelen cemaat sayısını artıramıyorsa görevini hakkıyla yerine getiremiyor demektir. Diyarbakır insanında imana ve İslam’a karşı sonsuz bir ihtiram vardır. Her ne olursa olsun özünde ve mayasında İslam olma şuuru, İslam’a mensup olma bilinci vardır. Bize düşen kendinde var olan o özü, mayayı harekete geçirmektir.”

Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in konuşmasından önemli başlıklar şöyle;

“İmam sadece cami cemaatinden sorumlu değildir…”

“İmam caminin değil mahallesinin, köyünün, beldesinin, şehrinin imamıdır. Her imam mahallesindeki ailelerden, gençlerden haberdar olmak zorundadır. Diyarbakır’ın imamı, müftüsü, vaizi şehrinden haberdar olmalı, ortak bir akılla kötü gördüğü bir şeyi düzeltmek adına tedavi yolları aramalıdır.

Sokaklarda kaç çocuğumuzun yaşadığından, kahvehane köşelerinde kaç gencimizin ömrünü çürüttüğünden, kaç gencimizin uyuşturucu batağında olduğundan haberdar olmak ve bunlara önlem almak zorundayız.”

“Topluma anladığı dilden hitap etmek zorundayız… Camiler devlet dairesi değildir…”

“Halka, topluma anladığı dil ile hitap etmemiz gerekiyor. Camiye gelen cemaatimiz İslam’ın mesajlarını anladığı dilde duymak, bilmek zorundadır. Bir tek cemaatimiz bile camide İslam’ın mesajını anlayamıyorsa görevimizi eksik yapıyoruz demektir. Camiler devlet dairesi değildir, Allah’ın evidir. Camilerde Allah’ın bize öğrettiği temel ilke ve prensipler geçerlidir.”

“Her dil muhteremdir… Asıl olan gönül dilidir…”

“Dillerin farklılığı Allah’ın ayetlerindendir. Her dil muhteremdir. Asıl olan mana ve mazmundur. Bizim, dillerimizin fevkinde ortak bir dilimiz var. Biz o dili bulamazsak o dildeki mana ve mazmunu bulamazsak kendi ana dillerimizi de kaybederiz. Bizim vazifemizde herhangi bir ayrım yapmak yoktur. İsteyen elini açar ve istediği dilde Allah’a dua eder. Önemli olan sizin onlara ulaştıracağınız İslam’ın mesajının anlaşılmasıdır. Bizim kaybettiğimiz bir dilimiz vardır ki; o da bütün dillerin fevkindedir. O dil gönül dilidir. Onunla konuştuğumuzda herkes anlar.

Bu ülkede İslam söz konusu olduğunda bütün dillerin üstünde ortak bir dilimiz var. Mühim olan hangi lafzı kullandığımız değil hangi mazmunu hangi manayı kullandığımızdır. Dillerimiz ve lehçelerimiz farklı olsa da bizim anlam ve kavramlar dünyamız aynıdır. Allah, peygamber, tevhit, tekbir, kıble gibi temel kavramlarımız bütün dillerde bizleri birleştiren kavramlardır.”