sumeyye
Tue 8 February 2011, 02:23 pm GMT +0200
21) Cahiliye Dönemi Ve Rasûlullah’in (s.a.) Islahatı
Rasûlullah’ın (s.a.) getirdiği şeriatın manasını kavramak istiyorsak, önce şu hususları anlamamız gerekir: Birincisi, ümmîlerin halinin bilinmesi. Bilindiği gibi, İslâm şeriatı ümmîlere gönderilmiştir ve teşrîde esas, onların hali olmuştur. İkincisi, onların içinde bulundukları halin, -daha önce geçen teşrî, kolaylık ve şeriat hükümleri gibi bahislerde ele alınan maksatlar doğrultusunda- nasıl ıslah edildiğinin bilinmesi.
Hz. Muhammed (s.a.), Hanîf İsmailî Şeriatla Gönderilmiştir:
Bil ki: Rasûlullah (s.a.), hanîf İsmailî şeriatla gönderilmiş, onunla zaman içerisinde meydana gelen sapmaların doğrultulması, tahriflerin izalesi, nurunun yayılması amaçlanmıştır. Şu âyet, bu konuya atıfta bulunmaktadır:
“Sizi o seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahimi’in dini...” [623]
Durum böyle olunca, bu şeriatın esaslarının (Araplarca) müsellem, tutacağı yolun belirgin olması gerekmektedir. Zira peygamberin, hak yolun hâlâ izlerini taşıyan bir kavme gönderilmesi halinde, onun tümden değiştirilmesi ve yerine başkasının konması manasız olur. Dahası bu gibi durumlarda vacip olan, daha önceden mevcut bulunan şeriatın benimsenmesi ve yerleştirilmeye çalışılmasıdır. Çünkü peygamber gönderilen kavmin o şeriatı kabul etmeleri daha kolay, haklarında ileri sürülecek hüccetler daha güçlü olacaktır.
İsmailoğulları, Ataları Hz. İsmail’in Şeriatını Tevarüs Edegelmişlerdir:
İsmailoğulları, ataları Hz. İsmail’in (s.a.) şeriatını tevarüs edegelmişlerdi. Onlar, Amr b. Luhayy’a [624] gelinceye kadar onun şeriatı üzere idiler. Amr, kendi sakat düşüncesine dayanarak onun şeriatına bazı şeyler sokmuş, bunun sonucu hem kendi sapmış, hem de başkalarını saptırmıştır. Bu meyanda putlara tapınmayı, şaibelerin [625] seyiplenmesini, bahîraların [626] kutsanmasını icad etmiştir. İşte o zaman din saflığını yitirmiş ve bozulmuş; hak, bâtıl ile karışmıştır, cehalet, şirk ve küfre esir olunmuştur.
Hz. Muhammed (s.a), Îsmailoğullarını Islâh İçin Gönderilmiştir:
Allah Teâlâ, efendimiz Hz. Muhammed’i (s.a.), onların yanlışlarını düzeltmek, bozulmuş yönlerini ıslâh etmek için göndermiştir. İşte bu amaçla gönderilen Hz. Peygamber (s.a.), mevcut konumu ele almış, onlardan Hz. İsmail’in (s.a.) şeriatına uygun olanlarını, Allah’ın nişanelerinden bulunanlarım korumuş; yapılan tahrifleri, bozmaları, şirkin ve küfrün nişanesinden olanları iptal etmiş, iptalini de tescil etmiştir. Adetler... vb., konularla ilgili hususlara gelince, onlarda uyulması gereken âdâb kurallarım koymuş, hoş karşılanmayan yönlerini belirtmiş, faydalı olan davranış biçimlerini açıklamış, yanlış töreleri yasaklamış, iyilerini emretmiştir. Aslî ya da amelî olup da fetret döneminde terkedilmiş bulunan her şeyi, aynen eski tazeleğiyle iade etmiş, böylece Allah’ın nimeti tamamlanmış, dini rayına oturmuştur.
[623] Hacca: 22/78.
[624] Amr b. Luhayy b. Harise b- Amr b. Âmir el-Ezdî. Kahtân'dandır. Hz. İsmail'in (s.a.) dinini ilk bozan ve Arapları putlara tapmaya davet eden kimsedir. Künyesi Ebû Sümâme'dir. Rivayete göre, Ka'be'nin hicabet görevini üstlenmiş, bu sırada Meâb denilen yere gitmiş, orada insanların putlara taptığını görmüş ve onların bu itikatlarını putlarıyla birlikte Mekke'ye taşımıştır, Bkz. Ziriklî, A'lâm, 5/84. (Ç)
[625] Sâibe (ç. sevâib): Belli şartları haiz olan ve putlar adına otlaması için salınan, sağılmayan, binilmeyen ve boğazlanmayan hayvanlara denir, Bkz. Mâide: 5/103.
[626] Bahire (ç. bahâir): Beş kere doğuran ve beşinci yavrusu dişi olan deveye denir. Bunun kulakları çentilir ve sütü, eti, sırtı kadınlara haram sayılırdı. Putlara adanırdı. Mâide: 5/103.