saniyenur
Sat 24 December 2011, 10:04 pm GMT +0200
51- Cahiliye Dönemi Amellerinden Dolayı Sorumlu Olunup Olunmayacağı Meselesi
94- Abdullah İbn Mes'ud (r.a)'tan rivayet edilmiştir: “Bazı İnsanlar, Resulullah (s.a.v.)'e:
“Ey Allah'ın resulü! Cahiliye döneminde yaptıklarımızdan dolayı sorumlu tutulacak mıyız?” dediler. Resulullah (s.a.v.):
“Sizden her kim, İslam'da iyi ameller işlerse cahiliye dönemindeki yaptıklarından dolayı sorumlu tutulmaz. Fakat kim kötülük ederse, hem cahiliye dönemindeki ve hem de İslam'da yaptıklarından dolayı sorumlu tutulur” buyurdu. [162]
Açıklama:
Burada kafir bir kimse müslüman olup müslümanlıkta kalmaya devam ederse küfür halinde işlediği günahların hepsinin bağışlanacağı, fakat İslam dininde kalmaya devam etmeyip tekrar küfre dönüp dinden çıkarsa o zaman o kimse hem önceki küfür halinde işlediği günahlardan ve hem de müslüman olduktan sonraki dinden çıkmasıyla sorumlu olduğu bildirilmektedir.
İmam Nevevî ise bu hadisi şöyle tefsir etmiştir: Hakiki müslüman olmakta devam eden bir kimsenin, müslüman olmazdan önceki yaptıklarından sorumlu tutulmayacağı Kur'an nassı, bir çok sahih hadisle ve müslümanların icmaıyla sabittir.
Nitekim konuyla ilgili bir hadiste,
“İslam, kendisinden önceki (dönemlere ait) günahları yok eder” [163] buyurulmaktadır.
Hadisin metninde geçen “Kötülükten” maksat; İslam'a kalbiyle girmeyip zahiren Kelime-i şahadeti getirerek teslim olmak ve kalbiyle İslam'ın hak olduğuna inanmamaktır. Böyle bir kimse, bütün müslümanların icmaıyla münafık olup küfrü üzere baki olup müslüman suretinde görünmezden önce işlemiş olduğu cahiliye dönemi amellerinden sorumlu olduğu gibi müslüman göründüğü zaman yaptıklarından da sorumludur. Çünkü bu adam, küfründe devam etmiştir.[164]
Übbî'de, Nevevî'nin bu yorumunu beğenip konuyla ilgili olarak şöyle demiştir: Nevevî, İslam'daki iyi ameli “İhlas”la ve kötü ameli de “İhlassız”lıkla tefsir etmiştir. Çünkü samimi müslüman olmayan bir kimseyi, bütün amelleriyie sorumlu tutmak doğru olmadığı gibi İslam'daki iyi amel “Taat” ve kötü ameli de “Muhalefet” diye açıklamak doğru değildir. Çünkü böyle bir açıklama, İslam'ın kendinden önceki amelleri hükümsüz bırakmasını taata ve gelecekte şeriata muhalefet etmemeye bağlı olmayı gerektirir. Halbuk mesele, böyle değildir. [165]
Kısacası: müslüman olmak; kişi ve toplumlan, İslam öncesi yada İslam dışı yaşayışlarının maddi-manevi kirlerinden temizler, yepyeni bir kimlik ve kişiliğe kavuşturur. Bu anlamda İslam; zihnî, fikrî, siyasî, ekonomik ve ahlakî kirliliği, kargaşayı ve anarşiyi ortadan kaldıracak en gerçekçi bir arınma sistemi ve fırsatıdır.
[162] Buhârî, istitâbetu'I-Mürteddîn 1; Ibn Hibbân, Sahih, 396.
[163] (Müslim, İman 192, 121.
[164] Nevevî, Müslim, Şerhi, 2/135.
[165] Übbî, Müslim Şerhi, 1/380-381.