- Cafer b. Ebi Talip

Adsense kodları


Cafer b. Ebi Talip

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Wed 21 September 2011, 01:02 pm GMT +0200
SEVİNCİNDEN OYNADI; HZ. CAFER B. EBİ TALİP (R.A)

Mart 2010 54.SAYI

Şenşen yıldız arkadaşlarını toplamış oynuyordu. Aydede gökyüzünün en güzel yerine oturmuş onları izliyordu. Küçük yıldızlar, Aydede’yi görür görmez başucuna toplandılar. Aydede, onlara birer şeker verdi. Onlar kıtır kıtır şekerlerini yerken Aydede de minik yıldızlarına o güzel hikayelerinden birini anlatmaya başladı:

“İslam dini yayılmaya başlayınca puta tapanlar, Müslümanları aç susuz bırakırlar. Birçok insan perişan olur. Müslümanlar rahatça ibadetlerini yapamazlar. Bu nedenle Efendimiz (s.a.v) onların Habeşistan’a hicret etmelerine izin verir.

Hicret edenlerden, Cafer b. Ebi Talip (r.a) başkanlığında bir gurup Hayber’in fethinden sonra vatanlarına döner. Yolda Peygamberimiz (s.a.v) ile karşılaşırlar. Efendimiz (s.a.v) onları görünce çok sevinir. Mutluluğunu, ‘Bilmem ki bu iki şeyden hangisine sevineyim. Hayber’in fethine mi yoksa Cafer’in gelişine mi?’ diye ifade eder ve onu alnından öper.

Hz. Cafer (r.a) sevincinden ne yapacağını şaşırır. Bir çocuk gibi tek ayaküstünde zıplayarak Peygamberimiz’in (s.a.v) etrafında dönmeye başlar. Peygamberimiz (s.a.v) tebessüm ederek; ‘Ne yapıyorsun Cafer’ diye sorar. O da şöyle der: ‘Habeşliler sevindikleri bir haber karşısında tek ayaküstünde krallarının etrafında dönerlerdi. Ben de sevincimi onlar gibi yaparak göstermek istedim.’ Bu durum orada bulunan herkesi gülümsetir.”

Fıkra

CEVAPLARIMI KONTROL EDİYORUM

Temel üniversite sınavına girmiş. Her soruda yazı tura atarak cevapları vermiş. İki saat sonra öğrencilerin çoğu sınav kağıdını verip salonu terk etmiş, Temel hala yazı tura atıyor. Öğretmen gelip başına dikilmiş; “Temel hepsine yazı tura atıyorsun, hala bitiremedin mi?” diye sormuş. Temel “Hocam bir saat önce bitirdim ama cevaplarımı kontrol ediyorum!” demiş.

Bilmeceler


1- Çalmak fiilinin gelecek zamanı nedir?
2- Ay varken uçar, gün varken kaçar.
3- Ağaca çıkar adam değil, yazı yazar kalem değil.
4- Lamba düştü is oldu, tava düştü tan dedi, annem geldi bul dedi.

UÇAN HALI VE KUŞ EVLERİ

Sevgili arkadaşlar geçen hafta Üsküdar’daydım, gökyüzünde dolanırken uçmayı öğrenmeye çalışan minik bir serçe ile tanıştım. Beni evine davet etti. “Eviniz nerede?” dediğimde bana bir caminin duvarını gösterdi. Küçücük camları olan iki katlı minik bir köşkü andırıyordu yuvası. Ona; “Ne kadar güzel ve şirin bir eviniz var” dedim. Serçe “Mihriman Sultan camisini yapanlar kuşlar için de bir ev yapmayı unutmamışlar. Ne iyi etmişler. Yuvama her girdiğimde onlara dua ediyorum” dedi.

O sırada Eren ve Enise camiden çıktılar. Yanımıza geldiler. Konuştuklarımızı onlara da anlattım. Eren; “Özellikle Osmanlı dönemi eserlerinden; cami, medrese, han, kütüphane gibi yerlerde kuşlar için özel evler yapılırmış. Ve bu minik evlerin güzel görünmesine de önem verilirmiş. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde kuşlara ait birbirinden güzel çeşitli köşkler görebiliriz” dedi.

O sırada Enise’nin yüzünün birdenbire değiştiğini fark ettim. Sanki bir şeye çok üzülmüştü. Sebebini sorduğumda şöyle dedi: “Penceremizin önüne ekmek kırıntıları koymuştum. Alt komşumuz ekmeklere gelen kuşların camlarını pislettiğini söyledi. Ekmek kırıntılarını koymadığım için kuşlar artık gelmiyor. Oysa eskiden kuşların pencerelere yuva yapması bereket sayılırmış. İnşALLAH bundan sonra günümüz modern mimarları evleri yaparken, kuşları da unutmazlar…”

Kadriye BAYRAKTAR