ezelinur
Fri 30 July 2010, 08:04 pm GMT +0200
BÜYÜKLERİ TANIMAK
"Ahmet Sait Fârûkî" evliyâ bir zât idi
Her hâli insanlara birer nasîhat idi
Var idi kendisinde iyi huy güzel ahlâk
Şefkatli davranırdı O herkese muhakkak
Her ne zaman bir sohbet etse idi O halka
Ölüm ve Âhiretten bahsederdi mutlaka
Bir gün de buyurdu ki: (Gidilirken bir yere
İhtiyaç duyulursa nasıl ki bir rehbere
Allah'a kavuşturan bu din yolunda da hem
Yolu bilen bir "Rehber" lâzımdır hem de elzem
Bu din "Sorup öğrenmek ve iş yapmak" dînidir
İnsan yalnız kalırsa bu çok tehlikelidir
İnsana dost lâzımdır olsa da bir tek kişi
Yoksa Kitap okumak olmalı onun işi
Kendi aklına göre giderse eğer insan
Arkadaşı Şeytândır ve sonu olur hüsrân)
Bir gün de buyurdu ki: (Hak teâlâ insanda
"İki korku"yu birden cem etmez bir arada
Yâni kim bu dünyâda korkar ise Allah'tan
Korkmaz o âhirette Cehennemden azâbtan
Dünyâda korkmayan da çok korkar âhirette
Zîrâ o kimse için azâb vardır elbette
"Korkma"nın menşeinde vardır gizli "Muhabbet"
İnsan çok sevdiğinden çekinir korkar elbet
Allah korkusunun da temelinde bu vardır
Bu sevgi çoğaldıkça korku dahî çoğalır
Kulda böyle korkunun hâsıl olması için
Mütevâzı olması lâzım gelir kişinin
Kibirli insanları Rabbimiz sevmez elbet
Sevmediğine ise vermez muvaffakıyyet
Gayriyi beğenmiyen çok âdi birisidir
Şeytân huylu ve hattâ şeytânın kendisidir
Şeytân Âdem Nebî'ye karşı kibrettiğinden
Kovuldu tard olundu huzûr-u ilâhî'den)
Yine O buyurdu ki evinde bir sohbette:
(Eğer niyet hayırsa hayırdır âkıbet de
Hak teâlâ bir kula eder ise muhabbet
Sevdiği bir kulunu tanıtır ona elbet
Gösterir demiyorum "Tanıtır" çok sevdirir
"Görmek" ile "Tanımak" zîrâ ayrı şeylerdir
Her kime tanıtırsa Allah böyle birini
Ona vermiş demektir her türlü nîmetini
Nasıl Resûlullah'ı çok sevdi sahâbîler
Verdi Allah onlara çok ulvî dereceler
Çok yüksek olsa bile başı bir evliyânın
Ayağı altındadır sahâbe-i kirâmın
Onları tanımakla tanımayıp sevmemek
Arasında çok büyük fark vardır bilmek gerek
"Gözü açık" olanla "Âmâ olan" gibidir
Onları tanıyan ve seven çok tâlihlidir)
"Ahmet Sait Fârûkî" evliyâ bir zât idi
Her hâli insanlara birer nasîhat idi
Var idi kendisinde iyi huy güzel ahlâk
Şefkatli davranırdı O herkese muhakkak
Her ne zaman bir sohbet etse idi O halka
Ölüm ve Âhiretten bahsederdi mutlaka
Bir gün de buyurdu ki: (Gidilirken bir yere
İhtiyaç duyulursa nasıl ki bir rehbere
Allah'a kavuşturan bu din yolunda da hem
Yolu bilen bir "Rehber" lâzımdır hem de elzem
Bu din "Sorup öğrenmek ve iş yapmak" dînidir
İnsan yalnız kalırsa bu çok tehlikelidir
İnsana dost lâzımdır olsa da bir tek kişi
Yoksa Kitap okumak olmalı onun işi
Kendi aklına göre giderse eğer insan
Arkadaşı Şeytândır ve sonu olur hüsrân)
Bir gün de buyurdu ki: (Hak teâlâ insanda
"İki korku"yu birden cem etmez bir arada
Yâni kim bu dünyâda korkar ise Allah'tan
Korkmaz o âhirette Cehennemden azâbtan
Dünyâda korkmayan da çok korkar âhirette
Zîrâ o kimse için azâb vardır elbette
"Korkma"nın menşeinde vardır gizli "Muhabbet"
İnsan çok sevdiğinden çekinir korkar elbet
Allah korkusunun da temelinde bu vardır
Bu sevgi çoğaldıkça korku dahî çoğalır
Kulda böyle korkunun hâsıl olması için
Mütevâzı olması lâzım gelir kişinin
Kibirli insanları Rabbimiz sevmez elbet
Sevmediğine ise vermez muvaffakıyyet
Gayriyi beğenmiyen çok âdi birisidir
Şeytân huylu ve hattâ şeytânın kendisidir
Şeytân Âdem Nebî'ye karşı kibrettiğinden
Kovuldu tard olundu huzûr-u ilâhî'den)
Yine O buyurdu ki evinde bir sohbette:
(Eğer niyet hayırsa hayırdır âkıbet de
Hak teâlâ bir kula eder ise muhabbet
Sevdiği bir kulunu tanıtır ona elbet
Gösterir demiyorum "Tanıtır" çok sevdirir
"Görmek" ile "Tanımak" zîrâ ayrı şeylerdir
Her kime tanıtırsa Allah böyle birini
Ona vermiş demektir her türlü nîmetini
Nasıl Resûlullah'ı çok sevdi sahâbîler
Verdi Allah onlara çok ulvî dereceler
Çok yüksek olsa bile başı bir evliyânın
Ayağı altındadır sahâbe-i kirâmın
Onları tanımakla tanımayıp sevmemek
Arasında çok büyük fark vardır bilmek gerek
"Gözü açık" olanla "Âmâ olan" gibidir
Onları tanıyan ve seven çok tâlihlidir)