neslinur
Sat 10 July 2010, 02:15 pm GMT +0200
Büyüklere Saygı
“Bereket, büyüklerinizle beraberdir.” Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem), bu hadîsi ile sosyal bir meseleye değinmiştir. Büyüklerle sık sık birarada bulunmak gereği. Bir toplum büyüklerine sahip olduğu ölçüde medenîleşmiş demektir. Büyüklerine sahip çıkan milletler; dinlerine, kültürlerine sahip çıkmış demektir. Çünkü din, kültür ve gelenek ancak kişinin kendisinden büyüklerle birarada olduklarında öğrenilebilir.
Bir başka hadîste de Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Büyüklerine saygı göstermeyen bizden değildir” buyurmuştur. Bundan dolayı Müslümanlar, öteden beri büyüklerine sahip çıkan, onlara saygı gösteren insanlar olarak bilinmişlerdir. Günümüzde, genellikle Müslüman olmayan toplumlarda, yaşlılar huzur evlerine gönderilmekte, ya hiç aranmamakta ya da fırsat bulununca hatırları sorulmaktadır. Vefalı olarak bilinen Müslümanlar ise genel olarak büyüklerine vefasızlık gösterip onları toplumdan tecrid etmezler. Ancak hiç kimsesi olmayanlar huzur evlerine gider. Aslında Osmanlılar döneminde bu kimsesiz yaşlı kimselerin zengin kimseler tarafından sahiplenildiği, büyük konaklarda onlara da bir köşecik bulunduğu nakledilmektedir. “Ahretlik” veya “Âhiret kardeşi” diye bilinen hanımlar bu kabil kişilerdi. Bu kimseler evin hanımının hem yardımcısı hem de arkadaşı idiler. Onlara hizmetçi muamelesi yapılmaz, ailenin bir üyesi olarak görülürlerdi.
İlk hadîste de işaret edildiği gibi büyüklerle beraberlikten memnun olan Allah Teâlâ, yaşlılarına sahip olan kimselerin malına, yemeğine bereket verir. Bugün sık sık şikâyet konusu olan bereketsizliğin kaynağını biraz da bunda aramak gerekmektedir.
“Bereket, büyüklerinizle beraberdir.” Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem), bu hadîsi ile sosyal bir meseleye değinmiştir. Büyüklerle sık sık birarada bulunmak gereği. Bir toplum büyüklerine sahip olduğu ölçüde medenîleşmiş demektir. Büyüklerine sahip çıkan milletler; dinlerine, kültürlerine sahip çıkmış demektir. Çünkü din, kültür ve gelenek ancak kişinin kendisinden büyüklerle birarada olduklarında öğrenilebilir.
Bir başka hadîste de Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Büyüklerine saygı göstermeyen bizden değildir” buyurmuştur. Bundan dolayı Müslümanlar, öteden beri büyüklerine sahip çıkan, onlara saygı gösteren insanlar olarak bilinmişlerdir. Günümüzde, genellikle Müslüman olmayan toplumlarda, yaşlılar huzur evlerine gönderilmekte, ya hiç aranmamakta ya da fırsat bulununca hatırları sorulmaktadır. Vefalı olarak bilinen Müslümanlar ise genel olarak büyüklerine vefasızlık gösterip onları toplumdan tecrid etmezler. Ancak hiç kimsesi olmayanlar huzur evlerine gider. Aslında Osmanlılar döneminde bu kimsesiz yaşlı kimselerin zengin kimseler tarafından sahiplenildiği, büyük konaklarda onlara da bir köşecik bulunduğu nakledilmektedir. “Ahretlik” veya “Âhiret kardeşi” diye bilinen hanımlar bu kabil kişilerdi. Bu kimseler evin hanımının hem yardımcısı hem de arkadaşı idiler. Onlara hizmetçi muamelesi yapılmaz, ailenin bir üyesi olarak görülürlerdi.
İlk hadîste de işaret edildiği gibi büyüklerle beraberlikten memnun olan Allah Teâlâ, yaşlılarına sahip olan kimselerin malına, yemeğine bereket verir. Bugün sık sık şikâyet konusu olan bereketsizliğin kaynağını biraz da bunda aramak gerekmektedir.