- Buluşma Yerinde Gizlice Toplanış

Adsense kodları


Buluşma Yerinde Gizlice Toplanış

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Sun 31 January 2010, 10:34 pm GMT +0200
Buluşma Yerinde Gizlice Toplanış


Ka´b b. Malik der ki:

"...Sonra, hacca çıktık.

Resûlullah (a.s.)la, Teşrik günlerinin ortasında, Akabe´de buluşmak üzere vaadleştik.

Hac ibadetini yerine getirip boşaldığımız ve Resûlullah (a.s.)la buluşmayı vaadleştiğimiz gece, seyyidlerimizden bir seyyid, şeriflerimizden bir şerif olan Ebu Cabir Abdullah b. Amr b. Haram yanımızda idi.

Kendisini yanımızda tutup, bırakmadık.

Halbuki, kavmimizin, yanımızda bulunan ve müşrik olan kimselerinden, işimizi gizli tutuyorduk.

Fakat, Abdullah b. Amr b. Haram´la konuştuk. Ona:

´Yâ Ebâ Câbir! Sen bizim seyyidlerimizden bir seyyid, şeriflerimizden bir şerifsin!

Biz seni içinde bulunduğun şirk yüzünden Cehennemin odunu olmandan uzaklaştırmak istiyoruz!´ dedik ve kendisini İslâmiyete davet ettik.

Resûlullah (a.s.)ın Akabe´de bizimle buluşmak üzere vaadleştiğini de haber verdik.

Abdullah b. Amr b. Haram hemen Müslüman oldu ve Akabe´de kabilesinin temsilcisi olarak bizimle birlikte bulundu.

O gece, ağırlıklarımızın yanında, kavmimizle birlikte uyuduk.

Gecenin üçte biri geçince; Resûlullah (a.s.)la buluşmaya vaadleşilen yerde bulunmak üzere, bağırtlak kuşunun ayrılışı gibi, ağırlıklarımızın yanından gizlice sıyrılıp, Akabe yanındaki Şı´b´da toplandık.

Biz yetmişüç erkek idik.

Yanımızda, kadınlarımızdan iki kadın da bulunuyordu ki, birisi Mazin b. Neccar oğulları kadınların-dan Ümmü Umâre Nesîbe binti Ka´b, öbürü de Selime oğulları kadınlarından Ümmü Meni´ Esma binti Amr idi.

Şı´b´da toplanıp, Resûlullah (a.s.)ı beklemeye başladık.

Nihayet, Resûlullah (a.s.) geldi.

Kendisinin yanında da, amcası Abbas b. Abdulmuttalib bulunuyordu.

Kendisi, o zaman, kavminin dininde idi*

Ancak, yeğeninin işinde hazır bulunmayı ve onun işini sağlama bağlamayı arzu ediyordu.

Oturulunca, ilk konuşan da, Abbas b. Abdulmuttalib oldu ve:

´Ey Hazrec cemaatı!**

Siz de bilirsiniz ki; Muhammed bizdendir.[25]

Bu, benim kardeşimin oğludur ve bana insanların en sevgilisidir!

Eğer siz onu tasdik ve kendisinin Allah´tan getirdiklerine iman ediyor, onu alıp yanınıza götürmek istiyorsanız; yardımsız bırakmayacağınıza, aldatmayacağınıza dair, sizden kesin bir söz almak istiyo rum!

Çünkü, sizin komşularınız Yahudilerdir. Yahudiler ise buna düşmandırlar.

Onların tuzak kurmayacaklarından emin değilim. [26]

Eğer siz; sizi tek yaydan ok yağmuruna tutacak olan Arap kabilelerinin de düşmanlıklarına göğüs gerebilecek kadar savaş gücüne malikseniz, aranızda iyice görüşüp konuşarak kararlaştırınız da, son radan tefrikaya düşmeyiniz![27]

Biz onu kavmimizden koruya gelmişizdir.

O kendi kavminin içinde bulunmakta ve korunmaktadır.

Fakat, buradan ayrılmak, ancak size katılmak arzusundadır.

Eğer siz kendisine vaadle davette bulunduğunuz yardım, barındırma ve muhaliflerinden koruma gibi şeyleri yerine getireceğinize kani iseniz, ne âlâ!

Şayet, yanınıza vardıktan sonra, korkup yardım edemeyecek, kendisini muhaliflerinin eline bıraka cak iseniz, şimdiden bırakınız!

O, kendi kavminin içinde ve beldesinde şerefiyle bulunmakta ve korunmakta devam etsin![28] Sizin konuşma yapacak olanınız konuşsun!

Fakat, konuşmasını uzatmasın![29]

Çünkü, üzerimizde, müşriklerden gözcüler, casuslar vardır![30]

Buradan konak yerlerinize dağıldığınız zaman da,[31] işinizi gizli tutunuz!´ dedi."[32]




[25] * Hz. Abbas, İslâm iyete hizmet için, Müslümanlığını müşriklerden gizlemekte idi. Onun Müslüman oluşuyla ilgili bahse bakınız.

** Araplar, Ensar kabilelerini Hazrec diye anarlardı.

İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 83-84, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 461, Taberî, Târih, c. 2, s. 238, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 446, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 162, Zehebî, Târîhu´l-islâm, s. 302, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 160, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 44.

[26] Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 1, s. 302.

[27] İbn Sa´d, Tabakât, c. 1, s. 222.

[28] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 84, Taberî,c.2, s. 238, Beyhakî, c. 2, s. 446, İbn Seyyid, c. 1, s. 162, Zehebî, s. 302, Ebu´l-Fidâ, c. 3,5.160.

[29] İbn Sa´d, c. 4, s. 9, Beyhakî, c. 2, s. 450, Heysemî, Mecma, c. 6, s. 48.

[30] İbn Sa´d, c. 1, s. 222, Belâzuri, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 254, Beyhakî, c. 2, s. 450, Heysemî, c. 6, s. 48.

[31] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 8.

[32] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 8, Belâzurî, E nsâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 254.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/266-268.