sidretül münteha
Tue 1 February 2011, 04:51 pm GMT +0200
142. Buluntu Çocuk (Lâkît)
Bu bahse ilişkin konuşmamız da, çocuğu yerden almanın, çocuğu yerden alanın ve yerden alınan çocuğun hükümleri hakkındadır.
İmam Şafiî «Herhangi bir kimsenin bakımında olmayıp, ölümle başba-şa bırakılmış sahipsiz çocukları almak farz-ı kifayedir» demiştir [13]. Onu alan kimsenin ilerde «Benim kölemdir» dememesi için onu alırken şahit tutmanın vücubunda ihtilaf vardır.
Bu ihtilafın sebebi, yitiğin alınmasında şahit tutmanın vücubu hakkındaki ihtilafın sebebidir. Cumhura göre ergenlik çağına ermeyen her çocuk alınabilir. Şafiî mezhebinde ise, fânk-ı mümeyyiz (iyiyi kötüyü ayıran) çocuğun alınabildiğinde tereddüt vardır.
Sahipsiz çocukları alabilen kimsenin şartlarına gelince:
Her hür, adaletli ve reşit olan kimsenin alabildiğinde ihtilaf yoktur. Fakat köle -efendisiyle kitabet akdini yapmış olsa bile- alamaz. Gayrimüslim de ancak gayrimüslim çocuğu alabilir. Çünkü gayrimüslimin müslüman çocuklar üzerinde velayet hakkı yoktur. Müslümanlar ise, gayrimüslim çocukları alabilirler. Dindarlığı zayıf veyahut mübezzir (israfçı.) olan kimselerin aldıkları çocuklar ellerinden alınır. Sahipsiz çocukları alabilmek için zenginlik şart değildir. Çünkü çocuğun masrafı, kendisine vacip değildir. Fakat eğer yaparsa, çocuk büyüdükten sonra çocuktan isteyemez. İslâm ülkesinde yerde bulunan çocukların müslüman olduğuna hükmolunur.
İmam Mâlik'e göre babası müslüman olan çocuğun, müslüman olduğuna hükmolunur.
İmam Şafiî ise, «Baba ile anneden hangisi müslüman ise çocuk ona tâbidir» demiştir. İmam Mâlik'in tâbilerinden îbn Vehb de buna katılır.
Yerde bulunan sahipsiz çocukların hür veya köle olduklarında da ihtilaf edilmiştir.
Kimisi «Kendisini alıp büyütenin kölesidir», kimisi «Hürdür. Fakat öldüğü zaman eğer varisleri yoksa mirası ona kalır», kimisi «Mirası da ona kalmaz. Varisi hazinedir» demiştir. İmam Mâlik bu son görüşe katılır. Temel kaidelere uygun olan da, bu son görüştür. [14]
[13] Hanefi mezhebine göre normalde mendub, bazı durumlarda ise farz-ı kifâye'dir.
[14] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/67.