sumeyye
Wed 30 March 2011, 01:57 pm GMT +0200
Bulunan Hayvanların Kiralanması Ve Satılması:
Hayvanların kiraya verilmesinden bir fayda sağlanıyorsa, hâkimin izniyle hayvan kiraya verilir. Kazandığı para kendisine harcanır: Çünkü bu durumda mal, kendisini borç altına sokmaksizm sahibinin mülkiyetinde bırakılmaktadır. Kaçak kölenin hükmü de böyledir.
Hayvanın sağlayacağı bir fayda yoksa ve satılması uygunsa, satılır: Hayvana masraf yapılması daha uygunsa, hâkim ona bu emri verir ve yapılan masrafları sahibine borç sayar. Çünkü onun velayeti nazarîdir. Sahibinin geleceği ümidiyle hâkim ona iki veya üç gün yem vermesini emredebilir. Bundan sonra hayvanı satar ki, ona verilen yem, değerinin tamamını kapsamasın. Bu durumda mal sahibinin hakkına bakılmaz.
Hayvan sahibi çıkıp gelirse, yapılan masrafları ödeyineceye kadar, bulanın onun hayvanını alıkoymaya hakkı vardır: Çünkü o hayvanı bulan şahsm sayesinde o hayvana yeniden mâlik olabilmiştir. Çünkü o hayvan manen ölmüştü. Bulan kişi yaptığı masraf ve verdiği yem ile onu diriltmiş ve o hayvanı satan kişi gibi olmuştur. Sahibi masrafları ödemeye yanaşmazsa, kendisine yapılan masrafları için satılır: Tıpkı rehin mal gibi... Çünkü hâkimin masraf için emir vermesi, sahibinin emir vermesi gibidir. Bu durumda bulan kişi o hayvana sanki sahibinin emriyle yem verip masraf etmiş ve yanında tutmuştur.
Sahibine vermeyip alıkoyduktan sonra hayvan ölürse, rehinde olduğu gibi, yapılan masraf düşer. Alıkoymadan evvel ölürse, düşmez: Çünkü o hayvan kendisini bulanın yanında emanettir. [14]
Yitiği Bulanın Mal Sahibinden Karşılık İstemesi:
Bulunan eşyanın, hayvanın veya hür çocuğun sahibine tesliminde ondan bir hak istemenin gereği yoktur: Çünkü yitiği bulan onu sahibine teslim ederken, bir nevi bağışta bulunmaktadır. Ama mal sahibinin ona bir şey vermesi güzel olur. Fakat kaçak köleyi bulup sahibine teslim eden şahsa bir şeyler vermek bunun aksine kıyas ile değil de, nass ile vacibidir.
Kerhî'nin lukata hakkında şöyle dediği nakledilir; "Malı kaybolan bir kimse, 'yitiğimi bulana şu kadar para vereceğim' derse; bulan adama belirttiğini değil de, ecr-i misil vermesi gerekir. Çünkü bu fasid bir kiralamadır.
Ebû Yûsuf un da lukata hakkında şöyle dediği nakledilir; 'bir kimse yitiği bulduktan sonra kendisi de kaybeder ve sonra bir başkası onu bulursa; evvel bulup kaybeden bu mes'elede hasım olmaz.' Yitiği bulup yerden almadan ikisi de aynıdır. Bunlar emanetçi gibi değildirler. Zira emanetçi kendisine emanet bırakılan malı muhafaza etmekle vazifeli olduğu gibi, onu bulup alma hakkına da sahiptir. [15]
[14] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/373-374.
[15] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/374.