ehlidunya
Fri 26 August 2011, 05:08 pm GMT +0200
Bu gecenin kadrini bilelim
Kur'ân âyetlerinden anlaşıldığına göre Ramazan ayı içinde bulunan bir gece çok değerlidir. Yine Kur'ân'ın isimlendirmesiyle bu gecenin adı, Leyletü'l-Kadr (Kadir Gecesi)'dir. Leyl veya leyle, "gece", kadr ise "değer, miktar, ölçü" mânâsına gelir. Buna göre Leyletü'l-Kadr, "çok değerli bir gece" olarak tercüme edilebilir. Kur'ân-ı Kerim'de bu geceye iki yerde işaret edilir. Bunlardan biri olan Kadr sûresi'nde Leyletü'l-Kadr tabiri iki defa zikredilir: "Muhakkak Biz onu Kadr Gecesi'nde indirdik. Kadr Gecesi'nin ne olduğunu sen nereden bileceksin? Kadr Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Rûh, o gece Rabblerinin izniyle her iş için iner. Selâmdır o, tan yeri ağarıncaya kadar!" (97:1-5) Burada bu geceden, Kur'ân-ı Kerîm'in indirildiği gece olarak bahsedilir. Bundan başka bu gecede, melekler ve Rûh'un indiği ifade edilir. Bu geceye işaret edilen Duhân Sûresi'nde ise o, "mubârek bir gece" olarak nitelendirilir: "(Hakkı) apaçık gösteren Kitâb'a and olsun! Biz onu mübarek bir gecede indirdik. Çünkü Biz, uyarıcıyız. Onda her hikmetli emir, katımızdan bir emir ayırt edilir." (Duhân, 2-5)
Her iki âyette de Kur'ân-ı Kerîm'in bu gecede indirildiğinden bahsedilir. Başka bir âyette ise Kur'ân-ı Kerîm'in Ramazan nazil olduğu ifade edilir: "Ramazan ayı ki, insanlara hidâyet, hidâyetin açık delilleri ve ayırt edici olarak Kur'ân onda (o ayda) indirildi. Sizden kim o aya şâhit olursa oruç tutsun" (Bakara, 185) Bu âyet, Kadir Gecesi'nin Ramazan ayı içinde bulunduğunu gösterir. Kur'ân-ı Kerîm'in bu gecede indirilmesi, bu gecede vahyedilmeye başlandığı anlamına gelir. Başka bir ifadeyle Hz. Peygamber'e (s.a) ilk vahiy bu gecede gelmiştir. Ona "Kadr Gecesi" denmesi, dünya için hikmet ve ilimle dolu her türlü emri içeren yeni bir vahyin temelinin bu gecede atılmış olması sebebiyledir. Aynı sebepten dolayı o, "mübarek gece" veya "büyük, azametli gece" diye de isimlendirilmiştir. Bundan dolayı Kadir Gecesi, âdetâ Kur'ân-ı Kerîm'in vahyedilişinin yıldönümü olmaktadır.
Müslümanların Kadr Gecesi'ni Ramazan ayının son on veya son yedi gecesinin tek gecelerinden birinde aramaları gerektiğini gösteren çeşitli Hadisler vardır. Bir hadise göre Kadir Gecesi, Ramazanın 25. veya 27. veya 29. gecesidir. Diğer bir hadiste, Hz. Peygamber'in (s.a.v) ashâbından bazılarının Kadir Gecesi'ni son yedi gecede rüyalarında gördüklerini anlatır. İslâm toplumunun genel görüşü, Ramazan ayının 27. gecesinde olduğu şeklindedir.
Şurası unutulmamalıdır ki, Kadir Gecesi'ni bu derece değerlendiren şey Kur'ân-ı Kerim'in vahyedilmeye başlanmasıdır. Kur'ân'ın sadece inmeye başlaması, o geceyi, "bin aydan daha hayırlı" kılmaktadır. Bin ay ise, seksen üç sene dört ay yapmaktadır. Bu da ortalama bir insan ömrüdür. Geçmiş ümmetlerin ömürleri uzun olduğu için amelleri de çok oluyordu. Ümmeti Muhammed'in ömrü kısa olunca amelleri yetmiş- seksen yılla sınırlı kalacaktı. İşte Allah Teala'nın rahmeti sebebiyle her yıl seksen kusur seneden daha hayırlı bir gece onlara lütfedilmiş ve amellerinin çoğalması istenmiştir. Dolayısıyla Kadir Gecesi sayesinde müminler kısa ömürlerinde çok uzun yıllarda yapabilecekleri ibadetleri yapmış olmaktadırlar. Bu Allah'ın müminlere bahşettiği büyük bir nimettir.
Müslümanlar bu gecede daha çok ibadet etmek ve daha çok Kur'ân okumalıdır. Kur'ân ayında Kur'ân'la meşgul olmak, onu okumak, anlamaya çalışmak, okuyanlardan dinlemek elbette çok sevaptır. Bu yüzden Ramazan ayında müslümanların Kur'ân'la buluşmaları artar. Ancak bu buluşmanın şuurlu ve bilinçli olması esastır.
Kadir gecesi, kader gecesidir. Af gecesidir. Sabaha kadar Hayır ve bereketin dağıtıldığı bir gecedir. Kadir gecesinde Hz. Peygamberin Hz. Aişe'ye öğrettiği dua çokça okunmalı, sabaha kadar Kuran okuyarak, namazı kılarak, günahlarımıza tövbe ederek ibadetle meşgul olunmalıdır.
yenişafak
Kur'ân âyetlerinden anlaşıldığına göre Ramazan ayı içinde bulunan bir gece çok değerlidir. Yine Kur'ân'ın isimlendirmesiyle bu gecenin adı, Leyletü'l-Kadr (Kadir Gecesi)'dir. Leyl veya leyle, "gece", kadr ise "değer, miktar, ölçü" mânâsına gelir. Buna göre Leyletü'l-Kadr, "çok değerli bir gece" olarak tercüme edilebilir. Kur'ân-ı Kerim'de bu geceye iki yerde işaret edilir. Bunlardan biri olan Kadr sûresi'nde Leyletü'l-Kadr tabiri iki defa zikredilir: "Muhakkak Biz onu Kadr Gecesi'nde indirdik. Kadr Gecesi'nin ne olduğunu sen nereden bileceksin? Kadr Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Rûh, o gece Rabblerinin izniyle her iş için iner. Selâmdır o, tan yeri ağarıncaya kadar!" (97:1-5) Burada bu geceden, Kur'ân-ı Kerîm'in indirildiği gece olarak bahsedilir. Bundan başka bu gecede, melekler ve Rûh'un indiği ifade edilir. Bu geceye işaret edilen Duhân Sûresi'nde ise o, "mubârek bir gece" olarak nitelendirilir: "(Hakkı) apaçık gösteren Kitâb'a and olsun! Biz onu mübarek bir gecede indirdik. Çünkü Biz, uyarıcıyız. Onda her hikmetli emir, katımızdan bir emir ayırt edilir." (Duhân, 2-5)
Her iki âyette de Kur'ân-ı Kerîm'in bu gecede indirildiğinden bahsedilir. Başka bir âyette ise Kur'ân-ı Kerîm'in Ramazan nazil olduğu ifade edilir: "Ramazan ayı ki, insanlara hidâyet, hidâyetin açık delilleri ve ayırt edici olarak Kur'ân onda (o ayda) indirildi. Sizden kim o aya şâhit olursa oruç tutsun" (Bakara, 185) Bu âyet, Kadir Gecesi'nin Ramazan ayı içinde bulunduğunu gösterir. Kur'ân-ı Kerîm'in bu gecede indirilmesi, bu gecede vahyedilmeye başlandığı anlamına gelir. Başka bir ifadeyle Hz. Peygamber'e (s.a) ilk vahiy bu gecede gelmiştir. Ona "Kadr Gecesi" denmesi, dünya için hikmet ve ilimle dolu her türlü emri içeren yeni bir vahyin temelinin bu gecede atılmış olması sebebiyledir. Aynı sebepten dolayı o, "mübarek gece" veya "büyük, azametli gece" diye de isimlendirilmiştir. Bundan dolayı Kadir Gecesi, âdetâ Kur'ân-ı Kerîm'in vahyedilişinin yıldönümü olmaktadır.
Müslümanların Kadr Gecesi'ni Ramazan ayının son on veya son yedi gecesinin tek gecelerinden birinde aramaları gerektiğini gösteren çeşitli Hadisler vardır. Bir hadise göre Kadir Gecesi, Ramazanın 25. veya 27. veya 29. gecesidir. Diğer bir hadiste, Hz. Peygamber'in (s.a.v) ashâbından bazılarının Kadir Gecesi'ni son yedi gecede rüyalarında gördüklerini anlatır. İslâm toplumunun genel görüşü, Ramazan ayının 27. gecesinde olduğu şeklindedir.
Şurası unutulmamalıdır ki, Kadir Gecesi'ni bu derece değerlendiren şey Kur'ân-ı Kerim'in vahyedilmeye başlanmasıdır. Kur'ân'ın sadece inmeye başlaması, o geceyi, "bin aydan daha hayırlı" kılmaktadır. Bin ay ise, seksen üç sene dört ay yapmaktadır. Bu da ortalama bir insan ömrüdür. Geçmiş ümmetlerin ömürleri uzun olduğu için amelleri de çok oluyordu. Ümmeti Muhammed'in ömrü kısa olunca amelleri yetmiş- seksen yılla sınırlı kalacaktı. İşte Allah Teala'nın rahmeti sebebiyle her yıl seksen kusur seneden daha hayırlı bir gece onlara lütfedilmiş ve amellerinin çoğalması istenmiştir. Dolayısıyla Kadir Gecesi sayesinde müminler kısa ömürlerinde çok uzun yıllarda yapabilecekleri ibadetleri yapmış olmaktadırlar. Bu Allah'ın müminlere bahşettiği büyük bir nimettir.
Müslümanlar bu gecede daha çok ibadet etmek ve daha çok Kur'ân okumalıdır. Kur'ân ayında Kur'ân'la meşgul olmak, onu okumak, anlamaya çalışmak, okuyanlardan dinlemek elbette çok sevaptır. Bu yüzden Ramazan ayında müslümanların Kur'ân'la buluşmaları artar. Ancak bu buluşmanın şuurlu ve bilinçli olması esastır.
Kadir gecesi, kader gecesidir. Af gecesidir. Sabaha kadar Hayır ve bereketin dağıtıldığı bir gecedir. Kadir gecesinde Hz. Peygamberin Hz. Aişe'ye öğrettiği dua çokça okunmalı, sabaha kadar Kuran okuyarak, namazı kılarak, günahlarımıza tövbe ederek ibadetle meşgul olunmalıdır.
yenişafak