- Bu Dükkanda Yok Yok!

Adsense kodları


Bu Dükkanda Yok Yok!

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Mon 11 July 2011, 07:58 pm GMT +0200
Tencere



Ekim 2010 142.SAYI


Serhat ALBAMYA kaleme aldı, TENCERE bölümünde yayınlandı.

Kayda Değer Diyaloglar

Amerika’da çalışan bir arkadaş bir isteği olup olmadığını öğrenmek için Çorum’daki dedesini arıyor:

– Dede, Amerika’dan ne istersin, sana ne getireyim?

– Oğlum, burada satılan tırnak çakıları tırnağımı tam almıyor. Varsa ordan büyük bir tırnak çakısı getir...

...

Dergiden bir arkadaşımız telefonda karşı tarafın daha iyi anlaması için vereceği adresi kodlayarak söylüyor:

– Apartman ismi “Gül.” Bak kodluyorum: Gebze’nin “G”si, Üsküdar’ın “Ü”sü, Lüleburgaz’ın “L”si... Daire numarası, Kırklareli’nin 40’ı...

...

İnegöl’de mobilya işi ile uğraşırken bir yatak odası takımına ayna kestirmem gerekti. Camcıya varır varmaz dalgınlıkla dükkandan çıkıp aynanın ölçülerini almadığım aklıma geldi. Camcı ustaya ölçüleri unuttuğumu söyleyince haliyle:

– O zaman dükkanı telefonla ara da sor, diye cevapladı. Ben:

– Abi yeni taşındık numara değişti, yeni numara da aklımda değil, dediğimde bu sefer:

– E, o zaman varsa komşu dükkanın numarasını ara da sor, dedi.

– Abi bende komşunun numarası da yok, deyince:

– Oğlum sende de hiç bi’ numara yokmuş! İnsan hiç değilse bi’ döner tekme atar, yine bi’ numara yapar, deyiverdi.
Ben bu beklenmedik cümleyi yaklaşık on dakika sonra anlayınca: “Demek ki şaka geliyorum demez, kimden nerden çıkacağı da belli olmaz..” diye avunarak dükkanın yolunu tuttum.

Kör Olası Çöpçüleeer!

Bir arkadaş anlatıyor:

Bir tatil beldesinde arkadaşlarla dolanıyorduk, birden birkaç sokak öteden “kör olası çööpçüleeer” diye bi ses gelmeye başladı. Erkin Koray’ın meşhur parçasının sadece bu kısmı ard arda çalınca şaşırdık. Herhalde CD takıldı, aynı yeri tekrar tekrar çalıyor diye düşündük.

Biz biraz daha ilerleyince ses de yakınlaşmaya başladı. Fakat müziği çalan kişi her kim ise ne şarkıyı durduruyor ne de ileri alıyordu. Şarkının sadece “kör olası çööpçüleeerr” kısmı sokaklarda yankılanıyordu.

Biz de “Nasıl olsa boş boş dolanıyoruz, bari şu sesin kaynağını bulalım!” diyerek merakımızı gidermek için sesin geldiği yöne doğru hızlı adımlarla yürümeye başladık. Sese yaklaştığımız vakit ses birden kesildi ve köşeyi döndüğümüzde çöp kamyonuyla karşılaştık. Başlangıçta tam emin olamasak da durumu kamyonun şöförüne sorunca her şey aydınlandı:

– Yeğenim, çöp arabasının geldiğinden milletin haberi olsun diye bu şarkıyı kullanıyoruz.

İyi, güzel! Kullanın da, hangi insan kendine beddua ede ede geldiğini haber eder ki?

Bu Dükkanda Yok Yok!

Geçtiğimiz günlerde, bir arkadaşımla karşı taraftaki işlerimizi halletmiş, Nişantaşı’ndan Beşiktaş’a yürüyerek iniyorduk. Akşam vakti olduğundan ikimizin de karnı acıkmıştı. Bir yandan da arkadaşımın baş ağrısı nüksedince yürümek iyice zorlaşmıştı.

Yemeğe gitmeden önce bir iş başvurusu için fotoğraf çektirmemiz gerekiyordu, önce bu işi halletmeliydik.

Bir yandan ne yiyeceğimizi konuşurken bir yandan da sağda solda fotoğrafçı var mı diye yol kenarında dizilmiş dükkanlara bakınıyorduk.

Hem açlıktan hem de yorgunluktan öyle bir hale gelmişiz ki, tam da aradığımız dükkanın önünden geçtiğimizin son anda farkına vardık. Dükkanın camekanında “beş dakikada vesikalık”, “sıcak çorba bulunur” ve “eczane” yazılarını görünce ikimiz de sorgusuz sualsiz içeri daldık.

Görünüşe göre burası tam da aradığımız yerdi. Önce fotoğrafımızı çektirecek, onların çıkmasını beklerken çorbalarımızı içecek ve sonra da tok karınla bir güzel ağrı kesicimizi içecektik. Tam kafamızda bu planları kurarken dükkan sahibinin acı sözleriyle kendimize geldik:

– Abi burası tabelacı, vitrindekiler de bizim yaptığımız örnek tabelalar!..

İnsan bazen hakikaten çok dalgın olabiliyormuş, çok görmemek lazım.