- Bizim Mahallenin Meselesi

Adsense kodları


Bizim Mahallenin Meselesi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Thu 8 September 2011, 10:44 am GMT +0200
Bizim Mahallenin Meselesi


Ekim 2008 118.SAYI


Sabahattin AYDIN kaleme aldı, SUNUŞ bölümünde yayınlandı.

Bu ay pek çok açıdan bıçak sırtı bir konuyla huzurunuzdayız. Din İstismarı. Bıçak sırtı diyoruz, çünkü ülkemizde mesele artık “İslâm’a karşı taraftan bakanların ucuz suçlamaları” olmaktan çıkmış durumda. Dinin kendi ruhuyla ve zahir hükümleriyle bağdaşmayan unsurlarla ilişkilendirilmesi, türlü şekillerde dünyalık emeller için kullanılması artık “bizim mahallenin” bir meselesidir. Bu yüzden sağlamı çürüğü titizlikle ayırt etmek, her şeye rağmen iyi niyeti paranteze alarak konuşmak zorundayız. Bu da kolay değil.

Liberal kapitalist ekonomik düzen bu topraklarda artık kendi kültürünü inşa ederken, dindar kesimler dahi kimi kolundan bacağından, kimi gövdesiyle dünyevîleşme tuzağına yakalanmışken böyle konuların kenarından dolaşmak da pek mümkün değil. Konuşmak gerekir. Biz de böyle bir itilmenin sonucunda, hiç de sevimli bulmamakla birlikte konuşuyoruz.

Böyle ferdi aşan boyutları olan konuları Semerkandımıza taşımak ne işe yarar? Peşinen söyleyelim, 3-5 sayfa yazı hiçbir şeyi çözmez. Ama bir sorunun farkına varmak, kendini sorgulamak, etrafında olan biteni anlayıp doğru tavır almak için bazen 3-5 satır bile yeter. Bizim yapmak istediğimiz de tam olarak budur. Yani sorunu bilelim, kendi yerimizi belirleyelim. Aslında bir çözüme varılacaksa başlangıç noktası da yine budur.

Diğer taraftan böyle sosyal ve kültürel yanı ağır basan meselelerin bireyin sorumluluk alanıyla ilgili yanları olduğu gözden kaçırılmamalıdır. “Ekonomik düzen bu, ben ne yapabilirim.” “Devletin düzelteceği konular bizi aşar.” dediğimiz hemen her konuda kendi yapabileceklerimiz var bizim. Yüz yılı aşkın süredir İslâmcılığın dini asıl muhatabından, yani bireyden uzaklaştıran etkisine maruz zihinlerimiz için bu zor olabilir. Ama bunun panzehiri olan tasavvufî yaklaşıma da aşinayız biz. O yaklaşım her meseleyi insanın üzerine kurmuyor mu?

Mübarek ramazan ayını uğurlayıp bayrama merhaba diyerek karşıladık bu ayı. Dergimiz böyle bir eşikte küçük bir muhasebeye davet ediyor okuyucularını. Çünkü ramazan o kadar güçlü ve yoğun bir etkiyle başlıyor ve bitiyor ki, bir anlamda yılbaşı olarak görülse yeridir. Bu muhasebe geçen bir yılın ve yarınların muhasebesi anlamına geliyor bu sebeple.

Ramazan bayramınızı tebrik ederiz. Bayrama yaraşır bir yaşama coşkusu dileriz bütün okuyucularımıza.

Kasım sayımızda buluşmak üzere inşallah.