sumeyye
Tue 5 April 2011, 01:36 pm GMT +0200
Bitmiş Alış Verişde Araya Girmek:
Bir fiat üzerinden alış verişi bitiren iki kimsenin fazla fîat vererek aralarına girmek mekrûhdur: Bununla alâkalı olarak Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:
“Kişi kardeşinin pazarlığı üzerine pazarlık yapmasın.” [36] Bu iş şöyle olur: Satıcıyla müşteri alış verişi yapmaya razı olurlar, fıat da kesinlik kazanır, geride sadece akdin yapılması kalır; işte tam o esnada üçüncü bir şahıs araya girerek fazla fiat verip alış verişi bozar. Bu caiz değildir. Ama ikisinin anlaşmasından evvel üçüncü bir şahsın fazla fıat vermesi caizdir. Bu bütün beldelerde ve zamanlarda insanlar arasında alışılmış olan bir durumdur. Sahih bir rivayette anlatıldığına göre, Hz. Peygamber (sas) bir çulu başkasına göre daha fazla fıat veren birine satmıştır. [37]
Alıcı Olmadığı Halde Öyle Görünmek:
Alıcısı olmadığı halde alıcı gibi görünerek başkasını teşvik için malın değerini artırmak mekruhtur. Şehre mal getirmekte olan kafileyi yolda karşılayıp şehre girmeden mallarını almak mekrûhdur: Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:
“Alıcısı olmadığınız halde başkasını teşvik için malın fıatını yükseltmeyin.” [38]
Fakat bununla beraber bu gibi alış verişler caizdir: Çünkü bu gibi alış verişlerle alâkalı yasak akdin mânasında ve şartlarında olmayıp, akdin haricindeki bir mânada olduğundan dolayı, bu gibi alış verişler caizdir. Bir kimsenin birbirlerinin mahremi olan iki küçük kölesi veya biri büyük diğeri küçük iki kölesi versa; bunları birbirinden ayırması mekruh olur: Bununla alâkalı olarak Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur: “Ana ile yavrusunu birbirinden ayıran kimseyi, Allah (cc) cennette sevdiklerinden ayırsın.” [39]
“Köle büluğa erinceye, cariye âdet görünceye kadar onları hem esir edip hem de birbirlerinden ayırmayın.” [40]
Büyük küçüğe şefkat gösterir, onu terbiye eder. Kölelerin ikisi de küçükse, birbirleriyle ülfet ederler. Ama birbirlerinden ayrılırlarsa, bundan zarar görürler. Hz. Peygamber (sas) Hz. Ali (ra) ye kardeş olan iki küçük köleyi hibe etmiş, sonra durumlarını sormuş; Hz. Ali (ra) de, birini sattım, deyince; Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:
“Ya her ikisini de (aynı adama) sat, veya her ikisini de (bana) geri ver.” [41] Başka bir rivayete göre Hz. Peygamber (sas);
“Git ve onu geri al.”emrini vermiştir.
Fakat her ikisi de büyükse, mekrüh olmaz: Çünkü Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:
“Köle büluğa erinceye, cariye âdet görünceye kadar.” Hz. Peygamber (sas) her ikisi de büyük ve kardeş olan cariyelerden Mariye ile Sirin'i birbirinden ayırmış; Sirin'i hibe etmiş ve Mariye'yi de haremine almıştı. Eğer aralarında mahremiyet (meselâ amcazadelik) yoksa, ikisini birbirinden ayırmak caizdir. Çünkü nass kıyasa muhalif olarak varid olmuştur. Bu sebeple sadece varid olduğu mes'eleye mahsus olur; başka mes'eleleri kapsamaz. Aralarında nesebden dolayı değil de, hısımlık ve süt emmeden dolayı mahremiyet varsa da, birbirlerinden ayırdedilebilirler. Aralarında karı-kocalık bağı olsa, anlattığımız sebeplerden dolayı birbirlerinden ayırd edilebilirler. Küçük olan köle diğerinden ayırd edilerek satılırsa, satış caiz olur. Ancak aralarındaki yakınlık; evlatlık, atalık veya analık yakınlığı ise, Ebû Yûsuf buna muhaliftir. Aralarındaki yakınlık kardeşlik yakınlığı ise, İmam Züfer de buna muhalifdir. Bu, aynı zamanda Ebû Yûsuf’dan da gelen bir rivayettir.
Sattığı küçük köleyi kardeşinden ayırıp sattığı için; Hz. Peygamber (sas) in Hz. Ali (ra) ye geri alması için verdiği emirle alâkalı hadîs-i şerîf, bu tasarrufun caiz olmadığının delilidir. Rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (sas) esirler arasında aklını yitirmek üzere olan bir kadın görünce, durumunu sormuş, kendisine o çocuğun satıldığından dolayı bu hale düştüğü söylenmiş, Hz. Peygamber (sas) de çocuğu kendisine geri vermelerini emretmişti. Bu da küçük köleyi yakınından ayırarak satmanın caiz olmadığını göstermektedir. Hz. Peygamber (sas);
“Ana ile yavrusunu birbirinden ayıran kimseyi Allah (cc) cennette sevdiklerinden ayırsın.” diyerek bu işi yapanları tehdit etmesi, küçük köleyi yakınından ve büyüğünden ayırarak satmanın haram olduğunu göstermektedir.
Bizim görüşümüze göre; o malını sıhhat şartlarının tamamına uygun olarak sattığı için satışı caizdir. Yasak ise, akid dışı bir mânadan dolayıdır; o da çocuğa dokunacak olan zarardır. Bu sebep cuma ezanı okunurken yapılan alış verişde olduğu gibi, akdi bozmaz. Ama kerahet getirir ve günaha yol açar. Ebû Hanîfe'ye göre borçları kapatmak ve cinayet diyetlerini ödemek gibi durumlarda sahibi küçük köleyi anasından veya yanındaki yakınından ayırarak satabilir. Kendisi satın alarak teslim aldıkdan sonra, kusuru sebebiyle küçük köleyi geri verebilir. Ayırmak mekrühtur, ama hakların ödenmesi vacibedir. Birini azad edip, diğeriyle mükâteplik akdi yapmak mekrüh olmaz. Çünkü küçük kölenin bundaki faydası, diğerinden ayırdedilip satılması durumunda göreceği zarardan daha çoktur ve böylesi daha iyi olur. [42]
[36] Bu hadîsi Buharî, Müslim, Neseî, İbn. Mace ve Ahmed rivayet etmiştir.
[37] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 1/407.
[38] Bu hadîsi Buharî, Müslim, Tirmizi, Nesei, İbn. Mace, Malik ve Ahmed rivayet etmiştir.
[39] Bu hadisi Tirmizi, Hakim, Darekutni ve Ahmed rivayet etmiştir.
[40] Bu hadisi Darekutni ve Hakim rivayet etmiştir.
[41] Bu hadisi Tirmizi, İbn. Mace ve Ahmed rivayet etmiştir.
[42] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları:1/407-409.