sümeyra
Sun 22 January 2012, 10:15 am GMT +0200
BİRİNCİ BÖLÜM İSLAMIN VARLIK TELÂKKİSİ
İslâm'da Kainat Gerçeği
«İslâm'a göre, eşyanın varlığı bîr realitedir. Ve ilim, bu eşya realitesine nüfuz eder.»
Bu hüküm, beşer aklını daima meşgul eden şu iki ana meseleyi hallediyor:
A) İçinde yaşadığımız şu dünya ve eşya, gerçekten var mıdır? Kâinatın varlığı, bir hakikat mıdır? Dînin temel akidesi olan, «ALLAH'ın varlığı» prensibi, gaybe inanış demektir. İnancımız; «gözümüzle görmediğimiz gerçeklerin varlığını kabul» esasına dayanmaktadır. ALLAH, Melek, Ahiret inançları, gözle görülmeyen gerçeklerin kabulü demektir. Bu inanç; maddeyi, kâinatı ve hayatı normal olarak tetkik eden insanın kabulüdür. Kur'-an'da bunun misallerini görürüz. Hz. İbrahim'in; güneşin, ayın vs yıldızların hareketlerine bakıp, her birinin gözden kaybolduğunu görünce; rol an, kaybolan ve Fonu olan şeylerin yaratıcı olmayıp, yaradık olduklarını idrak etmesi ve. ezelî, ebedî, kâinatın yaratıcısı olan ALLAH'a iman etmesi, kâinat gerçeğinden îmana vasıl oluşun açık örnnîtidîr. İslâm'ın tavpiy? ettiği iman: kâinat varlığının tetkiki ve müşahedesi neticesinde fertte hasıl olan imandır.
«Şüphesiz, pöklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar şeyleri denizde akıtıp taşıy)an o gemilerde ALLAHın yukarıdan indirip onunla yer yüzünü, ölümünden sonra dirilıtiği suda, deprenen her hayvanı orada üretip yaymasında, gökle yer arasında (Hakkın emrine) boyun eğmiş olan rüzgârları ve bulutları evirip çevirmesinde, aklı ile düşünen bir kavm için nice âyet (ve alâmet) ler vardır.» [17]
«De ki: «Göklerde ve yerde neler var, bakın.» ( Fakat) bunca âyetler (ibretler), inzarlar, iman etmeyecekler güruhuna fayda vermez.»[18]
İslâm'da Kainat Gerçeği
«İslâm'a göre, eşyanın varlığı bîr realitedir. Ve ilim, bu eşya realitesine nüfuz eder.»
Bu hüküm, beşer aklını daima meşgul eden şu iki ana meseleyi hallediyor:
A) İçinde yaşadığımız şu dünya ve eşya, gerçekten var mıdır? Kâinatın varlığı, bir hakikat mıdır? Dînin temel akidesi olan, «ALLAH'ın varlığı» prensibi, gaybe inanış demektir. İnancımız; «gözümüzle görmediğimiz gerçeklerin varlığını kabul» esasına dayanmaktadır. ALLAH, Melek, Ahiret inançları, gözle görülmeyen gerçeklerin kabulü demektir. Bu inanç; maddeyi, kâinatı ve hayatı normal olarak tetkik eden insanın kabulüdür. Kur'-an'da bunun misallerini görürüz. Hz. İbrahim'in; güneşin, ayın vs yıldızların hareketlerine bakıp, her birinin gözden kaybolduğunu görünce; rol an, kaybolan ve Fonu olan şeylerin yaratıcı olmayıp, yaradık olduklarını idrak etmesi ve. ezelî, ebedî, kâinatın yaratıcısı olan ALLAH'a iman etmesi, kâinat gerçeğinden îmana vasıl oluşun açık örnnîtidîr. İslâm'ın tavpiy? ettiği iman: kâinat varlığının tetkiki ve müşahedesi neticesinde fertte hasıl olan imandır.
«Şüphesiz, pöklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar şeyleri denizde akıtıp taşıy)an o gemilerde ALLAHın yukarıdan indirip onunla yer yüzünü, ölümünden sonra dirilıtiği suda, deprenen her hayvanı orada üretip yaymasında, gökle yer arasında (Hakkın emrine) boyun eğmiş olan rüzgârları ve bulutları evirip çevirmesinde, aklı ile düşünen bir kavm için nice âyet (ve alâmet) ler vardır.» [17]
«De ki: «Göklerde ve yerde neler var, bakın.» ( Fakat) bunca âyetler (ibretler), inzarlar, iman etmeyecekler güruhuna fayda vermez.»[18]