- Birbirinden alacakların altın gümüş değişimi

Adsense kodları


Birbirinden alacakların altın gümüş değişimi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Mon 24 January 2011, 04:16 pm GMT +0200
6. Birbirinden Alacakların Altın-Gümüş Değişimi:



Ulema, biribirinden alacaklı olan iki kişiden birinin alacağı alün, diğeri­nin de gümüş olduğu zaman, bu iki kişi borçlarını ortaya getirip birbirlerine teslim etmeden birbirlerine satabilirler mi, satamazlar mı diye ihtilaf etmişlerdir.

İmam Mâlik «Eğer her iki alacağın da vadesi tamam olursa caizdir», İmam Ebû Hanife «Vadeleri tamam olmasa da, caizdir» İmam Şafiî de «Va­deleri tamam olsa da, caiz değildir» demişlerdir.

Caiz görmeyenler, «Çünkü bu satış, meydanda olmayan bir şeyi, mey­danda olmayan bir diğer şeye satmaktır. Biri meydanda olup diğeri meydan­da olmayan iki şeyin birbirleriyle satılması caiz olmayınca, her ikisi de meydanda olmayan ilci şeyin birbirleriyle satılmasının caiz olmaması evleviyetle lazım gelir» demişlerdir. İmam Mâlik de «Vadesi tamam olan bir alacak, meydanda imiş gibi olur» demiştir. İmam Mâlik, alacağın alacakla satışı babından olmaması için her ikisinin de vadesinin gelmesini şart koşmuştur. İmam Mâlik'in tabilerinden İbn Vehb ile İbn Kenane de İmam Şafiî gibi söy­lemişlerdir.

Ulemanın, başkasında bir miktar gümüş para alacağı bulunan bir kimse, vadesi tamam olduğu zaman, alacağı yerine altın para veyahut başkasında bir miktar altın para alacağı bulunan bir kimse, vadesi tamam olduğu zaman, alacağı yerine gümüş para alabilir mi, alamaz mı diye ihtilaf etmeleri de, bu ihtilaflarına yakındır. İmam Mâlik «Eğer biribirinden ayrılmadan teslim alırsa, caizdir» demiştir, ki İmam Ebû Hanife de buna katılır. Ancak İmam Ebû Hanife, «Alacağının vadesi gelmese bile, altın olan alacağı yerine gü­müş ve gümüş olan alacağı yerine altın alabilir» demiştir. Ulemadan bir ce­maat da «Vadesi gelsin gelmesin, altın olan alacak yerine gümüş ve gümüş olan alacak yerine de altın almak caiz değildir» demiştir. Bu da Abdullah b. Abbas ile Abdullah b. Mes'ud (r.a.)'un görüşüdür.

Caiz görenlerin delili, Ebû Davud'un kaydettiği, İbn Ömer (r.a.)'in «Ba-ki'de deve alım-satımı yapıyordum. Altınpara ile satar, yerine gümüş para alırdım. Gümüş para ile satar, yerine altınpara alırdım. Peygamber Efendimiz'e sordum. Bana,

'Günün raici ile olursa bir sakıncası yoktur' buyurdu» [13]

Caiz görmeyenlerin delili de, Ebu Said el-Hudrî (r.a.) ile başkalarının hadisinde geçen,

«Altın ve gümüşten meydanda olmayan bir şeyi meydanda olan bir şey ile satmayınız» [14]yasağıdır. [15]

 



7. Altın ve Gümüş Paraların Yanında Başka Şeylerin Bulunması:
 

İmam Mâlik'in mezhebinde dinar ve dirhem, dinar ve dirhem ile satılır­ken aynı akidle bir başka şey de onunla birlikte satılırsa caiz midir değil midir diye ihtilaf edilmiştir.

İmam Mâlik «Eğer satıştan gaye, dinar, ya da dirhem ile diğer şeyden yalnız biri olmazsa -satışı yapılan dinar, ya da dirhem ister bir tane, ister bir­den çok olsun- caiz değildir» demiştir. Kimisi de «Eğer satılan dinar, ya da dirhem bir tane olursa -ne şekilde olursa olsun- caizdir. Eğer birden çok olur­sa, o zaman caiz olması için dinar, ya da dirhem ile diğer şeyden birinin satış­ta diğerine tabi olması gerekir. Eğer satıştan gaye ikisi olursa, caiz değildir» demiştir. Eşheb ise, kayıtsız şartsız caiz görmüştür, ki en iyisi de budur. Çün­kü bu satışta ne riba, ne de garan (aldatma) doğuracak bir durum yoktur. [16]


 [13] Ebû Dâvûd, Buyû'17/14, no: 3354.

[14] Buharı, Buyâ\ 34/78, no: 2177; Müslim, Müsâkât, 22/14, no: 1584.

[15] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/264-265.

[16] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/265.