- Bir yıldız kaydı tarih sahnesinden

Adsense kodları


Bir yıldız kaydı tarih sahnesinden

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ehlidunya
Mon 6 September 2010, 07:57 pm GMT +0200
Bir yıldız kaydı tarih sahnesinden

“Onu anlamak, 21. yüzyıl dünyasını anlamak; onun gibi yaşayabilmekse çağa ayak uydurmak değil, çağı aşmaktır. Bütün önyargılardan sıyrılıp ona bakabilmekle başlar onu anlamak ve yaşamak. Sonrası ise çorap söküğü gibi gelecektir zaten.”

Bu tanımın sahibi kim mi? Cevap çok uzaklarda değil hemen yanı başımızda. Cevap bu topraklarda, bu topraklarda bırakılan izlerde. Cevap Fatih’i yargılayan kadı (hâkim) Sarı Hızır Çelebi’de, cevap Yavuz’a kafa tutan Şeyhülislâm Zembilli Ali Cemali Efendi’de.

Kıt'alara hükmeder, basit ama etkin yöntemlerle dize getirirdi insanları kabile kabile. Formül ise çok basit. Tek kelimenin içinde saklı. Yalnızca “hoşgörü” ile insanları kendine hayran eder, toplumda huzuru ve barışı sağlardı. Din, vicdan ve düşünce hürriyeti… Bunlar ise temel taşlarıydı formülün.

29 Mayıs 1453 Salı… Fatih’in İstanbul‘a girişi… O gün yalnız İstanbul fethedilmemiş, İstanbul’daki gayrimüslimlerin gönlü de fethedilmişti. Bizans imparatorunun zevk ve sefasına düşkünlüğüyle harabeye dönen İstanbul, hak ettiği kimliğine kavuşmuştu fetihle beraber. Ayasofya ve bazı kiliseler hariç hiçbir mabede dokunulmamış, halka din ve vicdan hürriyeti sağlanmıştı. Derhal şehrin imar ve inşasına başlanmış, Müslüman gayrimüslim ayrımı gözetilmeksizin şehre âlimler dâvet edilmişti. Zamanın ünlü âlimlerinin hocalık ettiği medreseler açılmıştı. Bir şehre yakıp yıkmak, sömürmek, asimile etmek için değil, ilmine ilim, zenginliğine zenginlik katmak için, sararmış çehresine hoş bir tebessüm kazandırmak için girmişti.

Osmanlı’da adil olanlar yalnız padişahlar değildi hiç şüphesiz. Devlet ileri gelenleri de hiçbir şeyi adaletten üstün tutmaz, gerekirse padişahı tenkit ve tehdit edebilirdi. Tıpkı Zembilli Ali Cemali Efendi’de olduğu gibi... İstanbul’da sık sık karışıklık çıkaran azınlıklar Yavuz’u çileden çıkarmış ve “Ya Müslüman olsunlar ya da hepsi kılıçtan geçirilsin” emrini vermişti. Bu durumu öğrenen Zembilli Ali Cemali Efendi, Yavuz’un huzuruna çıkarak ona yaptığının uygunsuzluğunu anlattı. Geri adım atmayan Padişah, bu yanlışta ısrar edeceği takdirde görevden azledileceğini söyledi. Dinde zorlamanın olamayacağı savunmasını yapan Zembilli, nitekim emrin geri alınmasını sağladı. Canı pahasına İstanbul’daki gayrimüslimlerin haklarını savunan Şeyhülislam Zembilli Ali Cemali Efendi, bu hakperest ve cesur meziyetleri içindir ki görevine son verilmesi bir yana yıllarca Osmanlı’ya hizmet etti. O Osmanlı’ya, Osmanlı ona sahip çıktı.

Milleti, adalet ve hoşgörüyü, canından, canının parçası ana, baba, kardeşinden üstün gören padişah ve devlet adamlarıyla asırlara meydan okudu Osmanlı. Kıt'alara hükmetti, denizleri dize getirdi, insanlara hizmet etti. Asya, Afrika, Balkanlar huzur buldu onunla. Gün geldi zayıfladı, güçten kuvvetten düştü. Hasta oldu, oldu ama son nefesini yatakta değil, savaş meydanlarında verdi. Bir zamanlar onunla huzur bulan milletler, ona dirsek çevirdi. Osmanlı’ya karşı bağımsızlıklarını devrin süper güçlerine ise bağlılıklarını ilân etti. Nitekim Osmanlı elini eteğini çekti tarih sahnesinden… Her hayat gibi, o da son buldu nihayetinde. Fakat bir yıldız misâli arkasında pırıltılar bırakarak kaydı semalardan… Şimdi Asya’da savaş, Afrika‘da açlık, Balkanlar’da karışıklıklar dinmiyor…

ESRA NUR CİNALİ