- Bir Şeyler unuttuk zamanın kalbinde

Adsense kodları


Bir Şeyler unuttuk zamanın kalbinde

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Sat 12 June 2010, 01:41 pm GMT +0200
Bir Şeyler Unuttuk Zamanın Kalbinde !


Sözcükler şifreli görüntüsüdür yaşadıklarımızın Tadına doyamadığımız romanların gizli öznesidir hatıralar Bir varmış, bir yokmuş gibi gelip geçen tutkulu hayallerle beraber… Bir şeyler unuttuk zamanın kalbinde!

Kıblemizi aşk ve aşk için tayin ediyorduk Yaratılmak korkutulmaktı, korkuyorduk aynı zamanda sevdiğimiz kadar Kitaplar, şiirler, filmler, yaz rüyâları, kış üşümeleri, düş çözülmeleri birbiri ardınca geliyordu

Aşk için savaşan adamlar oluyorduk her birimiz, her birimiz savaşarak yaşıyorduk aşkı Usulca sokulan yoksulluğumuzu, kabul görmeyen adamlığımızı, reddedilen sabrımızı hayatın mihengine vuruyorduk, kahroluyorduk! Düşler ormanında yarasından sızan kanı ırmaklara akıtarak ölümü bekleyen ceylanlar gibiydik Bal gözünden kanlar akıtan ceylanlar gibi çarpıyordu kalbimiz Zamanın kalbine akıtıyorduk kahrolası yalnızlığımızı, terkedilmişliğimizi…

Bir şeyler unuttuk zamanın kalbinde!

Korkarak gizlediğimiz duâlarımızı, okşamadan geçtiğimiz yetim başlarını, alnımızı toprağa mıhlamaksızın uğradığımız mabetleri ve hepsini yaralarımıza merhem olmaya çağıran zamanın kalbinde unuttuk unutulmaması gerekenleri!

Vefasızlık işte, sevmeyi bilmiyorduk, yanmayı bilmiyorduk, özlemek nasılda uzaktı kırık kalplerimize! Eski tarih olurdu biz geçtiğimiz zaman şehirler Sevgiler devrildi bu müzmin çağın yalancı aynalarında Gençliğimizi kaybettiğimiz günlerin hırçın çocukluğunu ezberledik elif-ba cüzlerinden Hayat akardı, zaman akardı ve aşk akardı sırlı düşlerin yazılmamış sayfalarına doğru!

Bir şeyler unuttuk zamanın kalbinde!

Kimi akşamlar sıcak, demli bir çay otururdu masamıza, kimi zaman da hatırasını özlemle yad ettiğimiz bir delişmen sevda eskisi… Paslanan düşlerimiz kanatlanırdı o zaman, coşardık Eylemlerin tadı, ezgilerin yakışı, bâkî kıldığımız kardeşlik yeminleri, unuturduk her şeyi!

Dillerimiz lâl olurdu, bedenlerimiz gül olurdu, kururduk

Her şey aşktı!
Her şey aşk kokuyordu!
Her şey aşk masalı gibi gizemliydi!

Tükettik, ömrümüzde tüketilecek ne varsa… Yığdık önümüze buz dağlarını… Ne gençlik kaldı türkü olup söylediğimiz, ne de dili tutulan sözcüklerin ateş dansı!

Dahası; yalın bir ağıt kaldı dudaklarımızda, zehir tadında!



Bir şeyler unuttuk zamanın kalbinde!

Aşkı unuttuk en kötüsü!
Sevmeyi unuttuk en korkuncu!
Merhameti unuttuk en acıklısı!
İnsanlığı unuttuk en utançlısı!



Reşit Güngör KALKAN