- Bir lokma bir hirka

Adsense kodları


Bir lokma bir hirka

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Fri 3 September 2010, 12:58 pm GMT +0200
BİR LOKMA, BİR HIRKA

Söylenmeden.

Susmanın kalbine saplanmış bir ok gibi. Biraz masum, biraz mağrur ve hâkim. Cama vuran son damla harâbatiyim dedirtiyor bazen, bazen de yediveren. Gül nakışı sonradan işlenmemiş, doğuştan bir hızma.. Bir merdiven, bir düşüş, bir zirve. Gönül kapısında kılıçlaşan nazâr, kuşluk saatlerinde vuslatın süvârisi.

Beklemek kadar nazlı olamazsın. Beklemek ya da beklenmek yar kapısının eşiğidir ve oraya kadar ulaşılmışsa “bizim yunus” nidasına eş bir serinlik, bir kabulün vakti gelmiş demektir. Beklemek gurbet sığınağıdır. Beklemek zamanın kıyısında durup, içinde seyr-i sülûk etmektir. Beklemek beklenenin hüsn-ü kabulü olduğu gibi, bekleyene aralanacak kapının gıcırtısına bile şahlanmaktır. Beklemek, bekleyenlerin bileceği ve beklenmek, beklenenlerin hasreti bitireceği zamanlardır. Günübirlik beklentilerin ötesinde, idare-i maslahat kabilinden beklentilerin dışına çıkmaktan söz ediyoruz. Şair “hasretle beklenen gelir mutlaka” diyor. Hasretle beklenen bazen gelmiyor. Her talep yerine getirilecek diye bir kural yok ama, hasretle beklenen de gelmesi lazım.

Söylenmeden.

İçimizde sessizliği bozacak neler varsa onlardan uzak durmak, üzeri açılmamış ve faydadan hâli neler varsa onları hatıra bile getirmemek ve yürüyüşün ahengine, metabolizmasına zarar verecek nice köz halinde bekleyen şeyleri devre dışı bırakmak. Yol sabırdır diyorsak, söylenmeden yürümeyi öğrenmeliyiz. Söylenmek, beklenen ve bekleyenlerin heyecanlarını söndürmek, bir adım ötesi olmayan, işlevsiz adımlar atmaktır. Bizi var kılacak ve uzun soluklu yürüyüşü temin edecek olan; sabır ve istikametin belli olması, hakkaniyet ve adaletten ayrılmamaktır. Kendi içimizde; adil olursak, ilkelerimizden ödün vermezsek ve küçük menfaatler, başkalarının gereksiz hoşgörüleri için bahaneler üretmezsek ayakta kalacağız ve biz olacağız. Gereksiz zorlamalar ve ehil olmayanlarla istişareler de işi nakıs kılan bir başka yöndür ki, bundan da uzak durmak gibi bir mükellefiyetimiz vardır.

Söylenmeden.

Seher vakti söz kesmiş sanki. Buluşun ve buluşturmanın ötesinde bir fonksiyon üstlenerek, ertelenmiş çok şeyi kristalize ediyor. Kayıplar neler dedirtmeden, kayıtlarda neler var sorgusuna muhatap kılmadan, içimizde başkalaşmayan ve biz olanla bizi buluşturan bir menzilde kıvamına ermesini istiyoruz buluşmanın.

Beklemek yâr kapısıdır.

Yâr kapısında kırgınlık ve bıkkınlık olmaz.

Yaralı yüreğimiz, bitip tükenmek bilmeyen enerjimizle hep geride bıraktığımız ama içimizden atamadığımız ne varsa bohça yapıp seher vakti, ikindi ve ay vakti ile sözleşmek lazım.

Söz ayrı söylenmek ayrıdır.

Söylenmeden.

“Aşk derdi ile hoşem el çek ilacımdan tabip!

Kılma derman kim helakim zehri dermanındadır.”

Derdi insanlık olan dermanı, büyük düşünmek

Bir hal içre.

Kalb-i emin ve akl-ı selim olarak.

Şair taçlandırmasıyla yola revan olmak.



Şeref AKBABA