SevD@_GüLü
Sun 1 April 2012, 08:09 pm GMT +0200
Bir kavuşup bir ayrılmak
Biliyor musun buralarda ağaçlar çiçek açtı. Bembeyaz gelin gibiler. Kimisi meyveye durdu. Havalar da öyle güzel ki! Yine de bazen soğuk içimi titretiyor. İnsanların sesleri duyuluyor. Çocuklar sokaklar da daha fazla oynar oldu. Belli ki baharın sevincini yaşıyorlar. Kuşlar bile farklı öter oldu.
Bense elimde kalem kendimi yine içimi sana döker buldum. Hep ne hayal ediyorum biliyor musun?
Senin geçtiğin o yerdeyim. Gökyüzü hala karanlık senin gelişinle aydınlanmayı bekliyor. Derken yanımdaki uykusuz biçarenin başı hasretinle omzuma düşüveriyor. Az dinlensin diye sabrediyorum. Ayaklarımın uyuşukluğuna dayanamaz olunca yavaşça uyandırıyorum. Uyan kardeşim bak beklediğin gelmek üzere derken sanki kendimi de teselli ediyorum.
Sonra gözlerim birazdan üzerinden geçeceğin taşlara takılıyor. Soruyorum bir kavuşup bir ayrılmak nasıldır diye..
Diyorlar bu bizim sırrımızdır söyleyemeyiz. Ve muştu geliyor nihayet geleceğini haber veriyorlar.
Taşlar o kadar mesrur oluyor ki orada olduğumu unutup çoşkun bir sevince kapılıyorlar. Bende bu arada taştan yüreğimi aralarına gizleyiveriyorum.
Sen tamda yüreğimin üzerinde duruyorsun kısacık bir an yüreğim eriyip taşların arasına karışıveriyor. Ve uzaklaşırken sen taşların sırrını bir kavuşup bir ayrılmanın ne demek olduğunu anlıyorum. Tamamen gittiğinde sen bende yüreğimi taşların arasında bırakıp yine elimde kalem olduğum ana dönüveriyorum.
Şimdi inceden bir rüzgar esiyor çocukların sesleri kesiliverdi yalnızlık her yanımı sardı. Taşların sesini işitiyorum bir sır veriyorlar bu kez gönüllü. Yakında yine beraber bekleyeceğiz gelişini sabret yüreği aramızda kalan sırdaşımız duydum sanki deyişlerini ve bahar güneşim yine içim umutla dolarken bekliyorum seni beklemeyi...
Biliyor musun buralarda ağaçlar çiçek açtı. Bembeyaz gelin gibiler. Kimisi meyveye durdu. Havalar da öyle güzel ki! Yine de bazen soğuk içimi titretiyor. İnsanların sesleri duyuluyor. Çocuklar sokaklar da daha fazla oynar oldu. Belli ki baharın sevincini yaşıyorlar. Kuşlar bile farklı öter oldu.
Bense elimde kalem kendimi yine içimi sana döker buldum. Hep ne hayal ediyorum biliyor musun?
Senin geçtiğin o yerdeyim. Gökyüzü hala karanlık senin gelişinle aydınlanmayı bekliyor. Derken yanımdaki uykusuz biçarenin başı hasretinle omzuma düşüveriyor. Az dinlensin diye sabrediyorum. Ayaklarımın uyuşukluğuna dayanamaz olunca yavaşça uyandırıyorum. Uyan kardeşim bak beklediğin gelmek üzere derken sanki kendimi de teselli ediyorum.
Sonra gözlerim birazdan üzerinden geçeceğin taşlara takılıyor. Soruyorum bir kavuşup bir ayrılmak nasıldır diye..
Diyorlar bu bizim sırrımızdır söyleyemeyiz. Ve muştu geliyor nihayet geleceğini haber veriyorlar.
Taşlar o kadar mesrur oluyor ki orada olduğumu unutup çoşkun bir sevince kapılıyorlar. Bende bu arada taştan yüreğimi aralarına gizleyiveriyorum.
Sen tamda yüreğimin üzerinde duruyorsun kısacık bir an yüreğim eriyip taşların arasına karışıveriyor. Ve uzaklaşırken sen taşların sırrını bir kavuşup bir ayrılmanın ne demek olduğunu anlıyorum. Tamamen gittiğinde sen bende yüreğimi taşların arasında bırakıp yine elimde kalem olduğum ana dönüveriyorum.
Şimdi inceden bir rüzgar esiyor çocukların sesleri kesiliverdi yalnızlık her yanımı sardı. Taşların sesini işitiyorum bir sır veriyorlar bu kez gönüllü. Yakında yine beraber bekleyeceğiz gelişini sabret yüreği aramızda kalan sırdaşımız duydum sanki deyişlerini ve bahar güneşim yine içim umutla dolarken bekliyorum seni beklemeyi...