- Bir kadıya başka bîr kadının kararını bildirmesi

Adsense kodları


Bir kadıya başka bîr kadının kararını bildirmesi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Sun 3 April 2011, 01:04 pm GMT +0200
Bir Kadıya Başka Bîr Kadı'nın Kararının Arzedilmesi




Bir kadıya başka bir kadı'nın kararı arzedildiğinde; bu karar Kitab, sünnet-i meşhûre veya icmâa aykırı değilse, kadı bu kararı uygun görüp geçerli kılar: Bunda asıl kaide şudur; kadı, muhakeme edip karar vermesi caiz olan kimselerdense ve içtihad edilmesi caiz olan bir mes'ele hakkında hüküm vermiş ise; başka bir kadı'nm bu kararı bozması caiz değildir. Çünkü ikinci içtihad da onun gibidir. Kaldı ki, onun içtihadı daha evvel yapıldığı ve mahkeme kararma bağlandığı için, tercih edilir.

Rivayet edildiğine göre; Kadı Şüreyh Hz. Ömer (ra) ile Hz. Ali (ra) nin kararlarına aykırı kararlar vermiş ama, onlar -üzerinde içtihad edilmesi caiz olan hususlarda hüküm vermesi caiz olan biri vermiş olduğu için- bu kararı feshetmemişlerdir.

Hz. Ömer (ra) in dede mirası hakkında muhtelif kararlar verdiği rivayet edilir. Neden böyle yaptıklarını kendisine sorduklarında şu cevabı vermiştir;   "Evvelki kararımız o zamanki hükmümüze göre geçerlidir.

Şimdiki karanınız da yapacağımız muhakemeye göre geçerli olacaktır." Böyle demiş ve evvelki kararını feshetmemiştir. Kitab'm ve meşhur sünnetin açık hükmü varken, içtihad edilmez. Ancak bunların açık hükümlerinin bulunmadığı mes'elelerde içtihad edilir. Muaz b. Cebel (ra) in bunu bildiren hadîsi daha evvel geçmişti. Cumhurun üzerinde icmâ ettikleri mes'elelerde de içtihad edilmez. Çünkü bu fikir ihtilâfı değil, terslik çıkarmak olur. İçtihaddan maksat, sadr-ı evvelin ihtilâfıdır.

Bir kadı'mn, lehine şâhidlik yapması kabul olunmayan birisi için hüküm vermesi caiz değildir: Çünkü onun lehine şâhidlik yapmasını reddeden sebep, muhakemede daha kuvvetli bir şekilde mevcuttur. Zira muhakeme daha bağlayıcıdır. Kendisini kadılığa tâyin edenin leh veya aleyhindeki dâvalara bakabilir: Çünkü kadı, onun değil; müslümanların naibidir, onlar adına hüküm verir. Bu sebeple kadı kendisini vazifeye tayin edenin vefatıyla vazifeden azledilmiş olmaz.

Kadı'nın vazifeli olduğu zaman ve havalide kul haklarından olduğunu bildiği bir dâvaya bakması caiz olur: Çünkü onun bilmesi, iki şahidin şehâdeti gibidir, hatta evlâdır. Zira yakinî bilgi; onun görerek, işiterek edindiği bilgidir. Şâhidlikle elde edilen bilgi ise, zann-ı gâlipdir. Üzerinde icmâa vanlan görüşe göre; onun yalnız başına sözü, hasımsız dâvalarda makbuldür. Ne zaman; 'ben böyle hükmettim' derse, geçerli olur. Ama kadılığa tâyin edilmesinden evvel veya kadılık alanı haricinde vâkıf olduğu dâvaya bakma salahiyeti -Ebû Hanîfe'ye göre- yoktur. Bu hüküm Hz. Ömer (ra) ile Kadı Şüreyh'den nakledilmiştir. Ebû Yûsuf ile İmam Muhammed dediler ki; o tıpkı kendi kadılığı zamanında ve havalisinde imiş gibi, bu dâvaya da bakıp hükmünü verir.

Buna verilecek cevap şudur; kadı kendi vazifeli olduğu şehir ve zaman hâricinde hâkim değil, şâhiddir. Bir ferdin şâhidliği ise, kabul edilmez. Bu durumda o sanki bu bilgiyi âdil bir şâhidden öğrenmiş ve sonra da kendisi kadılığa tayin edilmiş gibi olmuştur ki, bu bilgi ile amel edilemez.

Haddlere gelince; bu hususda o kendi bilgisine dayanarak hüküm veremez. Çünkü o, bunda tarafdır. Zira hadd, Allah (cc) m hakkıdır. O da Allah (cc) m naibidir. Ancak iftira haddi bundan müstesnadır. Bu halde o kendi bilgisine dayanarak hüküm verir. Çünkü bu hadde kul hakkı vardır. İçki haddi de böyledir; sarhoşu veya kendisinde sarhoşluk emmareleri görünen birini gördüğünde onu tâzir eder. [21]




[21] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/109-111.

Sevgi.
Thu 18 June 2020, 06:05 am GMT +0200
Esselâmü Aleyküm. Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim

es-Sabur
Fri 19 June 2020, 05:45 am GMT +0200
Kadıya başka bir kadı nın kararı bildirildiğinde usule ve sünnete uygunsa kabul eder

Bilal2009
Sun 21 June 2020, 04:33 pm GMT +0200
Ve Aleykümüsselam Rabbim bizleri doğru yoldan ayırmasın