- Bir 'hayat serüveni'

Adsense kodları


Bir 'hayat serüveni'

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Fri 20 July 2012, 01:49 pm GMT +0200
Hanna: Bir 'hayat serüveni'
Elif TUNCA • 76. Sayı / SİNEMA


Genelde bir film değerlendirmesinde hele de bir Hollywood yapımı eleştirisinde arabesk referans pek tercih edilmez. Ama Joe Wright böyle istiyor! Kabul ediyorum; tek suçlu o değil. Filmin senaristleri olan Seth Lochhead ve David Farr’ın da suçu var. Öyle çünkü fantastik başlayan film daha derinleşeceği izlenimi verirken tutarsız bir finale bağlanıyor. Böylelikle başlangıçta izlediğimiz harika kareler ve onlara eşlik eden eşsiz müzik heba oluyor. Haliyle bize başroldeki yetenekli genç kızımızla koro halinde şunu söylemek düşüyor: “Allah’ım bu dünyaya ben niye geldim?”

Daha girizgâhta bu kadar yüklendiğimiz Joe Wright’ı, Kefaret ve Aşk ve Gurur filmlerinden tanıyorsunuz. İnsan ilişkilerine odaklanan yönetmen, son filmi Hanna’da aslında alttan alta aynı yolun yolcusu olduğunu hissettiriyor. Fakat bu kez neredeyse bir Görevimiz Tehlike aksiyonu var başrolde.

Hanna’nın dünyaya gözünü açtığı yerde biz de filme gözümüzü açıyoruz; dünyanın neresinde olduğunu bile bilmediğimiz bir mağarada. 16 yaşındaki sarışın ve biraz da gerçek bir insan olmadığı hissini uyandıran genç kız, babasıyla ava çıkıyor, geyik avlıyor, dövüş egzersizleri yapıyor, farklı dillerde konuşuyor ve geceleyin ateş başında ansiklopedi okuyor. Babası sık sık ani kondisyon ve dikkat testlerine de tabi tutuyor kızı. Kolayca anlaşılabileceği gibi Hanna adeta özel bir amaçla her türlü koşulda hayatta kalabilecek bir komando gibi yetiştiriliyor.

Bu amacın neye matuf olduğunu Hanna da merak ediyor elbette. Ve bir gün babasının; “geri dönüşü olmaz” uyarısını da kulak ardı etmeden gözünü karartıp kırmızı bir butona basıyor. Basmasıyla birlikte babası kayıplara karışıyor, kendisi ise Marissa adlı bir kadınla buluşmak üzere etrafını saran timlere teslim oluyor.

Bundan sonrası biraz Hanna’nın “dünya” serüveniyse biraz da bizlerin “hayat” serüveni. Hatta -film maalesef buna pek imkân vermese de- ufkumuz, gördüğümüzden ötedir diye düşünüp bu yolculuğu, bir insanlık yolculuğu saymak da mümkün. Önce Hanna’nın serüvenine dair bir özet: CIA merkezine getirilen Hanna, buradan çıkmayı başardığında kendini Fas’ta buluyor; CIA elemanları da peşinde elbet. Fas’ta Fransız bir ailenin, akranı olan kızıyla tanışıp onlarla birlikte İspanya’ya yollanan Hanna’nın menzili, babasıyla buluşacağı Almanya.

Hikâyemize benzeyen yanı ise elbette daha filmin başında Platon’un mağara metaforunu neredeyse somutlaştıran o sahneyle birlikte Hz. Adem’e isimlerin öğretilmesini çağrıştıran o ansiklopedi okumaları... Hem dışarıdaki hem içindeki dünyayı merak eden Hanna’nın, babası onu terk ettikten sonra hakikati söyleyecek birine ihtiyaç duyması... (Akla Semih Kaplanoğlu’nun Bal vesilesiyle söylediği “Hepimiz Yusuf gibi babamıza hasretiz” cümlesini getirmiyor değil) Ve hakikate ulaşmak için geçirilmesi gereken zorlu süreç... Hatta bu sürecin başlangıcında, Fas’ta yer altındaki CIA merkezinden çıkan Hanna’nın dünyaya, “ana rahmi zahir” bir yuvarlak delikten çıkışı... Karlı ormanlarda yetiştiğini gördüğümüz kızın, yalnız çöl ve güneşi gördüğü ortamda gözlerinin kamaşması...

Bundan sonrası da benziyor hepimizin hikâyesine; farklı coğrafyalardan, iklimlerden, kıyafetlerden, insanlardan geçiyoruz. Bazen buraya niye geldiğimizi unutup eğlenceye dalıyoruz. Bazen bu yolculukta yoldaş olabileceğini sandığımız/ umduğumuz biriyle kesişiyor yolumuz ama fark ediyoruz ki yolun da yolcunun da nihai kaderi yalnızlık…

Kendisi pek farkında olmasa ya da bilinçli olarak tercih etmese de finale kadar yine de bütün bu düşünceleri uyandırabilir Hanna; fakat o hiçbir yaraya merhem olmayan finali, her şeyi alaşağı ediyor. Dolayısıyla o kaçış koşturuş kıyameti içinde size en iyi eşlik edecek şey, Kefaret’teki rolüyle Oscar’a aday gösterilen Saoirse Ronan’ın performansı, görüntü yönetmeninin harika kareleri ve Chemical Brothers’ın, atmosferle müthiş uyumlu melodileri.

Ara spot: Film en değerli unsurları Kefaret’teki rolüyle Oscar’a aday gösterilen Saoirse Ronan’ın performansı, görüntü yönetmeninin harika kareleri ve Chemical Brothers’ın, atmosferle müthiş uyumlu melodileri.

Hanna
Yönetmen: Joe Wright
Oyuncular: Saoirse Ronan, Eric Bana, Cate Blanchett