- Bir gül ile bahar gelir mi

Adsense kodları


Bir gül ile bahar gelir mi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Wed 26 May 2010, 10:39 am GMT +0200
Bir ''gül'' ile bahar gelir mi?

Sorun bu soruyu! Ya da soruyu şöyle sorun: “Bir insan ne yapabilir ki?”
Herkes kendine dönüp sorsun: “Bir gülle bahar gelir mi?” ya da “Bir insan ne yapabilir?”
Bu sorunun cevabını merak edenler, kokusu çağları aşıp bize kadar ulaşan “Medine’nin Gülü”ne baksınlar, âlemlere rahmet Hz Muhammed’e baksınlar
Ki, O bir güldü Çölün ortasında açmış bir gül Bıtırak tarlasına döndürülmüş bir dünyaya baharı müjdeleyen bir gül

Cins bir gül fidanıydı, bu açık Çünkü vahiy, adeta, “Neden başkasını değil de beni seçtin Rabbim!” sorusuna bir cevap olsun diye, O’nu şöyle tanıtmıştı:
“Çünkü, Sen muhteşem bir ahlâka sahipsin!”
Bu gül fidanını Allah seçmişti Cebrail gibi cins bir bahçıvanın elleriyle, vahyin projesine uygun olarak yetiştirildi Vahyin O Gül’e dönük iki tasarrufu vardı: Tanıtmak ve inşa etmek

Ama daha çok da inşa etmek O’nu vahiy inşa etti Öyle bir inşa ki bu, sonunda O, “ahlâkı Kur’an olan” biri oldu Adeta O, şu sorunun canlı cevabıydı: “Kur’an’ı insana dönüştürsek, ortaya nasıl biri çıkardı?”

Bu sorunun cevabı belliydi: Efendimiz aleyhissalâtu vesselam

O’nu kitaba çevirmek mümkün olsaydı, ortaya nasıl bir şey çıkardı?

Bu sorunun da cevabı belliydi: Kur’an vahyi
İşte O Gül, çölün ortasında tek başına açtığında, kimse bir Gül ile baharın geleceğini düşünemezdi Öyle ya; bir çiçekle bahar gelir miydi?

Eğer o çiçek baharı doğuracak bir bedeli ödemeyi göze alırsa, evet Bir çiçekle bahar gelirdi Üstelik bu bahar bin bahara bedel bir bahar olurdu Öyle ki, bu baharın getirdiği kokuyu bin güz silemezdi Üzerinden geçen asırlar, o baharın yeryüzünü yeşertme potansiyelini yok edemezdi Ne kadar şiddetli geçerse geçsin, her kış istese de istemese de sonunda o baharın hizmetkârı olmak zorunda kalırdı

Bir insan ferişteh olsa ne yapabilirdi ki?
Ferişteh olmasına gerek yok, ölümlü biri olarak dahi bir insan tüm bir dünyayı omuzlayabilir, bıtırak tarlasına dönmüş bir dünyayı gülistana çevirebilirdi Yeter ki, imanı sınırsız bir imkân bilsin Yeter ki, O Gül’ün bıraktığı mirasa ihanet etmeyip sadakat göstersin Yeter ki, O Gül’ün kokusunu duyan bir yüreğe sahip olsun

Hz Peygamber bir çiçekle gelen baharın, bir kişiyle yeryüzünün gülistana dönüştürüleceğinin en güzel örneğiydi Allah, O’nu bunun için “örnek” gösterdi Gül olmak isteyenlere, “adam” olmak isteyenlere, bıtıraklara karşı mücadele etmek isteyenlere…

O’nun örnekliği, en sonunda gelip bir ilahi yasanın şahsında somutlaşıyordu: Bedelsiz ödül olmaz
Bakın şu örneklere: O, Taif’e bir umut diyerek gitmişti Çünkü Mekke’nin kini, O’nun varlığını ortadan kaldırmayı düşünecek noktaya gelmiştiTaif’te gülle karşılanmayı umarken gülleyle, taşla, küfürle, hakaretle karşılaştı Kan-revan geri döndü Fakat Mekke’sine de giremedi Bu öyle bir bedeldi ki, artık “gücün bittiğinin, kuvvetin tükendiğinin” resmiydi
Ve koyverdi çığlığını: “Bittim ya Rabbi!”

Bu çığlığı bekliyordu öteler “Yettim kulum!” nidası bunun ardından gelecekti Çünkü, Allah’ın yasası buydu: Biten ve bittim diyene, “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyene, “Allah’ın yardımı çok yakın!” diyen bir Rahîm Rab vardı

İşte, O’nun için ilahi yardım Sevr Dağı’nın tepesinde geldi Peki, oraya kadar çıkmak şart mıydı? Tepede gelen yardım, dibinde gelemez miydi? Evet, öyle! Çünkü ilahi yasa bu Allah yasasını, muhatap Âlemlere Rahmet Hz Muhammed bile olsa bozmazdı
Peki, biz neyi bekliyoruz? O evrensel Gül için bozmadığı yasayı, biz dikenler için bozmasını mı? İşte bu olmayacak

Dünyanın Gül’üne, sonsuz salât ve selam ile…


ALINTI