- Bir de Kendimize Baksak

Adsense kodları


Bir de Kendimize Baksak

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Fri 26 August 2011, 03:06 pm GMT +0200
Bir de Kendimize Baksak


Mayıs 2008 113.SAYI


Sabahattin AYDIN kaleme aldı, SUNUŞ bölümünde yayınlandı.

Son yıllarda dinimize, İslâm’ın mukaddes değerlerine yönelik hakaret ve iftiralara sıkça rastlar olduk. Çeşitli ülkelerde karikatür, film, TV programı gibi farklı mecralarda görülen bu hakaret ve iftiralar İslâm dünyasının türlü şekillerde dışa vurduğu tepkilere neden olmakla beraber, bir taraftan da devam ediyor. İnsan kendine bile itiraf etmesi zor ama demek ki 2 milyarlık müslüman dünyanın bu tarz girişimleri önlemeye gücü yetmiyor.

En az bu konu kadar can yakıcı bir başka gerçek ise, bizatihi müslüman dünyada mukaddesata karşı işlenen cürümler. Kesin naslara dayalı dinî hükümlerin geçersiz sayılmasından, İslâmî hassasiyetlerle bezeli hayat tarzının demode görülmesine kadar, başörtüsü yasakçılığından dinin çeşitli unsurlarının mizah malzemesi yapılmasına kadar çok geniş bir alanda işleniyor bu cürümler.

Karikatürcünün adı,  yayınlandığı gazete yabancı olunca tepki göstermek, ama onun kadar ağır bir hakareti yapan kişi müslüman adı taşıyorsa suskun kalmak… Bu hakikaten yaman bir çelişki. Ne oluyor diye sormayın, her gün izlediğimiz kanallara, okuduğumuz gazetelere, vitrinlerdeki kimi kitaplara biraz dikkatli bakınca şaşırtıcı şeyler görmemeniz mümkün değil.

Gençler arasında dolaşan kimi fıkralar, internette yüksek izlenme oranlarına sahip videolar, oradan oraya “forward” edilen kimi metinler… daha akla gelmeyen pek çok yerde mukaddesatımıza hürmetsizlik içeren unsurlarla dolu. Biz bunların çok önemli bir bölümünün cehaletten olduğunu, aslında mukaddesatla alıp veremediği bir durum bulunmayan safdil insanlardan kaynaklandığını düşünüyoruz. Bu nedenle de mukaddes unsurlara saygı ve hürmetin hatırlanması, hatırlatılması gerektiğini düşünüyoruz.

Bu ay “Bugünün Dünyasında İslâmî Semboller”i ele alırken, önce “dinin şiarları” denilen bu sembolleri tekraren öğrenmeyi, sonra da bunlara karşı saygı ve hürmet vazifemizi hatırlamayı hedefledik. Ebubekir Sifil tarafından hazırlanan yazıyı ve onun yanında sunduğumuz merhum Ö. Nasuhi Bilmen Hocaefendi’nin ilmihalinden yaptığımız alıntıyı dikkatli okumanızı öneririz.

Burada bir parantez olarak, sözünü ettiğimiz ve hemen hepimizin evinde bulunan “Büyük İslâm İlmihali” veya kısaca “Bilmen İlmihali”nin son yüzyılda yazılmış en önemli İslâmî eserlerden biri olduğunu hatırlatalım. Yayınevimiz tarafından da çok dikkatli bir sadeleştirmeyle basılan bu kitap, müslümanca bir hayat için tek başına yeterlidir desek abartmış olmayız, inanın.

Size bu ay da dopdolu bir dergi sunduğumuza inanıyoruz. Haziran sayımızda yine buluşmak üzere inşallah...