- Bilki ey nefsim

Adsense kodları


Bilki ey nefsim

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Sat 19 June 2010, 10:13 am GMT +0200
Bilki ey nefsim


BUNU BİL EY NEFSİM!!!

Bilki ey nefsim
Her şey bitmiş gibi nazlanıyorsun ey nefis! Sanki cennetten müjde geldi


Cehennemden hâlâs oldun, bu ne hâl?


Hiçbir şey bitmiş değil Ölüm vakti gelinceye kadar ibadet ve taat gerek


insana


Hiçbir şey bitmiş değil ey nefis!


Kum saati, son tanesini bırakmadı diğer kutba


Bomboş kalmadı daha gözlerin Çukuruna kaçmış gözlerin bir noktaya dikilmiş


halde fersiz kalmadı


Belki daha vakit var


Hiçbir şey bitmiş değil


Ne günahların için af fermanı yazıldı, ne cennetten bir muştu üveyki kondu


pencerene, ne de gaybten bir ses duydun 'Kurduldun! ' diye Duysan bile


nereden biliyorsun bunların şeytanın hileleri olmadığını


Öyleyse ne diye kibir dağlarında dolaşırsın? Niçin inmiyorsun kulluk


düzlüğüne, kalb diyarına Başını niçin secdeye koyup inlemezsin, 'Yâ Rabbi


günahlarımı affet! ' diye


Hiçbir şey bitmiş değil


Çilen tamamlanmadı Sıkıntıların son bulmadı Gevşeme…


Metafizik gerilimini sağlam tut ve onu dâima muhafaza et


Ama senin bundan nasibin pek azdır Zîrâ sen haddi aşmayı, ihlâs ve


samimiyetle ibadete tercih edersin Ve başını alıp nice yâd ellere gidersin


Bunun için bir ömür boyu kayıptasın, hedersin ve baştan aşağı kedersin


Hiçbir şey bitmiş değil


Bitti zannediyorsan, sen bittin Gözyaşların bitti İniltin tükendi


Gafletin hüşyâr gözlerini yendi Kapandı basiretin Gülerken sûretin,


kömürleşti sîretin…


Hiçbir şey bitmiş değil


Daha çok inilti ve efgânın var önünde Hem nice inilti örgülü, dokulu


mahzenlerin Ve o dehlizler içinde akan nice kuruntu ve gözyaşı sellerin


Düşme!


Sürçme!


Dikkat et!


Ve her şey bitti deme

sumeyye
Sat 19 June 2010, 10:15 am GMT +0200
Sakın ipi göğüslediğini söyleme O bir vehim Kopan parçaları lehim bile


etmedin Bunlar basit lehim işi değil Kaynak işi Hem de sağlam bir


kaynak


Sen kaynağı unuttun Yanlış yolu tuttun, bir yudum suya hasretken


Dudakların mânâdan kupkuru Daha da kuruması için şehveti seçtin, malı,


menalı, şöhret-i kâzibeyi seçtin Ve serap dolu şişeleri veya seraptan


şişeleri ağzına diktin ve solduran korları, ateşleri, alevleri içtin…


Halbuki yolunda nice engeller var daha Ama bir tek vaha yok


Araman gerekirken o vahayı; sen bitmeyi seçtin Ve baş aşağı gittin bir ömür


boyu


Aşk kanatlarını çıkardın veya yoldun iki omuz başlarından bir Tuba ağacını


kökler gibi cennet bayırlarından Sonra onu bir kenara attın


Sonra yeis kanatlarını, kin ve öfke şahballarını taktın Yani kendini


şeytana sattın Ardından kendini yedin bitirdin İçindeki bütün iyilik ve


güzellik duygularını ısırdın, kopardın, çiğnedin ve benliğinden yaban otları


gibi dışarı attın Sonra tükürdün bir de


Halbuki ümidin Bir'de, Tek'te, Yâr'da, Dost ve Enîs'teydi


Lâkin özün, kalbin; sisteydi, pustaydı, kaostaydı o an


Sen ışığı bırakıp karanlığı seçtin böylece Karanlık ve zifir içtin Yani


hevâ ve heves ektin öz tarlana Evvelki hâlince yakîn toplaman gerekirken


yaktın kendini, kin biçtin, öfke biçtin


Hiçbir şey bitmiş değil ey nefis!


Sana ulaşsın bu sesim, kısık nefesim


Sakın aldanma!


Başını secdeden kaldırma İnle bir ömür boyu Kopkoyu semavî bir renk,


Hakk'ın boyasıyla boyan Seni solduramasın ne vehim, ne şüphe, ne zaman, ne


mekân…


Ezanla uyan mahşer günü


Sana rehberlik etsin Hz Muhammed Mustafa (sas)  Seni alsın, tutsun


elinden, geçirsin haşr, mahşer ve mîzan ilinden Cennetü'l-Firdevs'e


erdirsin Orada âb-ı hayat, kevser içirsin, mest ü hayran kendinden


geçirsin


Böylece dünya sancısı, ardından kabir, haşir, mahşer, sırat sancısı, korkusu


dinsin


O zaman belki bir parça 'oh' diyebilirsin Her acı bitti, her elem yok oldu,


ızdırablar son buldu, diyebilirsin


Ama şimdi,


hiçbir şey bitmiş değil


Bunu bil!!!!