- Bidatı bilerek yapanlar ve bilmeden yapanlar

Adsense kodları


Bidatı bilerek yapanlar ve bilmeden yapanlar

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Wed 1 June 2011, 03:26 pm GMT +0200
Bid'atçıların Kısımları;
 
Bid'atı Bilerek Yapanlar Ve Bilmeden Yapanlar



Bid'at işleyen kimse, işlediği şeyin bid'at olduğunu bilen veya bilmeyen birisi olarak düşünülebilir. Yaptığının bid'at olduğunu bilmeyenler iki kısımdır. Bunlardan birisi hükümleri çıkaran/istinbat eden ve hükümleri düzenleyen müctehidlerdir. Diğeri ise bu müctehidleri taklid eden/onlara uyan kimselerdir.
Her iki duruma göre de bid'atin yapılmasında vazgeçilmez bir şekilde yorum/te'vil söz konusudur. Bu durum bid'atı yapan kimsenin müslüman olduğunu dikkate almamız halindedir. Çünkü bid'at işleyen kimse, din ile çatışma halinde ve dine rağmen dinde fazlalık veya eksiklik yahut bozukluk ileri sürme durumundadır. Bu kimseyi müslüman olarak görmemiz için mutlaka yoruma/tevile ihtiyaç vardır.
Bu yorum, "Yaptığım şey bid'attır, fakat iyi bir şeydir." veya "Yaptığım şey bid'attır, fakat filan değerli kimseyi bunu yaparken gördüm." şeklinde olur. Yahut bid'atı yapan kimse onu benimser, lakin dünyalık bir faydayı elde etmek için yapar. Dünyalık bir faydayı elde etmek veya buna bir zarar gelmesinden kortuğundan günah olan bir şeyi yapan kimse gibi.
Bu kimse menfaatine bir zarar gelmesi korkusundan kaçmak için bid'at işlemiş olabilir. Yahut, kendisine sünnete uyma hususun­da itiraz yapılmasından kaçmak için bid'at işlemiş olabilir. Nitekim günümüzde işaret edilen pek çok bid'at ve benzerleri böyledir.
Yaptığının bid'at olduğunu bilmeden, onu ortaya koyana gelince, bu kimsenin yaptığı şeyin bid'at olduğuna inanması mümkün değildir. Bil'akis ona göre yaptığı şey meşru olan şeyler arasında yer almaktadır.
Hz. Peygamber'in doğduğu gün olduğu için pazartesi günü oruç tutmak,
Rabî'ul evvel ayının 12. gününü, bu tarihte Rasulullah doğduğu için bayram saymak,
Müzik ve semâ'ı, yüce duygular veriyor diye Allah'a yaklaştırıcı saymak,
Birlik/beraberlik özelliği var diye, devamlı olarak namazların arkasından toplu olarak dua yapmayı teşvik etmek,
Kendi inancına göre Hz. Muhammedin sünnetine yardım ettiği düşüncesinden hareketle dinde yalan hadisler ilave etmek.
Son örnekteki yalan hadis ileri süren kimseye: 
Sen Hz. Peygamber üzerine yalan söylüyorsun. Halbuki Allah'ın Rasulü:
"Her kim bilerek ve kasıtlı olarak benim üzerime yalan söylerse cehennem ateşinde yerine yerleşsin." Buyurmuştur,[58] denildiğinde şöyle der:
Ben Peygamber'in üzerine/aleyhine olacak bir yalan söylemedim. Ben onun lehine olmak üzere yalan söyledim.
Veya dinde eksiltme yapmak. Bunu yaparken Necm suresi 28. ayetindeki kafirleri kötüleyen ".... Halbuki onların bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise hiç şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifade etmez." İfadelerine dayanarak yorum/te'yil ile âhad hadis olarak nakledilenleri yok sayar. Bunların hepsi yorum kabilindendir.[59]



[58] Bu hadisi Buhârî Sahihinde İlim ve Peygamberler/Enbiya bölümünde rivayet etmiştir. Hadis Feth'ul Bâride 106-107-108-109-110 ve 34 61 numaralarda yer almıştır. Aynı hadisi Tirmizi Fiten. İlim ve tefsir bölümlerinde 2659-2660-2661-2669 2951 ve 2257 numarada, İbn Mace, Mukaddimede 33 numara ile (l. Cild, 13 shf.) da. Darimî, Mukaddimede 231-232-233- 234-235-236-237-238 numarada (1/87-88-89) Ahmed b. Hanbel Müsnedinde 1/293 de ve pek çok yerde rivayet etmişlerdir.
[59] İmam Şatıbi, el-İ’tisam Kitap Dünyası Yayınları: 2/83-84.