reyyan
Tue 24 August 2010, 09:34 am GMT +0200
Beyaz Kılları Kına Ve Kütüm (Veya Ketem) İle Boyayıp Değiştirmek
Saç ve sakalı kına ve kütüm (veya ketem) [400] ile boyayıp rengini değiştirmek, daha çok savaşlarda uygun karşılanmış, savaş dışında da Resûlüllah'ın (a.s.) takririyle müstehab sayılmıştır. Bu hususta kavli sünnetlerinin de rivayet edildiği bilinmektedir. Rasgele boyalarla saç ve sakalı boyamayı yasaklayan Peygamberimiz (a.s.), saçların kökünü kuvvetlendiren ve deriyi koruyan kına ve kütümü uygun görmüştür.
Konuyla ilgili hadisler:
Câbir b. Abdillâh (r.a.)'den yapılan rivayette demiştir ki:
"Mekke fethedildiği gün Ebû Kuhafe, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'e getirildiğinde başı (öylesine aklaşmıştı ki) seğame gibiydi.[401] Bunun üzerine Resûlüllah (a.s.) Efendimiz şöyle buyurdu:
"Onu hanımlarından birine götürün de başındaki saçları (nın Rengini) bir şey ile değiştirsin ve onu siyah (boyadan) uzak bulundurun!"[402]
Bu rivayeti biraz daha geniş şekilde Muhammed b. Sirîn, Enes b. Mâlik'den Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in saç ve sakalını boyayıp boyamadığı hakkında sorulan soruya verdiği cevâbı şöyle rivayet etmiştir:
"Şüphesiz ki Resûlüllah (a.s.) Efendimiz pek az yaşlanmış pek çok az aklaşmıştı. Ama Ebûbekir ile Ömer (r.a.) ondan sonra (saç ve sakallarını) kına ve kütüm ile boyarlardı."[403]
Ahmed b. Hanbel aynı konu hakkındaki rivayeti şu fazlalıkla nakletmiştir:
"Ebûbekir Sıddîk, (babası) Ebû Kuhafe'yi, Mekke fethedildiği gün sırtına alıp Peygamber (a.s.) Efendimiz'e getirerek önüne koydu... Bunun üzerine Resûlüllah (a.s.) Efendimiz, Ebûbekir'e şöyle buyurdu:
"Bu çok yaşlı zatı evinde oturtsaydın da biz ona giderdik!"
(Bunu sırf Ebûbekir'e olan sevgi ve saygısından dolayı ifade buyurdu). Ebû Kuhafe müslüman oldu. Başı ve sakalı seğame gibi bembeyazdı. Resûlüllah (a.s.):
"Saç ve sakalının (rengini kına ve kütüm ile) değiştirin, siyah (boyadan) uzak bulundurun."
Hadîslerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:
1- İyice ağaran saç ve sakalın rengini değiştirmekte bir sakınca yoktur.
2- Saç ve sakalı daha çok kına ve kütüm (veya ketem) ile boyamak müstehabdır.
3- Saç ve sakalı siyah boya ile boyamak mekruhtur.
4- O dönemde yaşayan Yahudi ve Hıristiyanlar ağaran saç ve sakallarını boyamazlardı, ona muhalefet olsun diye, kına ve kütüm tavsiye edilmiştir.
Hadîslerin ışığında müctehid imamların ve ilim adamlarının tesbit, istidlal, ictihad ve görüşleri:
a) Hanefilere göre, aklaşan saç ve sakalı siyaha boyamak mekruhtur. Kına ve kütüm sürmekte bir sakınca yoktur.
b) Şâfiilere göre, beyaz kılları siyaha boyamak haramdır. Kadınlara gelince, kocalarının müsaadesiyle boyayabilirler.[404]
Erkeklerin ve eşcinsel olanların ellerini ve ayaklarını -ciddi bir ihtiyaç ortada yokken- boyamaları haramdır. Ancak Şâfiilerden Maverdî, Sahibülbeyan ve Râfiî buna cevaz vermişlerdir.[405]
c) Hanbelilere göre, beyaz kılları siyahtan başka bir şeyle boyamak müstehabdır. Bu konuda İmam Ahmed şöyle demiştir:
"Doğrusu saç ve sakalı (kına ve benzeri bir şeyle) boyanmış bir yaşlı gördüğümde ferahlık duyuyorum."
Yine İmam Ahmed, bir adamla müzakerede bulunurken ona:
"Neden saç ve sakalını boyamıyorsun?" Diye sormuş, o da:
"Utanıyorum", diye cevap vermiştir. Bunun üzerine İmam ona:
"Sübhanellah! Bu, Resûlüllah'ın (a.s.) sünnetidir, diye hatırlatmada bulunmuştur.[406]
(Saç ve sakalı) kına ve kütüm (veya ketem) ile boyamak müstehabdır. Nitekim el-Hilâl ve İbn Mâce'nin Temîm b. Abdullah'tan yaptıkları rivayette demiştir ki: Ümmu Seleme'nin (r.a.) yanına girdiğimde bize, kına ve kütüm ile boyanmış Resûlüllah'a ait birkaç kıl çıkarıp gösterdi.
Ebûbekir (r.a.) de kına ve kütüm ile boyamıştır. Vers ve za'feran [407] ile boyamakta da bir sakınca yoktur. Çünkü Ebû Mâlik el-Eşca'î demiştir ki:
"Bizim Resûlüllah (a.s.) Efendimizle beraber boyanmamız, vers ve za'feran ile olurdu."[408]
d) Mâlikî'lere göre:
Saç ve sakalı siyahtan başkasıyla boyamak müstehabdır. İmam Mâlik saçı boyama hakkında şöyle demiştir:
"Bu hususta malum bir şey işitmedim. Ancak siyahtan başkasıyla boyamak bana daha sevimlidir... Boyamayı bütünüyle terketmekte vüs'at vardır; inşaallah insanlara bir sıkıntı ve zorluk yoktur."
Ayrıca İmam Mâlik diyor ki:
"Resûlüllah (a.s.) saç ve sakalını boyamamıştır. Eğer boyamış olsaydı, Hz. Aişe (r.a.) onu Abdurrahman b. Esved'e gönderirdi."[409]
Konuyla ilgili diğer hadisler, rivayetler ve tahliller:
Beyaz kılları boyamanın meşru' olduğu kesinlik kazanıyor. Aynı zamanda bu yalnız sakala has bir cevaz değil, baştaki saçları da içine almaktadır. Ancak siyahla boyamanın mekruh olduğunu unutmamak gerekir. İmam Nevevî bu hususta diyor ki:
"Doğru olanı, siyaha boyamanın haram sayılmasıdır..."
Nitekim İbn Abbas (r.a.)'dan yapılan rivayette, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Son zamanda bazı kavimler (milletler saç ve sakallarını) siyah ile boyayacaklar, tıpkı güvercin göğüslerindeki siyahlık gibi. Onlar Cennetin kokusunu alamıyacaklardır."[410]
Bu hadîsin isnadında Abdülkerim'in bulunduğu ve onun da zayıf olduğu üzerinde durulmuştur. O bakımdan istidlale pek uygun görülmemiş ve siyah boya ile saç sakalı boyamanın haram değil, mekruh olduğu belirtilmiştir.
Saç ve sakalın beyazlığını değiştirmenin illetlerinden birinin, Yahudi ve Hıristiyanlara muhalefet olarak gösterilmiştir:
"Doğrusu Yahudi ve Nasârâ (saç ve sakallarını) boyamazlar, o bakımdan onlara muhalefet ediniz!"[411]
Bu hususta onlara muhalefet tek illet değildir, başka sebepleri de söz konusudur. O bakımdan bugün Yahudi veya Hıristiyanlar saç ve sakallarını boyuyorlarsa, bizim boyamamamız icab eder. Müctehid imamlar ise, böyle bir durum söz konusu olduğunda kına ve kütüm (veya ketem) ile boyamayı terketmemiz hakkında bir hüküm koymamışlardır. Yukarıda belirttiğimiz gibi, onlara muhalefet sadece illetlerden biridir.
Tirmizî'nin yaptığı rivayette ise şu lâfızlarla nakledilmiştir:
"Aklığı (saç ve sakaldaki beyaz kılları) değiştirin, Yahudilere benzemeye özenmeyin!"[412]
Tirmizi bu hadîsin hasen olduğunu kaydetmiştir.
Ayrıca yine Tirmizî'nin hasen kaydettiği, Ebû Dâvud, Nesâî ve İbn Mâcenin rivayet ettikleri hadîste Allah Resulü şöyle buyurmuştur:
"Şu aklığı değiştirmede (kullanılacak) en güzel şey, kına ve kütüm (veya ketem)dir..."[413]
Nitekim bu hadîsin sıhhatini güçlendiren İbn Ömer rivayeti, müctehidlerce istidlale kaynak seçilmiştir: "İbn Ömer sakalını sarımtrak renge boyar ve şöyle derdi:
"Peygamber (a.s.) Efendimiz'i bununla sakalını boyadığını gördüm, bu renk onun için oldukça sevimliydi. Elbisesini de onunla boyardı."[414]
Bunun aksini ifade eden bir başka rivayet ise Hz. Enes'den (r.a.) şöyle yapılmıştır:
"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz (saç ve sakalını) boyamadı ve zaten ondaki aklık çok az bir (sayıya) ulaşmıştı. Eğer isteseydim onun başındaki siyaha karışık beyaz kılları sayabilirdim."[415]
İbn Mes'ud'dan (r.a.) da bu manâyı kuvvetlendirir mahiyette bir rivayet yapılmıştır. Böylece birbirine muarız olan hadîslerin sıhhatında ise şüphe yoktur. O bakımdan ilim adamları saç sakal boyama hususunda farklı görüş ve istidlalde bulunmuşlardır:
a) Kadı Iyaz'ın yaptığı tesbite göre, Hz. Ömer, Hz. Ali ve Hz. Ebûbekir'den yapılan rivayete göre, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz saç ve sakalı boyamayı yasaklamış ve kendileri de aklaşan saçlarının rengini (boya ve benzeri şeyle) değiştirmemişlerdir. O bakımdan aklaşan saç ve sakalı boyamamak daha faziletlidir.
b) Ashab-ı Kirâm'dan ve Tabiîn'den bir cemaat ise, aklaşan saç ve sakalı kına, kütüm ve benzeri şeylerle boyamak daha fazîletlidir, demişlerdir. Çünkü sözü edilen konuyla ilgili hayli sahîh rivâyetler mevcuttur.
Saç ve sakalı boyamanın efdal olduğunu kabul ettiğimizde, hangi renge boyamanın daha uygun olacağı hakkında bizi aydınlatır mahiyette sahih rivayetler vardır. Yapılan ciddi araştırma ve tesbitlere göre, başta İbn Ömer ve Ebû Hüreyre (Allah ikisinden de razı olsun) olmak üzere birçok sahabe sarı renge boyamışlardır. O bakımdan çoğu, saçları koyu sarı renge çeviren kına ve kütüm kullanmışlardır. Bir kısmı ise yine saçları sarıya çeviren za'feran ile boyamıştır.
Böylece İbn Cerir Taberî saç sakalı boyamayla ilgili birbirine muarız gibi görünen hadîsleri te'lîf ederek şu açıklamayı yapmıştır: "Doğrusu o ki, aklaşan saç ve sakalı (bir boya ile) değiştirme tavsiyesi ve yine bundan menedilmeyle ilgili sözler bütünüyle sahihtir, aralarında herhangi bir tenakuz yoktur. Saç ve sakalı bir boya ile değiştirme emri, Ebûbekir Sıddîk'ın (r.a.) babası gibi saçı sakalı iyice ağaran kimselere; boyamaktan men'edilme ise saç ve sakalına henüz tek tek ak düşmüş kişilere yöneliktir. Selefin bu husustaki farklı söz ve fiili, yaşlarının ihtilafıyla ilgilidir: Çok yaşlı olup saç sakalı iyice ağaranlar onu kına ve kütüm gibi şeylerle
boyamışlar ve bazısı da sarı boya ya da za'feran kullanarak rengini değiştirmiştir. Henüz yeni ağaranlar ise kına, za'feran ve benzeri bir boya kullanmaktan sakınmışlardır. Çünkü konuyla ilgili emir ve nehiy vücub için değildir, bunda icma' vardır...[416]
Çıkarılan Hükümler:
1- Saç ve sakalda beliren beyaz kılları yolmak veya koparmak mekruhtur.
2- Saç ve sakalı siyah boyaya boyamak, kimine göre mekruh, kimine göre haramdır.
3- Saç ve sakalı iyice ağaran kimse onu kına, kütüm, kahveye çalan sarı ve za'feranla boyayabilir, bunda bir sakınca yoktur.
4- Siyah boya dışında sarı, kahverengi ve bu ikisine yakın renkleri kullanmaya cevaz verilmiştir.
Saç ve sakalı kına ve kütüm (veya ketem) [400] ile boyayıp rengini değiştirmek, daha çok savaşlarda uygun karşılanmış, savaş dışında da Resûlüllah'ın (a.s.) takririyle müstehab sayılmıştır. Bu hususta kavli sünnetlerinin de rivayet edildiği bilinmektedir. Rasgele boyalarla saç ve sakalı boyamayı yasaklayan Peygamberimiz (a.s.), saçların kökünü kuvvetlendiren ve deriyi koruyan kına ve kütümü uygun görmüştür.
Konuyla ilgili hadisler:
Câbir b. Abdillâh (r.a.)'den yapılan rivayette demiştir ki:
"Mekke fethedildiği gün Ebû Kuhafe, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'e getirildiğinde başı (öylesine aklaşmıştı ki) seğame gibiydi.[401] Bunun üzerine Resûlüllah (a.s.) Efendimiz şöyle buyurdu:
"Onu hanımlarından birine götürün de başındaki saçları (nın Rengini) bir şey ile değiştirsin ve onu siyah (boyadan) uzak bulundurun!"[402]
Bu rivayeti biraz daha geniş şekilde Muhammed b. Sirîn, Enes b. Mâlik'den Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in saç ve sakalını boyayıp boyamadığı hakkında sorulan soruya verdiği cevâbı şöyle rivayet etmiştir:
"Şüphesiz ki Resûlüllah (a.s.) Efendimiz pek az yaşlanmış pek çok az aklaşmıştı. Ama Ebûbekir ile Ömer (r.a.) ondan sonra (saç ve sakallarını) kına ve kütüm ile boyarlardı."[403]
Ahmed b. Hanbel aynı konu hakkındaki rivayeti şu fazlalıkla nakletmiştir:
"Ebûbekir Sıddîk, (babası) Ebû Kuhafe'yi, Mekke fethedildiği gün sırtına alıp Peygamber (a.s.) Efendimiz'e getirerek önüne koydu... Bunun üzerine Resûlüllah (a.s.) Efendimiz, Ebûbekir'e şöyle buyurdu:
"Bu çok yaşlı zatı evinde oturtsaydın da biz ona giderdik!"
(Bunu sırf Ebûbekir'e olan sevgi ve saygısından dolayı ifade buyurdu). Ebû Kuhafe müslüman oldu. Başı ve sakalı seğame gibi bembeyazdı. Resûlüllah (a.s.):
"Saç ve sakalının (rengini kına ve kütüm ile) değiştirin, siyah (boyadan) uzak bulundurun."
Hadîslerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:
1- İyice ağaran saç ve sakalın rengini değiştirmekte bir sakınca yoktur.
2- Saç ve sakalı daha çok kına ve kütüm (veya ketem) ile boyamak müstehabdır.
3- Saç ve sakalı siyah boya ile boyamak mekruhtur.
4- O dönemde yaşayan Yahudi ve Hıristiyanlar ağaran saç ve sakallarını boyamazlardı, ona muhalefet olsun diye, kına ve kütüm tavsiye edilmiştir.
Hadîslerin ışığında müctehid imamların ve ilim adamlarının tesbit, istidlal, ictihad ve görüşleri:
a) Hanefilere göre, aklaşan saç ve sakalı siyaha boyamak mekruhtur. Kına ve kütüm sürmekte bir sakınca yoktur.
b) Şâfiilere göre, beyaz kılları siyaha boyamak haramdır. Kadınlara gelince, kocalarının müsaadesiyle boyayabilirler.[404]
Erkeklerin ve eşcinsel olanların ellerini ve ayaklarını -ciddi bir ihtiyaç ortada yokken- boyamaları haramdır. Ancak Şâfiilerden Maverdî, Sahibülbeyan ve Râfiî buna cevaz vermişlerdir.[405]
c) Hanbelilere göre, beyaz kılları siyahtan başka bir şeyle boyamak müstehabdır. Bu konuda İmam Ahmed şöyle demiştir:
"Doğrusu saç ve sakalı (kına ve benzeri bir şeyle) boyanmış bir yaşlı gördüğümde ferahlık duyuyorum."
Yine İmam Ahmed, bir adamla müzakerede bulunurken ona:
"Neden saç ve sakalını boyamıyorsun?" Diye sormuş, o da:
"Utanıyorum", diye cevap vermiştir. Bunun üzerine İmam ona:
"Sübhanellah! Bu, Resûlüllah'ın (a.s.) sünnetidir, diye hatırlatmada bulunmuştur.[406]
(Saç ve sakalı) kına ve kütüm (veya ketem) ile boyamak müstehabdır. Nitekim el-Hilâl ve İbn Mâce'nin Temîm b. Abdullah'tan yaptıkları rivayette demiştir ki: Ümmu Seleme'nin (r.a.) yanına girdiğimde bize, kına ve kütüm ile boyanmış Resûlüllah'a ait birkaç kıl çıkarıp gösterdi.
Ebûbekir (r.a.) de kına ve kütüm ile boyamıştır. Vers ve za'feran [407] ile boyamakta da bir sakınca yoktur. Çünkü Ebû Mâlik el-Eşca'î demiştir ki:
"Bizim Resûlüllah (a.s.) Efendimizle beraber boyanmamız, vers ve za'feran ile olurdu."[408]
d) Mâlikî'lere göre:
Saç ve sakalı siyahtan başkasıyla boyamak müstehabdır. İmam Mâlik saçı boyama hakkında şöyle demiştir:
"Bu hususta malum bir şey işitmedim. Ancak siyahtan başkasıyla boyamak bana daha sevimlidir... Boyamayı bütünüyle terketmekte vüs'at vardır; inşaallah insanlara bir sıkıntı ve zorluk yoktur."
Ayrıca İmam Mâlik diyor ki:
"Resûlüllah (a.s.) saç ve sakalını boyamamıştır. Eğer boyamış olsaydı, Hz. Aişe (r.a.) onu Abdurrahman b. Esved'e gönderirdi."[409]
Konuyla ilgili diğer hadisler, rivayetler ve tahliller:
Beyaz kılları boyamanın meşru' olduğu kesinlik kazanıyor. Aynı zamanda bu yalnız sakala has bir cevaz değil, baştaki saçları da içine almaktadır. Ancak siyahla boyamanın mekruh olduğunu unutmamak gerekir. İmam Nevevî bu hususta diyor ki:
"Doğru olanı, siyaha boyamanın haram sayılmasıdır..."
Nitekim İbn Abbas (r.a.)'dan yapılan rivayette, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Son zamanda bazı kavimler (milletler saç ve sakallarını) siyah ile boyayacaklar, tıpkı güvercin göğüslerindeki siyahlık gibi. Onlar Cennetin kokusunu alamıyacaklardır."[410]
Bu hadîsin isnadında Abdülkerim'in bulunduğu ve onun da zayıf olduğu üzerinde durulmuştur. O bakımdan istidlale pek uygun görülmemiş ve siyah boya ile saç sakalı boyamanın haram değil, mekruh olduğu belirtilmiştir.
Saç ve sakalın beyazlığını değiştirmenin illetlerinden birinin, Yahudi ve Hıristiyanlara muhalefet olarak gösterilmiştir:
"Doğrusu Yahudi ve Nasârâ (saç ve sakallarını) boyamazlar, o bakımdan onlara muhalefet ediniz!"[411]
Bu hususta onlara muhalefet tek illet değildir, başka sebepleri de söz konusudur. O bakımdan bugün Yahudi veya Hıristiyanlar saç ve sakallarını boyuyorlarsa, bizim boyamamamız icab eder. Müctehid imamlar ise, böyle bir durum söz konusu olduğunda kına ve kütüm (veya ketem) ile boyamayı terketmemiz hakkında bir hüküm koymamışlardır. Yukarıda belirttiğimiz gibi, onlara muhalefet sadece illetlerden biridir.
Tirmizî'nin yaptığı rivayette ise şu lâfızlarla nakledilmiştir:
"Aklığı (saç ve sakaldaki beyaz kılları) değiştirin, Yahudilere benzemeye özenmeyin!"[412]
Tirmizi bu hadîsin hasen olduğunu kaydetmiştir.
Ayrıca yine Tirmizî'nin hasen kaydettiği, Ebû Dâvud, Nesâî ve İbn Mâcenin rivayet ettikleri hadîste Allah Resulü şöyle buyurmuştur:
"Şu aklığı değiştirmede (kullanılacak) en güzel şey, kına ve kütüm (veya ketem)dir..."[413]
Nitekim bu hadîsin sıhhatini güçlendiren İbn Ömer rivayeti, müctehidlerce istidlale kaynak seçilmiştir: "İbn Ömer sakalını sarımtrak renge boyar ve şöyle derdi:
"Peygamber (a.s.) Efendimiz'i bununla sakalını boyadığını gördüm, bu renk onun için oldukça sevimliydi. Elbisesini de onunla boyardı."[414]
Bunun aksini ifade eden bir başka rivayet ise Hz. Enes'den (r.a.) şöyle yapılmıştır:
"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz (saç ve sakalını) boyamadı ve zaten ondaki aklık çok az bir (sayıya) ulaşmıştı. Eğer isteseydim onun başındaki siyaha karışık beyaz kılları sayabilirdim."[415]
İbn Mes'ud'dan (r.a.) da bu manâyı kuvvetlendirir mahiyette bir rivayet yapılmıştır. Böylece birbirine muarız olan hadîslerin sıhhatında ise şüphe yoktur. O bakımdan ilim adamları saç sakal boyama hususunda farklı görüş ve istidlalde bulunmuşlardır:
a) Kadı Iyaz'ın yaptığı tesbite göre, Hz. Ömer, Hz. Ali ve Hz. Ebûbekir'den yapılan rivayete göre, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz saç ve sakalı boyamayı yasaklamış ve kendileri de aklaşan saçlarının rengini (boya ve benzeri şeyle) değiştirmemişlerdir. O bakımdan aklaşan saç ve sakalı boyamamak daha faziletlidir.
b) Ashab-ı Kirâm'dan ve Tabiîn'den bir cemaat ise, aklaşan saç ve sakalı kına, kütüm ve benzeri şeylerle boyamak daha fazîletlidir, demişlerdir. Çünkü sözü edilen konuyla ilgili hayli sahîh rivâyetler mevcuttur.
Saç ve sakalı boyamanın efdal olduğunu kabul ettiğimizde, hangi renge boyamanın daha uygun olacağı hakkında bizi aydınlatır mahiyette sahih rivayetler vardır. Yapılan ciddi araştırma ve tesbitlere göre, başta İbn Ömer ve Ebû Hüreyre (Allah ikisinden de razı olsun) olmak üzere birçok sahabe sarı renge boyamışlardır. O bakımdan çoğu, saçları koyu sarı renge çeviren kına ve kütüm kullanmışlardır. Bir kısmı ise yine saçları sarıya çeviren za'feran ile boyamıştır.
Böylece İbn Cerir Taberî saç sakalı boyamayla ilgili birbirine muarız gibi görünen hadîsleri te'lîf ederek şu açıklamayı yapmıştır: "Doğrusu o ki, aklaşan saç ve sakalı (bir boya ile) değiştirme tavsiyesi ve yine bundan menedilmeyle ilgili sözler bütünüyle sahihtir, aralarında herhangi bir tenakuz yoktur. Saç ve sakalı bir boya ile değiştirme emri, Ebûbekir Sıddîk'ın (r.a.) babası gibi saçı sakalı iyice ağaran kimselere; boyamaktan men'edilme ise saç ve sakalına henüz tek tek ak düşmüş kişilere yöneliktir. Selefin bu husustaki farklı söz ve fiili, yaşlarının ihtilafıyla ilgilidir: Çok yaşlı olup saç sakalı iyice ağaranlar onu kına ve kütüm gibi şeylerle
boyamışlar ve bazısı da sarı boya ya da za'feran kullanarak rengini değiştirmiştir. Henüz yeni ağaranlar ise kına, za'feran ve benzeri bir boya kullanmaktan sakınmışlardır. Çünkü konuyla ilgili emir ve nehiy vücub için değildir, bunda icma' vardır...[416]
Çıkarılan Hükümler:
1- Saç ve sakalda beliren beyaz kılları yolmak veya koparmak mekruhtur.
2- Saç ve sakalı siyah boyaya boyamak, kimine göre mekruh, kimine göre haramdır.
3- Saç ve sakalı iyice ağaran kimse onu kına, kütüm, kahveye çalan sarı ve za'feranla boyayabilir, bunda bir sakınca yoktur.
4- Siyah boya dışında sarı, kahverengi ve bu ikisine yakın renkleri kullanmaya cevaz verilmiştir.