- Beyaz bir çocuğun elinden tutmak ne kadar önemli!

Adsense kodları


Beyaz bir çocuğun elinden tutmak ne kadar önemli!

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
ehlidunya
Sun 27 November 2011, 06:21 pm GMT +0200
Beyaz bir çocuğun elinden tutmak ne kadar önemli!

Afrika denince insanlarda hep aynı soruları, aynı telaşları görürsünüz.

Türkiye'ye gittiğimizde ilk sorulan soru şu olur hep; 'Orada şartlar nasıl? Her şey var mı? Nasıl bir yer?' Hatta bazen unutup bazen de üzülüp tekrar tekrar sorarlar. Biz de sevdiğimizi söyleyince şaşırır insanlar, garipserler.

Bu sene yeni açılan bir okul için Kamerun'un en gelişmiş şehri, ticari başkent olarak da adlandırılan Douala'dayız. Birçok ülkeden ticaret amaçlı beyazları bulabilirsiniz. Fransız, Lübnan, Amerikan, Japon, Kore, Çin... Birçok beyaz yerleşmiş durumda. Beyazlar Douala'nın yüzde 2'lik kısmını oluşturmakta.

Burada birçok insanın bulamadığı ya da nadir bulunan bir şeye sahibiz; 'aile bağına'. Kimsenin olmadığı bir yerde birbirimize kenetleniyor ve birbirimizin değerini daha iyi anlıyoruz. Yaptığımız en güzel şeylerden biri de birlikte güzel bir hafta sonu geçirmek. Ve biz de bu yüzden ailemizle geçireceğimiz her hafta sonunu iple çekiyoruz... Yine bir hafta sonuydu. Güzel güneşli bir gündü. Tam her şey tamam çıkabiliriz dediğimiz anda kızımız ağlamaya başlamıştı. Nedenini anlayamamıştık. Belki açık havada susar diye ağlamasına rağmen dışarıya çıkmıştık. Etrafı seyrederken susuverdi kızım.

Etrafında gördüğü her çift göz onu süzüyordu. Her geçtiğimiz sokakta birileri bazen sesli bazen de kendi aralarında bizim ve özellikle onun yani kızımızın hakkında konuşuyorlardı. Birbirlerine "elle est une jolie bébé" yani "çok güzel bir bebek" diyor ve hepsi gözlerini ayırmadan ona bakıyordu. Afrika'da bir beyaz olmak hele bir de renkli gözlü ve sarışın olmak onlar için ulaşılmaz bir şeydi ve bu yüzden de sürekli kızımıza bakıyorlardı. Biz Allah korusun nazar değmesin diye düşünürken birden bir çocuk takıldı peşimize. Koşuyor ve kızımızın elinden tutmaya çalışıyordu. Sürekli "Salut salut, bonjour" "Merhaba merhaba, iyi günler" diyor ve elinden tutmaya çalışıyordu. Bir yandan da bizim tavrımıza bakıyordu. Çünkü burada o kadar çok hor görülmüşler ki "Acaba bir şey derler mi?" diye de bizi inceliyordu. Eşim "Elle te dit bonjour" "O da sana iyi günler diyor." demişti. Bize daha da yaklaşarak "Onun elinden tutabilir miyim?" dedi. Biz de "Dokunabilirsin" dedik. Sonra kızımızın elinden tuttu ve yanımızdan ayrıldı. Sadece dokunmak için peşimizden gelmişti. Kim bilir o çocuk kendi dünyasında ne kadar mutlu ve huzurlu. Neden? Çünkü o bir beyaza dokunmuştu. Ötekileştirildiğinin farkında olamayan bir çocuk. Kendi vatanında yabancı olarak yaşıyordu.


sümeyra
Sun 27 November 2011, 06:25 pm GMT +0200


      Çok etkileyici bir yazı..İslamın güzelliğini birkez daha gözler önüne sermiş..Biz bu ayrımların ortadan kalkmasına vesile olan bir dinin mensubları olarak çok şanslıyız..Bunu her gittiğimiz yerde anlatabilmek te en büyük hedefimiz olmalı,inşaallah..