sumeyye
Wed 17 March 2010, 12:34 pm GMT +0200
Benî Tücîb Heyetinin Sayıları ve Medine´ye Geliş Tarihleri
Hicretin 9.yılında[138] BenîTücîtı kabilesinden onüç kişilik bir heyet, Peygamberimiz Aieyhisseiam m yanına geldiler. [139]
Benî Tücîb heyeti; Allah´ın üzerlerine farz kıldığı mallarının zekatlıklarını da yanlarında sürüp getirmişlerdi.
Onların bu tutum ve davranışları Peygamberimiz Aleyhisselamın hoşuna gitti.
Onlara:
"Siz hoşgeldiniz!" buyurdu.
Kendilerini en iyi bir yere kondurdu.
Bilal-i Habeşî´ye de en iyi bir biçimde konuklayıp ağırlamasını emretti. [140]
Benî Tücîb heyeti:
"Yâ Rasûlallah! Allah´ın, mallarımız içindeki hakkını sana sürüp getirdik!" dediler.
Peygamberimiz Aieyhisseiam:
"Onları geri götürüp fakirlerinize bölüştürünüz!" buyurdu.
Benî Tücîb heyeti:
"Yâ Rasûlallah! Biz, ancak fakirlerimizden artmış olanını sana getirdik!" dediler.
Hz. Ebu Bekir:
"Yâ Rasûlallah! Arap heyetleri içinde, doğrusu, şu Tücîb heyeti gibisi yoktur!" dedi.
Peygamberimiz Aieyhisseiam:
"Hidayet Yüce Allah´ın elindedir. Allah, hayrını dilediği kimsenin kalbini iman için açar!" buyurdu.
Tücîb oğulları heyeti, Peygamberimiz Aleyhisselamdan birtakım şeyler sordular.
Sorduklan şeylerin cevapları, kendileri için yazıldı.
Peygamberimiz Aleyhisselama Kur´ân´dan ve sünnetlerden sordular.
Peygamberimiz Aleyhisselamın onlara rağbeti arttı. [141]
Benî Tücîb heyeti, birkaç gün oturduktan sonra gitmek istediler.
Kendilerine:
"Siz ne diye acele ediyorsunuz?" denildi.
"Gerimizdekilerin yanlarına dönüp Resûlullah Aleyhisselamdan gördüklerimizi, kendisine söylediklerimizi ve kendisinin bize verdiği cevapları onlara haber
vereceğiz!" dediler.
Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına gelip vedalaştılar.
Peygamberimiz Aieyhisseiam onlara Bilal-i HabeşPyi gönderdi. [142] Bahşişlerinin verilmesini emretti. [143]
Peygamberimiz Aieyhisseiam, heyetlere veriiegeien bahşişlerden daha çok, daha yüksek olarak bunlara bahşişler verdi ve:
"Sizden, bahşiş verilmeyen kimse kaldı mı?" diye sordu. [144]
"Evet! [145] Binitlerimize bakmak üzere yaşça en küçüğümüz olan bir genci arkamızda bırakmıştık" dediler.
Peygamberimiz Aieyhisseiam:
"Onu da bize gönderiniz!" buyurdu. [146]
Heyet âzâlan, binitlerinin yanına dönünce, gence:
"Resûlullah Aleyhisselamın yanına git de, ondan hacetini al!
Biz ondan hacetimizi aldık ve kendisine veda ettik!" dediler. [147]
Benî Tücîb heyetinin genci, Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına gelince: [148]
"Yâ Rasûlallah! Ben, Ebzâ oğullarından bir kimseyim. [149] Biraz önce senin yanına gelen, dileklerini yerine getirdiğin cemaattenim. Benim de dileğimi yerine getir!" dedi.
Peygamberimiz Aieyhisseiam, ona:
"Senin dileğin nedir?" diye sordu. [150]
Genç:
"Yâ Rasûlallah! [151]
Benim dileğim arkadaşları m ınki gibi değildir! Onlar İslâmiyeti özleyiciler olarak geldiler, zekatlarından sürüp getirdiklerini de getirdiler. [152]
Fakat, sen Allahtan beni yarlıgamasını, rahmetiyle esirgemesini ve bir de kalbime zenginlik vermesini dile!" dedi.
Peygamberimiz Aieyhisseiam:
"Ey Allah´ım!
Onu yarlığa ve rahmetinle esirge!
Kendisinin kalbine de, zenginlik ver!" diye dua ettikten sonra, ona da ötekiler gibi bahşişinin verilmesini ashabından birisine emir buyurdu.
Benî Tücîb heyeti, yurtlarına, ev halklarının yanına döndüler.
Bunlardan bir cemaat, onuncu yıl hac mevsiminde Minâ´da Peygamberimiz Aleyhisselamla buluş-tular. [153]
"Biz Ebzâ oğullarıyız!" dediler.
Peygamberimiz Aieyhisseiam, onlara:
"Geçen yıl sizinle birlikte bana gelen genç ne yapıyor?" diye sordu.
"Yâ Rasûlallah! [154]
Yüce Allah´ın verdiği rızka ondan daha kanaatlisini görmemişizdir. [155]
İnsanlar dünyayı aralarında bölüşecek olsalar, o genç ona hiç bakmaz, iltifat etin ez" dediler.
Benî Tücîblerin bildirdiklerine göre; o genç, aralarında en iyi bir halde, dünyadan son derecede çekingen, Allah´ın kendisine verdiği rızka en kanaatli bir kul olarak yaşamakta devam etmiş; Peygamberimiz Aleyhisselamın vefatı üzerine Yemen halkının İslâmiyetten döndükleri sırada da, Benî Tücîblerin içinde kalkıp onlara Allah´ı ve İslâmiyeti anmaktan, hatırlatmaktan geri durmamış; onun sayesinde kavminden bir tek kişi bile İslâmiyetten dönmem iştir. [156]
Yüce Allah ondan razı olsun![157]
[138] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 323, Ebu´l-Ferec, el-Vefa, c. 2, s. 750, Ebu´l-Fidâ el-Bidâye, c. 5, s. 93.
[139] İbn Sa´d, c. 1, s. 323, Ebu´l-Fenec, c. 2, s. 750, İbn Seyyid, c. 2, s. 246, İbn Kayyım, c. 3, s. 54, Halebî, c. 3, s. 265.
[140] İbn Sa´d, c. 1, s. 323. Ebu´l-Ferec, c. 2, s. 750, İbn Seyyid, c. 2, s. 246-247, İbn Kayyım, c. 3, s. 54.
[141] İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 246-247, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 3, s. 265, Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Şerhi, c. 4,
s. 50.
[142] İbn Seyyid, c. 2, s. 247, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 3, s. 54, Halebî, c. 3, s. 265, Zürkânf, c. 4, s. 50.
[143] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1, s. 323
[144] İbn Sa´d, c. 1, s. 323, Ebu´l-Ferec, el-Vefâ, c. 2, s. 757, İbn Seyyid, c. 2, s. 247, İbn Kayyım, c. 3, s. 54, Halebî, c. 3, s. 265, Zürkânf, c. 4, s. 50.
[145] İbn Kayyım, c. 3, s. 54.
[146] İbnSa´d,c. 1, s. 323, Ebu´l-Ferec, c. 2, s. 750, İbn Seyyid, c. 2, s. 247, İbn Kayyım, c. 3, s. 54, Halebî, c. 3, s. 265, Zürkânf, c. 4, s.50.
[147] İbn Seyyid, c. 2, s. 247, İbn Kayyım, c. 3, s. 54.
[148] İbn Sa´d, c. 1, s. 323, İbn Seyyid, c. 2, s. 247 İbn Kayyım , c. 3, s. 54.
[149] Ebu´l-Ferec, c. 2, s. 750, İbn Seyyid, c. 2, s. 247, İbn Kayyım, c. 3, s. 54.
[150] İbn Sa´d, Tabak âtü´l-k übrâ, c. 1, s. 323, E bu´l-F erec, el -Vetâ, c. 2, s. 750, İ bn Seyyi d, U yün u´l-eser, c. 2, s. 247, E bu´l -F idâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 5, s. 93, İbn Kayyım, c. 3, s. 54, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 3, s. 265, Zürkânf, Mevâhib Şerhi, c. 4, s. 50.
[151] Kastalânf, M erâhib, c. 1, s. 319.
[152] İbn Seyyid, c. 2, s. 247, İbn Kayyım, c. 3, s. 54, Zürkânf, c. 4, s. 50.
[153] İbn Sa´d, c. 1 ,s. 323, Ebu´l-Ferec, c. 2, s. 750-751, İbn Seyyid, c. 2, s. 247, İbn Kayyım, c. 3, s. 54, Kastalânf, c. 1, s. 319, Halebî, c. 3, s. 266, Zürkânf, c. 4, s. 50.
[154] İbn Seyyid, c. 2, s. 247, İbn Kayyım, c. 3, s. 54, Kastalânf, c. 1, s. 319, Halebî, c. 3, s. 266, Zürkânf, c. 4, s. 50.
[155] İbn Sa´d, c. 1, s. 323, İbn Seyyid, c. 2, s. 247, Ebu´l-Ferec, c. 2, s. 751, İbn Kayyım , c. 3, s. 54, Kastalânf, c. 1, s. 319,
Halebî, c. 3, s. 266, Zürkânf, c. 4, s. 50.
[156] İbn Seyyid, c. 2, s. 247, İbn Kayy,m, c. 3, s. 54-55, Kastalânf, c. 1, s. 319, Halebî, c. 3, s. 266, Zürkânf, c. 4, s. 50.
[157] M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 7/435-438.