- Bela ve Musibetleri Önleme Yolu Olarak Tazarru

Adsense kodları


Bela ve Musibetleri Önleme Yolu Olarak Tazarru

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Sun 17 October 2010, 07:04 pm GMT +0200
Bela ve Musibetleri Önleme Yolu Olarak Tazarru


A. Yasin Demirci


“Deki; Eğer duanız olmasa Rabbimin katında ne ehemmiyetiniz var.” (Furkan 77.)  buyurarak kullarının dualarına verdiği önemi çok net bir şekilde ortaya koyan Allah-u Zülcelâl hazretleri, Kendisinden ne şekilde niyazda bulunmamız gerektiğini yine ayetleriyle bizlere öğretmiştir.

 Kur’an-ı Kerim’in pek çok ayetinde “Tazarru” dua metoduna ilişkin önemli bir kural olarak zikredilir. Allah Teala buyuruyor ki:

- “Rabbinize tazarru ile (yalvararak, için için) ve gizlice dua edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez” (el-A’raf, 55)

- “Rabbini, tazarru ile ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam an, gafilerden olma!” (el-A’raf, 7/205).

Bu iki ayetin dışında Kur’an-ı Kerim’de beş yerde daha “tadarruan-tazarru” ifadesiyle karşılaşıyoruz. Allah Teala söz konusu ayetlerde kendisinden niyazda bulunurken O’nun büyüklüğünü kabul edip O’nun azameti karşısında, hiçliğimizin farkına vararak eğilmemizi ve için için yalvarmamızı istiyor…

“Andolsun, senden önce birtakım ümmetlere de peygamberler gönderdik. (Peygamberlerini dinlemediler.) Sonunda, yalvarsınlar da tövbe etsinler diye onları şiddetli yoksulluk ve darlıklarla yakaladık.” (Enam 42)

Mevlamızın bu buyruğundan da anlıyoruz ki tazarru ile istemek, yoksulluk ve darlığın, bela ve musibetlerin önüne geçebiliyor…

Allah Teala’yı ancak başı sıkıştığı, dara düştüğü anda hatırlaması, insanoğlunun en kötü hasletlerinden biridir. Elbette olması gereken Halık-ı Zülcelal’i her dem hatırlamamız, dualarımızı rahat, huzurlu günlerimizde de eksik etmememizdir. Ancak öyle insan tipleri var ki sıkıntılı ve dara düştükleri anlarda dahi Rablerinden gafil olabilmektedirler. O’na boyun eğmeyip O’nun sonsuz rahmetinden nasiplenememektedirler. Rabbimiz onların misallerini yukarıdaki ayetin devamında bildiriyor:

- Hiç olmazsa onlara azabımız geldiği zaman yakarıp (için, için)  tövbe etselerdi ya. Fakat (onu yapmadılar) kalpleri katılaştı. Şeytan da yapmakta olduklarını zaten onlara süslü göstermişti. (Enam 43)

Velhasıl, Peygamber Efendimizin; “ibadetin ta kendisi, müminin silahıdır” dediği dualarımızı, darda olduğumuz günlerde olduğu kadar rahat ve huzurlu olduğumuz günlerde de dilimizden düşürmememiz,  cihan saadeti için Rabbimize tazarru ile yani için, için yalvarmamız gerekiyor.

Rızkı Artıran Mânevi Sebepler

- İstiğfarı ve Zikri Çoğalt

 “Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra ona tövbe edin ki, üzerinize bol bol yağmur göndersin ve gücünüze güç katsın. Günahkârlar olarak yüz çevirmeyin.” (Hud 52)

“ Kim Benim zikrimden yüz çevirirse, kitabımı dinlemez ve Beni anmaktan gaflet ederse, ona dar bir geçim vardır ve Biz onu kıyamet günü kör olarak haşreder, duruşmaya getiririz. (Taha 124)

- Takva sahibi ol

“Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder. Ve ona beklemediği yerden rızık verir. (Talak 2)

- Allah yolunda infak et

“Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak ve öz benliklerindekini kökleştirmek için infakta bulunanlara gelince, onların durumu kendisine bol yağmur isabet edip de ürününü iki kat veren bir bahçenin durumuna benzer. Böyle bir bahçeye bol yağmur düşmese de bir çisinti, bir nem bile yetişir. Allah, yapmakta olduklarınızı tam bir biçimde görmektedir” (Bakara 265)

- Sıla-ı rahim yap

“Her kim rızkının çokluğunu ve ecelinin geri kalmasını istiyorsa Sıla-i rahim yapsın.” (Buharı-Müslim)