saniyenur
Sat 19 November 2011, 07:54 pm GMT +0200
30- Bedir Gazası
1620- Enes b. Mâlik (r.a)'tan rivayet edilmiştir:
“Resulullâh (s.a.v.), Ebû Süfyân'ın Şam tarafından kervanlarla geldiğini duyduğu zaman istişare meclisini kurdu. Enes şöyle der ki:
“Önce Ebû Bekr konuştu. Peygamber (s.a.v.) ona iltifat etmedi. Sonra Ömer konuştu. Ona da iltifat etmedi. Bunun üzerine Sa'd b. Ubâde kalkıp:
“Ey Allah'In resulü! Bizi mi kastediyorsun? Nefsimi elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, sen bize atlarımızı denize saldırmamızı emretmiş olsaydın bizler muhakkak denize saldırırırdık! Eğer sen atlarımızı Mekke'nin deniz sahil tarafına düşen ve Mekke'ye beş günlük mesafede bir yer olan Berkü'l-Geınâd'a sürmemizi emretsen bunu da yaparız!” dedi.
Daha sonra Resulullah (s.a.v.) halkı Kureyş ordusu üzerine yürümeye davet etti. Onlar da yola koyuldular. Nihayet Bedr'e indiler. Derken üzerlerine Kureyş'in su taşıyan develeri çıkageldi. İçlerinde Haccâc oğullan kabilesinin siyah bir kölesi de vardı. Sahabiler hemen onu yakaladılar.
Resulullah (s.a.v.)'in sahabileri, ona, Ebû Süfyân ile arkadaşlarını soruyorlardı. Oda:
“Ebû Süfyân hakkında bilgim yok. Ama işte Ebû Gehil, Utbe, Şeybe ve Ümeyye b. Halef diyordu. Bunu söylediği zaman onu dövüyorlardı. Köle çaresiz kalınca:
“Evet! Ben size haber vereceğim! İşte Ebû Süfyân!” dedi. Onu serbest bırakıp da tekrar ona Ebu Süfyan'ı sorduklarında:
“Ebû Süfyân hakkında bilgim yok! Ama işte Ebû Cehil, Utbe, Şeybe ve Ümeyye b. Halef! Onlar, savaş için gelmekte olan insanların içinde!” diyordu. Bunu söylediğinde sahabiler onu yine dövüyorlardı. Resulullah (s.a.v.)'de kalkmış namaz kılıyordu. Kölenin zorla sorguya çekildiğini görünce selam verip namazı bitirdi. Sahabilere:
“Nefsim elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, size doğruyu söylediği zaman onu dövüyorsunuz, yalan söylediğinde ise onu bırakıyorsunuz!” buyurdu.
Enes der ki; Daha sonra Resulullah (s.a.v.):
“Şurası filânın düşeceği yerdir!” diyor ve elini yerde oraya buraya koyuyordu. Müşriklerden hiç biri Resulullah (s.a.v.)'in elinin yerinden öteye geçmedi. [979]
Açıklama:
Bedr, Mekke ile Medine arasında bir kuyu suyunun adıdır. Sahibi, Bedr İbn Kelde'nin adıyla veya ay gibi parlak ve yuvarlak olduğundan dolayı “Bedr” diye isimlendirilmişdir. O yere veya o vadiye Bedr denildiği de rivayet edilmiştir. Burası câhiliye devrinde bir ticâret yeri idi. Resulullah'ın müşriklerle ilk muharebesi olan Bedr gazvesi burada hicretin 2. senesi Raim Han'ın yirmi yedinci Cuma günü meydana gelmişti.
[979] Ebu Dâvud, Cihad 115, 2681; Nesâî, Fezailu-Sahabe, 243; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/104, 105, 182, 188, 219, 220, 257, 263, 278.