hafiza aise
Fri 8 July 2011, 04:29 pm GMT +0200
5— Bedir'e Vanş:
Hep birlikte ilerlediler. Rasûlullah (s.a.) da ilerledi ve akşam üzeri Bedir
Hz. Peygamber'in (s.a.) onlarla (ashâbıyla) Bedir gazvesinde iki defa istişare etmesi görüşüyle rivayet farklılıkları arasında uyum sağlanabilir. İlki; Hz. Peygamber (s.a.) Medine'de iken, kendisine Ebu Süfyan eşliğindeki kervanın haberi ilk ulaştığındadır ki, bu Müslim'in rivayetinde açıklanmaktadır. İkinci istişare de; Buharî'nin rivayetinde olduğu gibi Medine'den çıktıktan sonradır. Taberânî'ye göre ise Sa'd b. Ubâde bu sözü Hudey-biye'de söylemiştir ki bunun doğru olması daha kuvvetlidir.
kuyularına en yakın-suyun kenarında konakladı; "Bana konaklayacağım yer hususunda görüş belirtin" buyurdu. Hubâb b. Münzir: "Ey Allah'ın Rasû-lü! Ben Bedir'i ve kuyularını bilirim. Bizim bildiğimiz bol ve tatlı sulu kuyulara kadar gidelim görüşündeysen, orada konaklayalım ve oraya varmak hususunda düşmandan önce davranalım, sonra onun dışındaki diğer kuyuları da kapatalım" dedi.
Müşrikler de suya (bir an önce) varmak için süratle hareket ediyorlardı.
Hz. Peygamber (s.a.), Hz. Ali'yi, Sa'd ve Zübeyr'i haber getirmeleri için Bedir'e yolladı. Onlar da Rasûlullah (s.a.) namaz kılıyorken Kureyşli iki köle getirdiler. Ashâb-ı kiram, kölelere:
— Siz kimsiniz? diye sordular. Onlar da:
— Kureyş'in sakalarıyız, dediler.
Sahabe bundan hoşlanmadı. Unlar bu iki kölenin Ebu Süfyan'ın kervanından olmasını arzu ediyorlardı. Rasûlullah (s.a.) selâm verdikten sonra kölelere sordu:
— Bana haber verin, Kureyşliler nerede?
— Şu kum tepesinin ardında.
— Kaç kişiler?
— Bildiğimiz yok.
— Her gün kaç hayvan kesiyorlar?
— Bir gün 10, bir gün 9. Hz. Peygamber (s.a.):
— Öyleyse bunlar 900-1000 kişi kadardır, dedi.
Allah azze ve celle o gece bir yağmur yağdırdı ki müşriklere iri taneli ve şiddetli bir şekilde yağıp onları ilerlemekten alıkorken, müslümanlar üzerine hafifçe yağdı. Allah, bu yağmurla müslümanları temizledi, onlardan şeytanın vesvesesini giderdi; toprağı düzeltti, kumu sertleştirdi. Böylece ayakları yere sağlam tutundu, konaklanacak yeri yayıp hazırladı ve gönüllerini birbirine bağladı. Rasûlullah (s.a.) ve ashabı suya daha önce kavuştular ve gece yarısı su kenarına indiler. Havuzlar yaptılar ve bu havuzların dışındaki kuyuları kapattılar. Rasûlullah (s.a.) ve ashabı havuz kenarında konakladılar. Rasûlullah (s.a.) için orada savaşı kontrol edebileceği bir tepe üzerinde gölgelik kuruldu. Rasûlullah (s.a.) savaşın olacağı mevkiye yürüdü ve, "Burası filanın öleceği yerdir."Şurası filanın öleceği yerdir. "Burası da Allah'ın iznıyle :;filanın öleceği yerdir.", diye işaret etmeye başladı. Onlardan (sözet-nden) hiçbiri O'nun (s.a.) işaret buyurduğu yeri ileri geçemedi.[454]
[454] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/117: Hz. Ali'den, sahih senedle; Müslim, 1779: Hz. Enes'ten.
İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/218-220.
Hep birlikte ilerlediler. Rasûlullah (s.a.) da ilerledi ve akşam üzeri Bedir
Hz. Peygamber'in (s.a.) onlarla (ashâbıyla) Bedir gazvesinde iki defa istişare etmesi görüşüyle rivayet farklılıkları arasında uyum sağlanabilir. İlki; Hz. Peygamber (s.a.) Medine'de iken, kendisine Ebu Süfyan eşliğindeki kervanın haberi ilk ulaştığındadır ki, bu Müslim'in rivayetinde açıklanmaktadır. İkinci istişare de; Buharî'nin rivayetinde olduğu gibi Medine'den çıktıktan sonradır. Taberânî'ye göre ise Sa'd b. Ubâde bu sözü Hudey-biye'de söylemiştir ki bunun doğru olması daha kuvvetlidir.
kuyularına en yakın-suyun kenarında konakladı; "Bana konaklayacağım yer hususunda görüş belirtin" buyurdu. Hubâb b. Münzir: "Ey Allah'ın Rasû-lü! Ben Bedir'i ve kuyularını bilirim. Bizim bildiğimiz bol ve tatlı sulu kuyulara kadar gidelim görüşündeysen, orada konaklayalım ve oraya varmak hususunda düşmandan önce davranalım, sonra onun dışındaki diğer kuyuları da kapatalım" dedi.
Müşrikler de suya (bir an önce) varmak için süratle hareket ediyorlardı.
Hz. Peygamber (s.a.), Hz. Ali'yi, Sa'd ve Zübeyr'i haber getirmeleri için Bedir'e yolladı. Onlar da Rasûlullah (s.a.) namaz kılıyorken Kureyşli iki köle getirdiler. Ashâb-ı kiram, kölelere:
— Siz kimsiniz? diye sordular. Onlar da:
— Kureyş'in sakalarıyız, dediler.
Sahabe bundan hoşlanmadı. Unlar bu iki kölenin Ebu Süfyan'ın kervanından olmasını arzu ediyorlardı. Rasûlullah (s.a.) selâm verdikten sonra kölelere sordu:
— Bana haber verin, Kureyşliler nerede?
— Şu kum tepesinin ardında.
— Kaç kişiler?
— Bildiğimiz yok.
— Her gün kaç hayvan kesiyorlar?
— Bir gün 10, bir gün 9. Hz. Peygamber (s.a.):
— Öyleyse bunlar 900-1000 kişi kadardır, dedi.
Allah azze ve celle o gece bir yağmur yağdırdı ki müşriklere iri taneli ve şiddetli bir şekilde yağıp onları ilerlemekten alıkorken, müslümanlar üzerine hafifçe yağdı. Allah, bu yağmurla müslümanları temizledi, onlardan şeytanın vesvesesini giderdi; toprağı düzeltti, kumu sertleştirdi. Böylece ayakları yere sağlam tutundu, konaklanacak yeri yayıp hazırladı ve gönüllerini birbirine bağladı. Rasûlullah (s.a.) ve ashabı suya daha önce kavuştular ve gece yarısı su kenarına indiler. Havuzlar yaptılar ve bu havuzların dışındaki kuyuları kapattılar. Rasûlullah (s.a.) ve ashabı havuz kenarında konakladılar. Rasûlullah (s.a.) için orada savaşı kontrol edebileceği bir tepe üzerinde gölgelik kuruldu. Rasûlullah (s.a.) savaşın olacağı mevkiye yürüdü ve, "Burası filanın öleceği yerdir."Şurası filanın öleceği yerdir. "Burası da Allah'ın iznıyle :;filanın öleceği yerdir.", diye işaret etmeye başladı. Onlardan (sözet-nden) hiçbiri O'nun (s.a.) işaret buyurduğu yeri ileri geçemedi.[454]
[454] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/117: Hz. Ali'den, sahih senedle; Müslim, 1779: Hz. Enes'ten.
İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/218-220.