Rüveyha
Fri 20 February 2015, 01:13 am GMT +0200
Baskı altında yapılan nikah akdi geçerli midir?
İslami hükümlere göre nikah, evlenme ehliyetine sahip ve evlenmelerinde dini açıdan bir engel bulunmayan kadın ile erkeğin (veya vekillerin) şahitlerin huzurunda, birbirleriyle evlenmeleri konusunda karşılıklı rızalarını ifade etmelerinden (icap ve kabulden) ibaret bir akittir.
Evlilik bir erkekle kadının ömür boyu birlikte yaşama, hayatın iyi ve kötü yanlarını birlikte omuzlama ilkesine dayandığı için, evlenecek olanların rızasının bulunmadığı bir nikah Şafii, Maliki ve Hanbeliler’e göre geçerli olmaz. Eşlerden birisi ölüm, şiddetli dayak veya uzun süreli hapis korkusu altında evliliğe zorlansa böyle bir nikah fasit olur.
Bu konudaki dayanakları, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in, “Ümmetimden hata, unutma ve yapmaları için cebir ve tazyike maruz kaldıkları şeylerin sorumluluğu kaldırılmıştır.” (İbn Mace, Talak, 16) hadisidir.
Hanefiler ise zorlanan (mükreh) kişinin nikahını geçerli saymışlardır. Bu görüşlerini Hz. Peygamber (s.a.s.)’in, “Üç şeyin şakası da ciddidir, ciddisi de ciddidir; nikah, talak ve talaktan dönüş.” (Ebu Davud, Talak, 9; Tirmizi, Talak, 9; İbn Mace Talak, 13) hadisine dayandırmakta, cebir ve şiddete maruz kalanı şaka yapan kimseye benzetmektedirler (Serahsi, el-Mebsut, XXIV, 62-62; İbn Rüşd, Bidayetü’l-Müctehid, II, 81-82).
Osmanlı Hukuk-ı Aile Kararnamesi gerek zorla yapılan nikah ve gerekse aynı durumdaki boşanmalar konusunda Hanefilerin görüşünü değil, diğer mezheplerin görüşlerini kabul etmiştir (md. 57, 105).
Sonuç olarak; anne ve babaların, çocuklarının ilerideki yaşantılarında mutlu bir yuva kurmaları için gayret göstermeleri doğru ve gerekli bir davranıştır. Ancak anne-babaların evlenecek gençlerin makul isteklerine ve hür iradelerine saygı duymaları da gerekir. Çünkü nikah evlenecek kişilerin kendi hür iradeleriyle yapacakları bir medeni sözleşmedir.
Allah(c.c) bize vesile olan hocamıza rahmet eylesin
Kaynak: Dini Soruları Cevaplandırma Platformu
İslami hükümlere göre nikah, evlenme ehliyetine sahip ve evlenmelerinde dini açıdan bir engel bulunmayan kadın ile erkeğin (veya vekillerin) şahitlerin huzurunda, birbirleriyle evlenmeleri konusunda karşılıklı rızalarını ifade etmelerinden (icap ve kabulden) ibaret bir akittir.
Evlilik bir erkekle kadının ömür boyu birlikte yaşama, hayatın iyi ve kötü yanlarını birlikte omuzlama ilkesine dayandığı için, evlenecek olanların rızasının bulunmadığı bir nikah Şafii, Maliki ve Hanbeliler’e göre geçerli olmaz. Eşlerden birisi ölüm, şiddetli dayak veya uzun süreli hapis korkusu altında evliliğe zorlansa böyle bir nikah fasit olur.
Bu konudaki dayanakları, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in, “Ümmetimden hata, unutma ve yapmaları için cebir ve tazyike maruz kaldıkları şeylerin sorumluluğu kaldırılmıştır.” (İbn Mace, Talak, 16) hadisidir.
Hanefiler ise zorlanan (mükreh) kişinin nikahını geçerli saymışlardır. Bu görüşlerini Hz. Peygamber (s.a.s.)’in, “Üç şeyin şakası da ciddidir, ciddisi de ciddidir; nikah, talak ve talaktan dönüş.” (Ebu Davud, Talak, 9; Tirmizi, Talak, 9; İbn Mace Talak, 13) hadisine dayandırmakta, cebir ve şiddete maruz kalanı şaka yapan kimseye benzetmektedirler (Serahsi, el-Mebsut, XXIV, 62-62; İbn Rüşd, Bidayetü’l-Müctehid, II, 81-82).
Osmanlı Hukuk-ı Aile Kararnamesi gerek zorla yapılan nikah ve gerekse aynı durumdaki boşanmalar konusunda Hanefilerin görüşünü değil, diğer mezheplerin görüşlerini kabul etmiştir (md. 57, 105).
Sonuç olarak; anne ve babaların, çocuklarının ilerideki yaşantılarında mutlu bir yuva kurmaları için gayret göstermeleri doğru ve gerekli bir davranıştır. Ancak anne-babaların evlenecek gençlerin makul isteklerine ve hür iradelerine saygı duymaları da gerekir. Çünkü nikah evlenecek kişilerin kendi hür iradeleriyle yapacakları bir medeni sözleşmedir.
Allah(c.c) bize vesile olan hocamıza rahmet eylesin
Kaynak: Dini Soruları Cevaplandırma Platformu