- Başkasında olana haset etmeyin

Adsense kodları


Başkasında olana haset etmeyin

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafiza aise
Tue 7 August 2012, 01:40 pm GMT +0200
Başkasında olana haset etmeyin!
Efendim, bazı sözler vardır ki, iki cümleden ibarettir, ama iki cilt kitap kadar mana yüklüdür. Hatta bazı İslam büyükleri iki senelik vaazlarını bile iki cümle içinde özetlemişlerdir..

Eskilerin deyişleriyle:

- Efradını cami, ağyarını mani şekilde hem de..

İsterseniz bu şaheser sözlerden birine bir göz atalım bugün sizinle. Bakalım iki cümle içinde nasıl iki cilt kitaplık manayı ifade ediyorlar, iki senelik konuşmayı iki sözcük içinde nasıl özetliyorlar bir görelim. Şarkın büyük vaiz ve hatibi meşhur mutasavvıf Hatem-i Asam Hazretleri bir ara kürsüden cemaatine şöyle hitap eder. Der ki:

-Uzun zamandır beni dinliyorsunuz, söyleyin bakayım bunca zamandır benden ne öğrendiniz?

Cemaat uzun uzadıya anlatır anladıklarını.

-Hayır hayır! der.. Bunların hiçbiri mühim değildir. Asıl anlamanız gerekeni anlamamışsınız hâlâ. Öyle uzun uzadıya anlatmaya gerek yoktur benim anlatmak istediklerimi. İki cümle, iki cümle.. der. Meraklanırlar:

-Senelerdir anlattıklarınızı iki cümle içinde mi anlatacaksınız bize?.

-Evet, der. Sadece iki cümle öğretmek istedim sizlere.. Dikkat kesilirler. Hatem-ı Asam da anlatır senelerdir anlattıklarını iki cümle içinde.. Bakın ne anlatır. Der ki:

-Benden şu iki gerçeği öğrenin yeter. Biri, kendinizde olana kanaat etmek!. Öteki de başkalarında olana haset etmemek!

-İşte der, benim senelerdir sizlere anlattıklarımın özeti. Kendinizde olana kanaat etmeniz, başkalarında olana da haset etmemeniz.. Bu iki gerçek var mı sizde, her şey var demektir.. Bu iki düşünce yok mu, hiçbir şey yok demektir! Hiçbir şey öğrenmemişsiniz benden!.

*** -Ne dersiniz aziz okuyucularım bu iki cümleye? Sanki olgun ve kamil insan olmanın gereği mi bu iki şey?

-Kendimizde olana kanaat etmemiz.. Başkalarında olana da haset etmememiz.. Yani hem kendimizle hem de çevremizle barışık olmamız..

- Peki, sadece bu kadar mı bu iki cümlenin insana kazandırdığı sonuç?

-Hayır!. Dahası var. Asıl mühim olanı da bundan sonrası olsa gerektir. Bir de ona göz atın lütfen.

Biliyorsunuz insanlar çalışır, çabalar, kendilerine düşeni yaparlar.. Ama sonunda Rabb'imizin takdiri ne ise o olur. Varlık, darlık, hastalık, sıhhat.. hepsi de Rabb?imizin takdiridir bizlere.. İşte kendinde olana kanaat eden adam, Rabb'inin bu takdirlerine de razı olan adam demek olur. Rabb'inin takdirine razı olandan ise Rabb'i razı olur! İşte asıl mesele de burada. Rabb'inin takdirine razı olandan Rabb'i de razı olmasında..

*** Burasını da bizim Yeni Aile İlmihali'nden yapacağımız bir alıntıyla açıklayalım. Musa aleyhisselam, Tur'daki duasında der ki:

-Rabb'im, Sen kullarından ne zaman razı olursun bildir de, ben de kullarına bildireyim. Onlar da Senin razı olacağın şekilde duygu ve düşüncelerini düzeltsinler.

Şöyle buyurur Rabb'imiz:

-Kullarım benden ne zaman razı olurlarsa, ben de onlardan o zaman razı olurum!.

. *** Evet, varlık, darlık, hastalık sıhhat.. kendine ne takdir edilmişse hepsine de razı olup kanaat eden, başkalarında olana da, uygun olan o dur, deyip haset etmeyen kul, doğrudan doğruya Rabb?inin takdirine razı olup kanaat eden kul demektir. Rabb?inin takdirine razı olandan ise Rabb'i razı olmaktadır. Bundan daha büyük ikram-ı İlahî ve iltifat-ı Rabbanî olur mu?

-Öyle ise yoklayın iç dünyanızı!.. Kendinizde olan her ne ise ona ne kadar kanaat ediyor, başkalarında olana da ne kadar haset etmiyorsunuz, bir kontrol edin duygu ve düşüncelerinizi?

-Siz Rabb'inizin takdirinden razı iseniz, Rabb'iniz de sizden razıdır. Bunu böyle bilin!


sümeyra
Tue 7 August 2012, 01:56 pm GMT +0200


    Bunu başaranlar için sorgusuz sualsiz CENNET vad ediliyor..İnşaallah..Her halukarda Rablerine şükür içinde olanlar böyle müjdelenmiş..Rabbim bizi de bu güzel kullarından kılsın inşaallah..