neslinur
Fri 9 July 2010, 04:30 pm GMT +0200
Baş Olma Sorumluluğu
Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem), idareciler hakkında “Allah’ın halka idareci olmayı nasip ettiği kişi, halkı aldatırsa Allah ona Cennet’i haram eder” buyurmuştur. Yine aynı konuda başka bir hadîste ise “Müslümanların işlerini üzerine alıp, onlar için çalışmayan, hayırlı işler yapmayan âmirler, o Müslümanlarla beraber Cennet’e giremezler” buyurmuştur.
Hadîslerde geçen idareci kelimesi, sadece üst düzey idarecileri kapsamamakta bütün idarecileri içine almaktadır. Halkı ilgilendiren her meselede emir yetkisi bulunanlar, bu hadîsin muhatabıdır. En küçük sıkıntının idareci ile ilgili yönü varsa bunun âhirete uzanan hesabı bulunduğu, idarecinin unutmaması gereken noktalardan biridir.
Hadîste belirtilen “aldatma” ifadesi bir başka hadîsi çağrıştırmaktadır. Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem): “Bizi aldatan bizden değildir” buyurmaktadır. Çünkü aldatan kişi Onun sünnetinden uzaklaşmıştır. Daha doğrusu aldatmak, Müslümanların özelliğinden biri değildir. “Emin (güvenilir kimse)” olan Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), ümmetinden olan kimselerin emin olmamasına razı olmamış ve böyle kimseleri kendinden saymamıştır. Bir kişiyi bile aldatmanın karşılığı bu derecede olursa toplumu aldatmanın ağırlığı kendiliğinden ortaya çıkar.
Hadîsler; idarecilere, insanlara karşı sorumlu oldukları gibi Allah’a karşı da sorumlu olduklarını bildirmektedir. Çünkü İslâm, hem dünya hem de âhiret hayatını kapsar. Başka dinlerde olduğu gibi din işi, dünya işi diye bir ayırım yoktur. Günlük işler diye bilinen davranışlarda İslâmiyet’in damgası vardır.
Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem), idareciler hakkında “Allah’ın halka idareci olmayı nasip ettiği kişi, halkı aldatırsa Allah ona Cennet’i haram eder” buyurmuştur. Yine aynı konuda başka bir hadîste ise “Müslümanların işlerini üzerine alıp, onlar için çalışmayan, hayırlı işler yapmayan âmirler, o Müslümanlarla beraber Cennet’e giremezler” buyurmuştur.
Hadîslerde geçen idareci kelimesi, sadece üst düzey idarecileri kapsamamakta bütün idarecileri içine almaktadır. Halkı ilgilendiren her meselede emir yetkisi bulunanlar, bu hadîsin muhatabıdır. En küçük sıkıntının idareci ile ilgili yönü varsa bunun âhirete uzanan hesabı bulunduğu, idarecinin unutmaması gereken noktalardan biridir.
Hadîste belirtilen “aldatma” ifadesi bir başka hadîsi çağrıştırmaktadır. Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem): “Bizi aldatan bizden değildir” buyurmaktadır. Çünkü aldatan kişi Onun sünnetinden uzaklaşmıştır. Daha doğrusu aldatmak, Müslümanların özelliğinden biri değildir. “Emin (güvenilir kimse)” olan Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), ümmetinden olan kimselerin emin olmamasına razı olmamış ve böyle kimseleri kendinden saymamıştır. Bir kişiyi bile aldatmanın karşılığı bu derecede olursa toplumu aldatmanın ağırlığı kendiliğinden ortaya çıkar.
Hadîsler; idarecilere, insanlara karşı sorumlu oldukları gibi Allah’a karşı da sorumlu olduklarını bildirmektedir. Çünkü İslâm, hem dünya hem de âhiret hayatını kapsar. Başka dinlerde olduğu gibi din işi, dünya işi diye bir ayırım yoktur. Günlük işler diye bilinen davranışlarda İslâmiyet’in damgası vardır.