- Babaların cezasını çocukları çeker mi?

Adsense kodları


Babaların cezasını çocukları çeker mi?

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Wed 24 November 2010, 05:00 pm GMT +0200
Babaların Cezasını Çocukları Çeker Mi?


“İnsanlar, işledikleri suçların cezasını kendileri çekmese de, çocukları çekiyor. Allah, bu dünyada gösteriyor“ deniyor.

Bu söz, iki yönüyle yanlış:

1) Kimse, bir başkasının cezasını çekmez. Ne dünyada, ne de ahirette…

2) İnsanların, fiillerinin karşılığını (ceza)1 görme yeri ahirettir.


Mantık şu: “Âdem ile Havva yasak olan ağaca yaklaştıkları için cennetten kovuldular. Bizler de dünyaya mahkûm edilmekle onların suçlarının cezalarını çekiyoruz. Âdem ile Havva yasak meyveden yemeselerdi; onlar da, biz de şimdi cennette olacaktık.” Diyorlar.

Âdemle Havanın suçu varsa; cezaları da kendileri içindir. Çocuklarını ilgilendirmez.

Rabbimizin, Âdem ile Havva’nın suçundan dolayı insanı, dünyada yaşamaya mahkûm ettiği, Kur’an’ın hiçbir ayetinde yer almaz.

İlgili bütün ayetlerde; Allah’ın, insanı sınamak için dünyada yaşattığı ifade buyrulur. Dünya, insanın sınav yeridir; ceza yeri değil…

Hz. İsa’nın getirdiği İslam’ın bozulmuş şekli olan Hıristiyanlıkta her çocuk, günahkâr doğar. Âdem ile Havanın günahlarını üstlenir. Onun için vaftiz yapılarak (kutsal sayılan bir su ile yıkanır) güya günahlarından temizlenir.

İslam inancına göre; (kâfir ve müşriklerin çocukları da dâhil) her çocuk, günahsız ve (İslam) fıtrat üzre doğar. Peygamberimiz (s.a.v.): “Çocuklar rüşd2 çağına erişip temyiz3 kabiliyetine sahip olduktan sonra Allah (c.c.) onları sorumlu tutar” buyuruyor.4

Rabbimizin bu konudaki buyrukları, tartışmaya yer bırakmayacak kadar açık:

“Hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez.”5

“Kim, zerre ağırlığınca hayır yapmışsa onu görür, kim de zerre ağırlığınca bir şer (kötülük) işlerse, o da onu görür.”6 Yani herkesin yapıp ettiği kendine. Herkes, ektiğini biçer…

“Her insanın boynuna kendi yaptığı, işlediklerini dolarız.”7

“Herkese kazandığının karşılığı verilir.”8

Çocuklar, babalarından dolayı değil; babalarından kendilerine intikal eden hataları düzeltmemişlerse; suçludurlar.

Mesela: Ahmet’in babası, birinin elinden (zor kullanarak veya dolandırarak) bir miktar parasını alsa. Bu para, miras olarak Ahmet’e intikal etse. Ahmet de o paranın kendi hakkı olmayıp falana ait olduğunu biliyorsa; o parayı götürüp asıl sahibine teslim etmesi gerekir. Vermiyorsa; Ahmet, babasının değil; kendi gaspçılığının suçlusudur.

Ya da Ahmet, babası o gaspçılık yaptığında onu engellemeye çalışmayıp yardımcı olmuşsa; yine Ahmet, babasının değil; kendi fiilinin suçlusudur.

Baba ve analar da çocuklarının günahlarından sorumlu tutulmazlar:

Peygamberimiz: “Babanın suçundan evladı sorumlu değildir. Baba da oğlunun suçundan sorumlu tutulmaz” buyuruyor.9

Burada bir noktaya da açıklık getirmek gerekiyor:

Baba ve analar, çocuklarının nasıl ki yeme içme, giyinme, barınma ve iş edinme gibi ihtiyaçlarını üstleniyorlarsa; bütün bunlardan daha önemlisi; Allah’ın emir ve yasaklarını öğretmekle de sorumludurlar.

Rabbimiz: “Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun” buyuruyor.10

Önderimiz (s.a.v.) de bu konuda: “Hepiniz gözetleyicisiniz ve hepiniz, gözetiminiz altındakilerden sorumlusunuz” buyuruyor.11

Baba ve analar, salih bir evlat yetiştirmek için gayret göstermişlerse; ölseler dahi o çocuklar her güzel davranışta bulunduklarında; amel defterleri açılır; baba ve anasına da sevap yazılır.

Baba ve analar, kötü bir evlat yetiştirmişlerse; o çocuk her günah işlediğinde; ana ve babasının amel defterleri açılır; onlara da günah yazılır.

Aracı olmak da bizzat o işi yapmak gibidir. İyi işe aracı olanlar, o iyi iş işlendikçe; kendileri bizzat yapmış gibi sevap kazanırlar. Kötü bir işe aracı olanlar da; o işi bizzat yapmış gibi günah kazanırlar.12

İkincisi: Yapılan işlerin karşılığının mutlaka dünyada görüleceği düşüncesi; Yahudi mantığıdır. Maalesef bu düşünce, bazı Müslümanlara da sirayet etmiş. Yahudiler, her şeyi dünyadan ibaret sanan ve merkeze de Yahudi’yi oturtan - bir bakıma seküler - inanca sahipler.

Yahudilerin bağlı bulundukları bozulmuş olan Tevrat’a bakıldığında -ahireti inkâr etmemekle beraber- ahiret unutulmuştur. Her şey bu dünyadan ibaret gösterilmiştir. Öyle ki; insanlar, yaptıkları iyi şeylerin de, kötü şeylerin de karşılığını hep dünyada görmektedir. 

İşte bu mantıkla; bazıları, insanların yaptıkları kötülüklerin cezasını, hep dünyada görmelerini bekliyor. (Güya bazı ‘İslamî filmlerde!’ de bu mantık işleniyor. Kötülerin hep bu dünyada cezalarını çektiklerini görüyoruz.)

“Öyleyse bu dünyada insanların başlarına gelen musibetleri neyle izah ediyorsunuz” denebilir.

Çekilen sıkıntılar, üç şeyden dolayı olabilir:

a) İnsanları denemek içindir. Başlarına gelen sıkıntılardan dolayı sabır mı edecekler, yoksa isyankâr mı olacaklar?

b) Rabbimiz, sevdiği bazı kullarına sıkıntılar vererek, onların ahirette çekecekleri cezayı hafifletir. Çünkü dünyada çekilen sıkıntılar, ne denli ağır olsa da; ahiret cezası yanında çok hafif kalır.

c) Yine bazı kullarını, uyarmak, kendilerine gelmelerini, kötülüklerden vazgeçmelerini sağlamak amacıyla küçük cezalarla sarsar…

Bir öğretmenin, baba veya annenin çocuğun kulağını çekip “bir daha yapma” demesi gibi bir şey… Bu tür küçük cezalar, suçun karşılığı olmayıp sadece bir uyarı niteliğindedir.

Uzun sözün kısası; Rabbimiz:

“Her insan kendi kazandığından sorumludur.”13, “Sizler yapmış olduklarınızdan başkasıyla cezalandırılmazsınız.”14 “Herkesin kazandığı iyilik kendi yararına ve işlediği kötülük de kendi zararınadır.”15 buyuruyor.


 
1 Ceza: Arapça bir kelime olup karşılık demektir. Bu, iyi karşılık da olabilir, kötü karşılık da… Biz de ceza kötü karşılık için kullanılıyor. İyi karşılık için mükâfat kullanılıyor.

2 Rüşd: Kendini idare edebilme, aklını ve malını kullanabilme olgunluğuna erme.

3 Temyiz: İyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırabilme.

4 Buhari, Kitabu’t Talak ve Tirmizi.

5 Fatır: 35/18

6 Zilzal: 99/7,8

7 İsra: 17/13

8 Mumin: 40/17

9 Sünen- i İbni Mace, Kitabu’l Hac

10 Tahrim: 66/6

11 Tirmizi, Kitabu’z Zühd s. 412; Beyhaki, Şuabu’l İman

12 Nisa: 4/85; Nahl: 16/25

13 Tur: 52/21

14 Yasin: 36/54

15 Bakara: 2/286



Adil Akkoyunlu

Zeynep7D
Wed 15 January 2014, 09:33 pm GMT +0200
Bu yazıda insanların günahlarının ve sevaplarını kendine ait olduğu yazılmış fakat öldükten sonra evladının işlediği hayır ve şerde yazılıyor. Orayı açıklar mısınız ?
Ama yazı gerçek çok açık ve net . Günahı devam ettirirsen sende o günahkarlardan olursun.

mevlüdekalınsaz
Mon 10 February 2014, 11:40 pm GMT +0200
Esselamü aleyküm; Çok güzel ve aydınlatıcı bir yazı olmuş.Rabbim razı olsun...
Rabbim günahlarımızı mağfiret buyursun ve bizleri doğru yoldan ayırmasın inşallah....

cerendemir
Tue 11 February 2014, 02:19 am GMT +0200
Bizler de  yapıldığında dünyada da ahirette de bunun karşılığını mutlaka alır düşüncesi vardı.Demek ki yanlış bilgilendirilmişiz.Allah razı olsun.

gulbaharaktay
Thu 13 February 2014, 04:27 pm GMT +0200
Kimse kimsenin cesasini cekmez.cezasini cekecek kisiyse ahirette fazlasiyla
 cekecek.hickimse hicbir seye karismamali.

esratüz zehra 2
Thu 13 February 2014, 04:30 pm GMT +0200
Dinimiz adaletin en iyi uygulandığı bir dindir ve böyle bir şey
söz konusu bile olamaz her koyun kendi bacağından asılır nihayetinde..