sidretül münteha
Tue 1 February 2011, 05:30 pm GMT +0200
159. Azatlama Zorunluluğu
Azatlama zorunluluğu olan kimselere gelince: Bunlar üç kişidir. Biri, kölenin bir kısmını azatlayan kimsedir, ki bunun bir kısmında ittifak vardır. Diğer iki kişide ise ihtilaf edilmiştir. Bunlardan biri, anne ve babası gibi, satın alınması ile azatlanan bir kimseyi satın alan kimsedir. Biri de, köleye işkence edip burnu, kulağı gibi yüzündeki organları kesen kimsedir. [4]
1. Kölenin Ortaklardan Biri Tarafından Kısmen Azatlanması:
Kölenin bir kısmını azatlayan kimse de iki kısım olup bir kısmı, kendisi ile başkası arasında müşterek bulunan köledeki kendi hissesini azatlayan kimsedir. İkinci kısmı da, tamamı kendisine ait olan kölenin bir miktarını azatlayan kimsedir. [5]
A- Ortaklardan Birinin Köleyi Azatlaması:
İki kişi arasında müşterek olup da ortaklardan birinin kendi hissesini azatladığı köle hakkında, ulema ihtilaf etmişlerdir. İmam Mâlik, îmam Şâflî ve İmam Ahmed, «Eğer hissesini azatlayan ortak zengin ise, diğer ortağın hissesi de azatlanmış olur. Ancak ortağına ait olan bu hissenin değeri ne ise ortağına ödemek zorunda olduğu için kölenin velâsı ona ait olur. Eğer hissesini azatlayan ortak fakir ise, ona bir şey lazım gelmez ve köle, sadece bir kısmı azatlanmış kalıp kölelerin ahkâmına tâbi olur» demişlerdir. İmam Ebû Yûsuf ile îmam Muhammed ise, «Eğer hissesini azatlayan ortak fakir ise, kölenin tamamı azatlanmış olur. Ancak köle diğer ortağa ait olan hissenin, azatlayan ortağa ait olan hissenin kıymetini hisse sahibine vermek üzere kazanmamaya çalışır ve velâsı, kendi hissesini azatlayan ortağa ait olur» demişlerdir, ki Evzaî, İbn Şibrime, îbn Ebî Leylâ ve Küfe fukahası bu görüşte-diler. Ancak İbn Şibrime ile İbn Ebî Leylâ, «Hissesini azatlayan ortak zenginleşirse, köle diğer ortağa verdiği parayı ondan isteyebilir» demişlerdir.
Azatlayanın ortağına gelince: Cumhur, «İsterse kendisi de hissesini azatlar, isterse kendi hissesine ortağı aleyhine kıymet koyar» demiştir, îmam Ebû Hanife de, «Eğer azatlayan ortak zengin ise, diğer ortak üç yol arasında muhayyerdir. İsterse, o da ortağı gibi kendi hissesini azatlar ve kölenin velâsı kendisi ile ortağına ait olur, ki bunda ihtilaf yoktur. İsterse, ortağı aleyhine kendi hissesine kıymet koyar, isterse köleyi kendi hissesinin kıymetini kazanıp vermeye zorlar» demiştir. îmam Ebû Hanife'ye göre, kendi hissesini azatlayan ortak, eğer ortağı kendisinden kendi hissesinin kıymetini almış ise, ortağının kendisinden aldığını köleden isteyebilir. Köle de ödemek için çalışmak zorundatjır. Bununla beraber kölenin velâsı kendisine ait olur.
îmam Mâlik ile îmam Şafiî'nin dayanağı, Abdullah b. Ömer'in, köledeki hissesini bağışlar ve köle pahasının geri kalan kısmı kadar malı varsa, köleye âdilâne kıymet konulur da azatlayan, ortaklarına hisselerinin kıymetini verir ve onun hesabına köle azat olur. Şayet azatlayanın, ortaklarının hisselerini ödeyecek kadar malı bulunmazsa, köleden azatladığı hissesi azad olur» [6] mealinde Peygamber Efendimizden rivayet ettiği hadistir. îmam Ebû Hanife'nin iki arkadaşı olan imam Muham-med ile îmam Ebû Yûsuf un ve bu iki imamın görüşünde olanların dayanağı da, Ebû Hüreyre'nin, «Peygamber Efendimiz,
'Her kim bir köledeki hissesini bağışlarsa, o kölenin kölelikten kurtuluşu, eğer o kimsenin malı varsa o kimsenin malındadır. Eğer o kimsenin malı yoksa, kölenin kendisi isterse kendini kurtarmaya çalışır' buyurdu» [7] diye rivayet ettiği hadistir, İd her iki hadisi de -Buhârî, Müslim ve diğerleri gibi-sahih hadis kitapları almaktadır. Her iki taraf dayandığı hadisi niçin tercih ettiğini açıklamıştır. Küfe uleması, İbn Ömer'in hadisini, bu hadisin ravilerin-den kimisi "Bu hadiste bulunan,
'Şayet azatlayanın, ortaklarının hisselerini ödeyecek kadar malı bulunmazsa, köleden azatladığı hissesi azat olur' ziyadesinin Peygamber Efendimizle Nâfi'den hangisinin sözü olduğunda tereddüd etmiştir. Ayrıca ravilerinin ifadeleri arasında büyük değişiklikler vardır" diye -zayıf görmüşlerdir. Mâliki uleması da, Ebû Hüreyre'nin hadisini- Katâde'den rivayet edenlerin her biri hadisin sonunu Katâde'den değişik şekillerde rivayet etmişlerdir, diye zayıf görmüşlerdir. Mâlikiler Ebû Hüreyre'nin hadisini, «Köledeki hissesini azatlayan kimse, ortağına zarar verdiği için, eğer malı bulunursa ortağının da hissesinin kıymetini verir. Kölenin kendisi ise zarar vermediği için ona bir şey lazım gelmemesi gerekir» diye dirayet yolu ile de zayıf görmüşlerdir. Küfe uleması aklî yönden de, «Hürriyet parçalanamayan şer'î bir haktır. Kendi hissesini azatlayan ortak, zengin olduğu zaman onun hesabına kölenin tamamı azatlanmış olur. Fakir olduğu zaman ise, kölenin kendisi kendi hürriyeti için çalışır, ki böylece hem ortağın zarara uğraması önlenmiş olur, hem de kendisi zarara uğramış olmaz» diye ihticac etmişlerdir. Tahmin ederim ki Küfe fukahası, «Azatlama, şeriatta iki çeşit olup biri ihtiyarî azatlamadır, ki kişinin kendi kölesini ALLAH rızası için azatlamasıdır. Biri de, mecburi azatlamadır. Bu da, kişinin -baba veya annesi gibi- kendilerini satın alması caiz olmayan kimseleri alırken bu kimselerin azatlanmalandır. Buna göre, paralı azatlamalar da böyle olması gerekir. İhtiyarî olan paralı azatlama, kölenin efendisi ile kitabet akdini yapmasıdır. Mecburî olan paralı azatlama da, bir kısmı azatlanmış olan kölenin diğer kısmının da kölenin parası ile azatlanmasıdır» şeklinde bir şebeh kıyası da yapmışlardır.
İmam Mâlik ile imam Şâfİî -bir rivayete göre- kendi hissesini azatlayan ortak zengin olduğu zaman, diğer ortağın hissesi kendiliğinden mi, yoksa hakimin hükmüyle mi azatlamr diye ihtilaf etmişlerdir. Şafiî'ler «Kendiliğinden» Mâlikîler de «Hakimin hükmü ile azatlamr» demişlerdir. Mâlikîler «Eğer kendiliğinden azatlanmış olsaydı, hisse sahibinin zengin olma şartı aranmazdı» diye ihticac etmişlerdir. Şâfuler ise, Peygamber Efendimizin yukarıda geçen hadisteki, «Köleye âdilâne kıymet konulur da azatlayan, ortaklarına hisselerinin kıymetini verir» sözünden anlaşılan mefhumun gereği ile istidlal etmişlerdir. Çünkü bir şeye kıymet koymak, ancak o şeyin zayi olmasından sonra vacip olur. Şu halde -hakim hükmetmese bile- kişi kendi hissesini azatlamakla ortağının hissesini ziyana uğratmış olur, ki ortağının hissesine kıymet koymak ona lazım gelir. İmam Ebû Hanife'nin bu mesele hakkındaki görüşü geçen her iki hadisin de zahirine aykırıdır.
Mes'ele hakkında birtakım şâzz görüşler de vardır. Rivayete göre îbn Şîrîn, «Bir ortak kendi hissesini azatîadığı zaman, diğer ortağın hissesi de -kıymeti hazinece ödenmek üzere- azatlanmış olur» Rabia'dan da «Kişi, müşterek olan köledeki hissesini azatlayamaz», başkalarından da «Bir ortak hissesini azatladığı zaman, diğer ortak ister zengin, ister fakir olsun onun da hissesi azatlayanın hesabına azatlanmış olur» demişlerdir, ki bu görüşlerin hepisi hadislere aykırıdırlar. Bunlar, bu hadisleri işitmemiş olabilirler.
îmam Mâlik'ten, bu konunun feri olan bir mes'ele hakkında iki değişik rivayet gelmiştir. Mes'ele şudur: Kendisi ile başkası arasında müşterek bulunan köledeki hissesini azatlayan ve fakir olduğu için, hesabından azatlan-mak üzere diğer hisseye kıymet konulmasına hükmedilmeyen bir kimse eğer sonradan zengin olursa kıymet konulurmu, konulmaz mı? Kimisi İmam Mâlik'ten «Konulur», kimisi «Konulmaz» dediğini rivayet etmiştir.
Bu hadislerin sıhhatim benimsemiş olanlar, kişinin -anne ve babası gibi- satın aldığı zaman azatlanan bir köleden bir hisseye kendi isteği ile mâlik olması halinde, eğer zengin ise, diğer hissenin de kendi hesabından azatlandığında müttefiktirler. Fakat -miras yolu ile kendisine kalması halinde olduğu gibi- kendi isteği ile ona mâlik olmazsa, o zaman ihtilaf ederek kimisi, «Diğer hisse onun hesabına azatlanmış olmaz», kimisi «Eğer zengin ise azatlanır fakir ise azatlanmaz» demiştir. [8]
[4] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/169.
[5] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/169.
[6] Buhârî, Şirket, 47/5, no: 2491.
[7] Buhârî, Şirket, 47/5, no: 1503.
[8] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/169-172.