- Az ve öz

Adsense kodları


Az ve öz

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Mon 15 August 2011, 05:16 pm GMT +0200
AZ VE ÖZ

Ocak 2011 64.SAYI

EY ALLAHIM! HER NE YAPTIYSAM AFFET…

Hz. Süleyman Peygamber,
onca yüceliğine rağmen topal bir karıncaya sorar:
“Ey benden daha mustarip olan karınca, söyle!
Hangi toprak daha ziyade gamla yoğrulmuştur?”
Topal karınca hemen cevap verir:
“Daracık mezara konan en son kerpiç!”
Son kerpiç de mezara konulduğu zaman artık insanın bütün ümidi kesilir.
Ey Allahım!
Beni mezara koyduklarında ve bütün kainattan ümidim kesildiğinde, son kerpiç de mezarımın üstüne konulunca, Sen lütuf ve ihsan yüzünü benden çevirme.
Benim gibi avare yüzünü toprağa koyunca,
hiçbir şekilde yaptıklarımı bana gösterme.
Ey Allahım! Bütün bu günahlarıma rağmen yaptıklarımı yüzüme vurmayacağını umuyorum. Ey Allahım! Sen mutlak kerem sahibisin. Her ne yaptıysam affet…
(Feridüddin Attar/ Mantıku’t-Tayr)

HARAMDA KULLANILAN HER ŞEY İSRAF EDİLMİŞTİR ASLINDA

S.Muhammed Saki Erol, Aile Saadeti adlı kitabında israfa farklı bir açıdan bakıp şu tespitlerde bulunuyor: “İsraf ihtiyacın dışında harcama yapmaktır. İsraf eden kişiye müsrif denir. İsraf etmek şeytanın ahlakıdır. İsraf sadece malda olmaz. Maddi ve manevi bütün cevherlerini boşa harcayarak, diliyle, gözüyle, düşünceleriyle, sevgisiyle, vakit ve nakitleriyle haddi aşan, haram işlere bulaşan herkes müsriftir.

Yalan söyleyen bir dil, sözü israf etmiş olur. İnsanlara haset ve hareketle bakan bir göz, nazarlarını israf etmiş olur. Haram iş ve eğlencelerde geçen ömür, israf edilmiş olur. Hıyanet planları yapan akıl, şeytani şehvetlerde harcanan sevgi, israf edilmiş olur. Kısaca haramda kullanılan her şey israf edilmiş olur.

İnsanlar israf deyince genelde çöpe ekmek atmayı veya yemek dökmeyi düşünürler. Evet, bunlar israftır, fakat asıl israf vücuda alınan gıdaları zulüm ve kötülük yolunda kullanmaktır.  Aldığı gıdaları haram yolda harcayan bir kimse, gıdasını çöpe atmış gibi israf etmiş olur.”

EHL-İ BEYT’E DAİR…

“Ehl-i beyt” kelime anlamı olarak “ev halkı” anlamındadır. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) Ehl-i beyti, başta hanımları olmak üzere bütün çocukları, kadın-erkek bütün torunları, Müslüman olup kendisine tabi olan amcaları, onların çocukları, torunları ve diğer akrabaları olan Haşim ve Muttaliboğulları’dır.

Hz. Peygamber’in Ehl-i beyti bizlere bıraktığı bir emanettir. “Ehl-i beytime saygılı davranın!  Ehl-i beytim hakkında Allah’tan korkmanızı hatırlatırım. Ehl-i beytim hakkında Allah’tan korkmanızı hatırlatırım. Ehl-i beytim hakkında Allah’tan korkmanızı hatırlatırım.” (Müslim)
“Sizin en hayırlınız benden sonra Ehl-i beytime karşı en hayırlı olanınızdır.” (Hakim, Müstedrek)
“Kıyamet gününde benim kendisine şefaat etmemi isteyen bir kimse, Ehl-i beytimle alakasını kesmesin ve onları sevindirsin.” (Savaik)
“Ehl-i beytimi sevmeyenin kalbine iman giremez.”
(İ. Ahmed)
“Ehl-i beytim yeryüzünde bulunanlar için bir güvencedir. Onlar helak olursa o zaman yeryüzü ehline vaat edilen şeyler gelmeye başlar.”
“Ehl-i beyt, Nuh’un gemisi gibidir. Ona binen kurtulur, ondan geri kalan boğulur.” (Ahmed b. Hanbel)
“Sizi nimetleriyle rızıklandırdığı için Allah’ı sevin. Beni de Allah’ı sevdiğiniz için sevin.  Ehl-i beytimi de beni sevdiğiniz için sevin.” (Tirmizi)
“Kim Allah’ı severse Kuran’ı sever, Kim Kuran’ı severse beni sever, kim beni severse ashabımı ve akrabalarımı sever.” (Tirmizi)

ALLAH DOSTLARI HALKIN İÇİNDE DE GİZLİDİRLER


Allah’ın veli kulları için halk arasında; “Allah dostları halkın gözünden gizlenmek için dağlarda otururlar” sözünün dolaştığını söyleyen Mevlana Hazretleri (k.s); “Halbuki onlar halkın gözlerinin önünde iken de yüzlerce dağın tepesine çıkmışlardır, adımlarını yedinci kat göğün üstüne bile atmışlardır” diyerek Allah dostlarının halkın içindeyken dahi gizlenen güzelliklerinin görünen ve tahmin edilenlerden daha fazla ve yüce olduğunu vurgular.

Efser BERİN