- Az ve öz

Adsense kodları


Az ve öz

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Sat 13 August 2011, 11:42 am GMT +0200
AZ VE ÖZ

Şubat 2011 65.SAYI

HZ. MEVLANA’NIN DUASI

“Ey güçlükleri kolaylaştıran Allahım! Allahım bizim yolumuzu gül bahçesi gibi güzelleştir, varacağımız yerde sen bulun, konak yerimiz sen ol, yürüdüğümüz yol bizi sana götürsün, sadece cennete değil. (Mesnevi, Cilt II, Ş. Can)

Allahım! Cennet karşılığında, müminlerin canlarını, mallarını satın aldığın gibi, kereminle, bizim su küpümüzü, testimizi de kabul buyur. Şu beş duygudan meydana gelen, şu beş musluklu beden testisini; içindeki suyu, her çeşit kirlilikten, pislikten sen koru, sen temiz tut...” (Mesnevi, Cilt I, Ş. Can)

AĞACA “AĞAÇ” DEYİP GEÇİLMEMESİ İÇİN NE KADAR ÇOK SEBEP VAR

Dinimiz ağaç dikmeye ve dikili ağaçları korumaya son derece önem veriyor. Allah Rasulü (s.a.v) bu konuda bizzat kendisi beş yüz hurma ağacı dikerek örnek oluyor. (Ahmet b. Hanbel) Medine’nin uzak bir yöresinde el-Gabe (orman) bölgesini şartlı olarak kesime açar ve ağaç kesmek isteyene, kestiği ağacın yerine yenisi dikme şartını koyar. (Balazuri, Fütuhu’l-Buldan) Bilal b. Haris’i korucu tayin ederek Medine’de on iki millik sahayı koruluk ilan ederek ağaç kesimini yasaklar. (Yakut el-Hamevi, Mucemu’l-Buldan)

“Kıyamet kopmaya yakınken elinizde bir ağaç fidanı varsa ve onu dikmeye vakit bulabilirseniz onu dikin” (Buhari, el-Edebü’l-Müfred) diyen Allah Rasulü (s.a.v) gereksiz yere ağaç kesenler için ise, “Kim yolcuların ve hayvanların gölgelendiği bir ağacı boşuna ve haksız olarak keserse Allah onu baş aşağı cehenneme atar” uyarısında bulunur. (Ebu Davud)

Efendimiz (s.a.v), davarlarının yapraklarını yemesi için bir ağacı sopayla çırpan adama, “Ağaca vurarak, onu kırıp dökerek değil, tatlılıkla sallayarak yaprağını dök!” sözleriyle yaptığının yanlış olduğuna işaret eder. (Üsdü’l-Gabe)

Peygamber Efendimiz (s.a.v) diğer bir hadis-i şeriflerinde ağaç dikmenin önemini şu mübarek sözleriyle anlatıyor: “Müslümanlardan bir kimse bir ağaç dikerse o ağaçtan yenen mahsul mutlaka onun için sadakadır. Yine o ağaçtan çalınan meyve de onun için sadakadır. Vahşi hayvanların yediği de sadakadır. Kuşların yediği de sadakadır. Herkesin ondan yiyip eksilttiği mahsul de onu dikene ait bir sadakadır.” (Tecrid-i Sarih)

Ağaç Ki,
Eğile Eğile
İbadet Olmuş

Bir ağaç ki, eğile eğile
İbadet olmuş,
Bir ağaç ki “ağaç”
deyip geçmek
Adet olmuş
Dalları sallana sallana
Salıncak,
Budakları inile çıkıla
Basamak,
Kendisi renkten,
ışıktan, kokudan
Bir demet olmuş,
Cenneti anlatan
Bir ayet olmuş.
Karışmış dallar dallara,
Kuşlarını çağırır yollardan.
Uçurur kuşlarını yollara…
Rengiyle, kokusuyla, tadıyla
Ziyafet olmuş.
Bir ağaç ki “ağaç” deyip geçmek
Adet olmuş.

(Arif Nihat Asya)

ÖLÜME DAİR…

Ölümle son bulur beden ve ruhun yarenliği. Beden topraktan gelip toprağa giderken ruh da asıl menzili olan “beka yurduna” doğru alır yol. Ruh aslına döner; O’ndan geldi, O’na gider.

Etrafındaki tüm kalabalığa rağmen insanın yalnız başına karşılayacağı bir gerçektir ölüm. Ölümü bir gün yaşayacağı gerçeğini düşünen insan hayatın kıymetini daha iyi anlamaya başlar. Ahiret hayatında cennette ve sevdikleriyle beraber olabilmek için dünya hayatını bir araç olarak görüp Rabbi’nin emirlerine uygun yaşama gayretine girer. Bu hal, onun iki cihan mutluluğuna ermesine ve Allah’ın rızasını kazanmasına vesile olur. Mevlasına en güzel şekilde kavuşmayı arzulayan bir kula düşen vazife, hayatı boyunca olacağı hal ve yapacağı dua; Hazreti Yusuf’un (a.s) duası olmalıdır: “…Benim canımı Müslüman olarak al ve beni iyilere kat!”
(Yusuf, 101)


Efser BERİN