müzzemmil
Thu 15 September 2011, 09:18 pm GMT +0200
Ayetlerin Noktalanma Ve Harekelenmeleri
Nokta ve hareke konmadan önce Kura'n-ı herkes okuyamıyordu. Ancak Kur'an’ın okunması için gerekli tâlimi yapmış ve okuma tarzını, kulağiyle duyduğu biçimde hafızasında saklamış olanlar onu okuyabiliyordu. Bu durumdan ötürüydü ki Kur'an-ı yanlış okuyanlar da oluyordu. Nitekim Muaviyenin Hilâfeti, zamanında bir zat, Tevbe Sûresinin 3. ayetindeki “İnnellâhc berîun minel müşrikine ve resulünü» metninde olan “resülühü» yu, hatalı bir şekilde “ve resülihi» olarak okumuştu. Basit gibi görünen bu hata, ayetin mânâsını altüst etmişti. Zira ayetin ifade ettiği anlam “Allah ve onun elçisi, müşriklerden uzaktır» iken, bir “lü» harfinin “li» okunmasıyle bu anlam “Allah müşriklerden ve elçisinden uzaktır» kalıbına sokulmuştu.
Bu korkunç hatayı gören salahiyetlilerden İrakeye valisi Zeyd, zamanın en fakıhi ve Hadisci olmakla beraber Arap edebiyatına bihakkın vakıf bir şair olan Ebül Esvedi-Dücl iyeden, Kur'an'm harekelenmesini istedi. Ebülevde, konuyu düşündü, hareke yerine nokta işaretleriyle işi çözmeye karar verdi. Üstün yerine harfin üstüne, esre yerine de harfin altına ve ötrü yerine ise, harfin sonuna birer nokta ve sükûn yerine iki nokta koymak usulünü koydu. Bundan bir zaman sonra da, şedde yerine bir “o» işareti ihdas edildiydi.
Hicrî ikinci asrın sonlarına doğru hareke işareti olan noktalar, aruz veznini ihdas eden Arap Lügati alimi İmam Halil Bini Ahmet tarafından bugünkü hareke işaretlerine çevirilmiştir. İşte bundan sonradır ki, günün idarecileri tarafından da kabul edilen bu hareke şekliyle mushaflar yazılmaya başlamış ve her tarafa yayılmıştır, [629]
[629] Kur'an Tarihi: S. 266-268 Ahmet Gürkan, Kur’an’ın Nasih Ve Mensuh Ayetleri, Yeni İlahiyat Kitabevi, Ankara, 1980: 190-191.