müzzemmil
Fri 16 September 2011, 08:36 am GMT +0200
Ayeti Kerimelerin Bir Araya Toplanması
Kur'an Ayetleri, Peygamber Efendimizin hayati saadetlerinde tam bir titizlik içinde yazılıp saklanmıştı. Ayrıca Cebrail (a.s.) da, her sene gelip Peygamber Efendimizle, indirdiği ayetleri karşılıklı mukabele ederdi. Bu husus, Buharî muhtasarı Tecridindeki 1767. Hadisi Şerifi ile şu şekilde anlatılır.
“Hz. Fatıma (r.d.) dedi ki :
- Bana babam Resülüllâh gizlice söyledi ki, her sene Cebrail, Kur'an-ı benimle bir kere mukabele ederdi. Bu sene iki defa mukabele etti. Öyle sanıyorum ki (kızım) acelim yaklaşmıştır.»
Gerçi Kur'an titizlikle yazılıp saklanmıştı ama, bir şirazede toplanıp mushaf haline getirilmemişti. Zira “vahy»ın ardı kesilmemişti. Ancak en son ayetin inişinden [600] bâzı rivayetlere göre 81 gün, bâzı rivayetlere göre de 9 gece sonra vuku bulan Pygamberin irtihali üzerinedir ki, ayetlerin mushaf haline getirilmesi zorunluğu kendini göstermişti.
İmamı Süyütî “İtkan»ında, ayetlerin mushaf haline getirilmesi hususundaki gayret ve teşebbüsleri şöylece naklediyor :
“Sabitin oğlu Zeyd (r.d.) dedi ki,
- Peygamberin vefatından sonra, yer yer dinden dönmeler ve eskiye avdet olayları baş göstermiş, bir yalancı peygamber türemişti. Halife Ebubekir, bunların üzerlerine kuvvetler göndermişti. Bu olayların bastırılmasında, Yemamede pek çok kurrâ (Kur'an-ı ezber bilen) şehit düşmüştü. [601]
Ömer İbnul Hattab, hafızların şehit düşmüş olmalarını gözönüne alarak, bir savaş halinde geri kalan hafızı kurralarında, şahid olma ihtimalini ve bu sebeple henüz mushaf haline gelmemiş bir halde bulunan Kur'an'ın toplanmasında karşılaşılacak güçlükleri düşünerek Halife Ebubekire baş vurmuş, Kur'an'ın bir araya toplanmasını istemişti.
Yemame savaşından sonra Halife Ebubekir beni çağırttı. Ömer İbnul Hattap da yanındaydı. Ebubekir bana dedi ki :
- Ömer bana gelerek, Yemame gününün şiddetli savaşında hafızların çok şehit verdiklerini, diğer yerlerde de, aynı hale uğramaları ile Kur'andan bir kısmının zayi olmasından endişe ettiğini söyliyerek, Kur'an'ın toplanmasına emir vermemi tavsiye etti. Ben Ömere, Allah'ın Resulünün yapmadığı bir işi ben nasıl yaparım, dedim. Ömer ise, Allah'a yemin ederek, bu işin bir iyilik olacağını söyledi ve israr etti. Nihayet bu işte Cenabı Hak, benim gönlümü de açtı ve Ömerin fikrine katıldım.
Sen (ya Zeyd) genç ve akıllı bir insansın, senin aleyhinde söylenecek söz yoktur, seni asla ittiham edemeyiz, Allah'ın Resulüne (gelen) vahyi yazıyordun. Araştırmalar yaparak Kur' an-ı topla, dedi. Ben de ona,
- Allah'ın Resulünün yapmadığı bu işi siz nasıl yapıyorsunuz? dedim. Ebubekir bana,
- Vallahi.bu bir hayırdır, dedi.
Bundan sonra Hz. Zeyd sözlerine devam ederek dedi ki,
- Vallahi bana bir dağı taşımayı teklif etseler, bundan daha ağır olmazdı. Ebubekir de bana müracaatında israr etti Cenabı Hak, Ebubekir ile Ömerin gönüllerini açtığı gibi benini gönlümü da açtı, kalbime bu işi koydu, aklımı yatıştırdı. Ben de Kur'an-ı, yazılı bulunduğu hurma yapraklarından, ince ve yassı taşlardan, hafızların hafızalarından araştırıp topladım.»
Kur'an'ın toplanıp mushaf haline getirilmesinde, Hz. Alinin herkesten önce harekete geçmiş olduğunu görürüz. Nitekim “Kitabul Mesahif» bu hususta şunları yazar :
“Hz. Ali, Peygamberin irtihalinden sonra, Kur'an-ı toplamadıkça, kaftanımı Cuma namazından başka bir şey için giyip çıkmam, diye yemin etmişti.»
İbnulhacer Al Askalânî, Hz. İkrimeden şu rivayeti yazar.
“Ebubekir Hz.lerine biat edildikten sonra, Hz. Ali evinde oturdu dışarı çıkmadı. Bu durumu Hz. Ebubekire, Hz. Alinin biat etmiyeceği anlamına yoranlar, Ebubekire koştular ve Hz. Alinin kendisine bita etmiyeceğini söylediler.
Hz. Ebubekri, Hz. Aliye,
- Bana bîati hoş karşılamadın mı?, diye sordu. Hz. Ali,
- Yok Vallahi, dedi. Hz. Ebubekir,
- Öyleyse seni ne alakoydu? Hz. Ali,
- Baktım ki Allah'ın kitabına ilaveler yapıyorlar. Yemin ettim. Kur'an-ı toplamadıkça namazlar için bile, kaftanımı giyip çıkmayayım.
Ebubekir de,
- Ne güzel düşünmüşsün, dedi»[602]
[600] En son inen ayetin bâzı rivayetlere göre, Bakara Sûresini 278. ve meali (Ey îman edenler, Allah'tan korkun, faizden kalanı bırakın) (almayın) oian ayetidir. Diğer rivayetlerde ise, yine Bakara Sûresinin. 281. ve meali (Öyle bir günden korkumuz ki o gün Allâh'a döndürüleceksiniz. Sonra herkese kazandığı tastamam verilecek onlara haksızlık edîlmiyecektir) olan ayeti Kerimesidir. 278, ayetin son olduğunu Hz. Ömer, 281. ayetin son olduğunu ise İbni Abbas rivayet etmişlerdir. (El îtkan C. 1, S. 26-29)
[601] Fihrist S. 24 de, Yemame savaşında gehit düşen 1200 kişinin 70 i hafızlardandı, diye yazar
[602] Ahmet Gürkan, Kur’an’ın Nasih Ve Mensuh Ayetleri, Yeni İlahiyat Kitabevi, Ankara, 1980: 170-172.