sidretül münteha
Sun 17 October 2010, 02:07 pm GMT +0200
Ayağınıza takılan şeyleri toplayın


KUR'AN-I Kerim'de adı geçen salih insanlardan biri olan Zülkarneyn (as) bir gece, ordusuyla sefer halinde iken askerlerine şu emri verdi: "Ayağınıza takılan şeyleri toplayın!" Zülkarneyn'in emri bütün orduya yayılınca, içlerinden bir grup asker: "Saatlerdir yol yürüyoruz, epey yorulduk. Gece vakti bir de ayağımıza takılan şeyleri toplayarak boşna ağırlık mı yapacağız? Bir şey toplayacak durumda değiliz" diyerek ayaklarına takılan şeylerden bir tane bile almadılar.
Bir başka grup asker ise: "Madem komutanımız emretti, birazcık toplayalım ki emre muhalefet etmemiş olalım. Zira ordunun komutanına itaat etmek gerekir" diyerek ayaklarına takılan şeylerden çok az almakla yetindiler.
Askerlerden üçüncü grup ise: "Komutanımız salih bir insan, hiçbir emrini boşuna vermez. Muhakkak bildiği bir şey vardır. Biz anlayamasak bile söylediği şeyde hikmet gizlidir" diyerek, ceplerinin alabildiği kadar, taşıyabildikleri kadar topladılar.
Gecenin karanlığı yerini yavaş yavaş güneşin ışıklarına terk etmeye başladığı zaman askerleri büyük bir şaşkınlık kapladı. Bir de ne görsünler. Ayaklarına takılan ve bir kısmının topladığı şeyler altından başka bir şey değilmiş. Aslında ordu gece karanlığında bir altın vadisinden geçmişti.
Bu büyük sürpriz karşısında komutanlarının emrine itaat etmeyerek yerden hiçbir şey toplamayan birinci grup asker, yazıklanmaya başlayarak: "Ah ne kadar aptalmışız. Komutanın sözünü niçin dinlemedik. Keşke dinlemiş olsaydık. Bir tane de olsa alsaydık keşke" dediler.
Çok almamakla birlikte yine de ayaklarına takılanları toplayan ikinci grup asker ise: "Ah ne olaydı da biraz daha fazla alaydık. Ceplerimizi, abalarımızı ağzına kadar doldursaydık" diyerek hayıflandılar. Verilen emri tutan ve altınlardan toplayan üçüncü gruptaki askerler ise: "Keşke gereksiz ve lüzumsuz eşyalarımızı atsaydık da daha çok toplasaydık. Her şeyimizi doldursaydık, daha fazla alsaydık" diyerek, daha fazla toplamamalarına üzüldüler.
Anlatıcı der ki: "İşte, insanoğlunun ahirette karşılaşacağı durumlar da muhtemelen bunun gibi olacaktır. Dünya hayatında gereksiz yükleri yüklenmiş nice insan ahirette pişman olacaktır. Dünyada toplanması gereken şey, hem kıymetli hem de ahirete götürülebilecek şeyler olmalıdır.
ALINTI