sidretül münteha
Mon 14 March 2011, 09:05 pm GMT +0200
9- Soru:
Avret konusunda diğer mezheplerden yararlanılabilir mî? Açılma konusunda dört mezhebin dışındaki mezheplerde farklı görüş var mıdır? (Şia ve Zâhiriyye gibi)
Cevap: Avretin sınırları konusu naslarla sabit olduğu için, dört mezhebin dışındaki mezheplerde de durum aşağı-yukarı aynıdır.
Zâhiriyye mezhebinde yabancı erkeğe karşı kadının elleri ve yüzü müstesna, bütün bedenî avrettir. Zira Allah fercin hıfzını farz kıldığı gibi, bunun yanıbaşında gözü korumayı da farz kılmıştır. Bu hüküm 'âmm'dır. Ancak sahih bir nas ile tahsis edilebilir. Bu nas da sadece, evlenme kasdıyla bakıldığında elleri ve yüzü istisna etmiştir. Ancak, kadının mahremi olan erkeklere, kadınlara ve erkeğin de erkeklere karşı avreti sadece ön ve arkadan ibarettir.
Zeydiyye mezhebinde kadının yabancıya karşı eli ve yüzü dahil her yeri avrettir. Kadının şehvet duyabilecek yaşa gelmiş çocuklardan dahi örtünmesi farzdır.
"İbâdiyye'de ise, yabancı kadının et ve yüzü dışındaki yerlerine bakmak, haramlığından öte, abdesti dahi bozar.[635]
Ancak, şahsen ehl-i sünnetin, bu konuda başka mezheplerden görüş arayacak kadar zaruret içerisinde olduğu kanaatinde değilim. Asr-ı saâdet'ten bugüne, ne kadın ve erkeğin tabiatlarında, ne de ihtiyaçlarında bir değişiklik olmuştur. Cihanşümul ve ahkâmı kıyamete dek sürecek olan bir dinin orta yolu olan ehl-i sünnet mezheplerinin çaresiz kaldığı, ya da görüşlerinin geçerliliğinin sona erdiği bir mesele düşünülemez. Binaenaleyh, ortada bir zaruret meselesi yoktur ki, başka türlü bir çâre aransın. Aksi halde bu çığırın da sınırını tayin zor olur. O takdirde birisi çıkıp pekâlâ şöyle diyebilir:
İki hafta önce bir gazetenin verdiği habere göre, Türkiye'de 338 bin hayat kadını icra'yı faaliyet etmektedir. Bu durum büyük bir zaruret halini almış ve umumî bir belvâ oluşturmuştur. Binaenaleyh bunca kadını bu işten vazgeçiremeyeceğimize göre, Şîa mezhebindeki mut'a nikahını tatbik etmek suretiyle, bu kadınları ve bunun birkaç katı erkeği zina etmekten kurtarmış oluruz. Bu, nasıl hiçbir akıllının kabul edemeyeceği bir yolsa, diğeri de aynıdır. [636]
[635] Mevsû'atü'l-Fıkhı'l-İslâmî, III/I2I-130 (Ecnebi Md.)
[636] Doç. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Nün Yayıncılık, İstanbul 1997: 234-236.