saniyenur
Thu 8 December 2011, 10:01 pm GMT +0200
19- Aşure Günü Oruç Tutmak
1049- Hz. Âişe (r.anhâ)'dan rivayet edilmiştir;
“Kureyş, cahiliye döneminde Aşure günü oruç tutarlardı. Resulullah (s.a.v.)'de Ramazan orucu farz kılınmazdan önce bu orucu tutardı. Medine'ye hicret edince, bu orucu yine tuttu ve bu orucun tutulmasını da sahabilere emretti. Ramazan ayında oruç farz kılınınca:
“Aşure orucunu, isteyen kimse tutsun ve dileyen de tutmasın” buyurdu. [208]
1050- Abdullah İbn Ömer (r.a)'tan rivayet edilmiştir:
“Cahiliye halkı Aşure günü oruç tutarlardı. Resulullah (s.a.v.) ile Müslümanlar da, Ramazan orucu farz kılınmazdan önce Aşure orucu tutarlardı. Ramazan orucu farz kılınınca, Resulullah (s.a.v.):
“Doğrusu Aşure, Allah'ın günlerinden bir gündür. Artık o gün, dileyen oruç tutar ve isteyen de oruç tutmaz” buyurdu. [209]
Açıklama:
Aşure kelimesi, sözlükte; “On” anlamına gelen “Aşır” kelimesinden alınmıştır. Bu konuda Çeşitli görüşler ileri sürülmüştür.
Aşure orucu, Muharrem ayının 9. ve 10. yada 10. ve 11. günü tutulan oruçtur. Aşure orucunun iki gün tutulmasının sebebi; Yahudilerin, Muharrem ayının sadece 10. günü oruç tutmalarıdır.
Araie günü tutulan oruç İse, kurban bayramından bir gün önce tutulan oruçtur.
Arafe günü oruç tutmamayı ifade eden hadisler, hacılar içindir. Çünkü hacılar, o gün, dua ve hac amelleriyle uğraşmaktadır. Hacı olmayanlar için ise Arafe günü oruç tutmak, müstehabtır.
Aşure günü orucu ile Arafe günü tutulan orucun, geçmiş yıla kefaret olması; küçük günahlar içindir. Arafe günü tutulan orucun, gelecek yıla da kefaret olması; kişinin, gelecek yıl içerisinde Allah'tan korkarak günah işlemekten kaçınmasıdır. .
Kişinin, bugünlerde tuttuğu oruç sebebiyle küçük günahlarının bağışlanabileceğin! ifade etmektedir. Büyük günahların affı, tevbeye ve Allah'a bağlı bir durumdur.
1051- Kays b. Seken'den rivayet edilmiştir:
“Eş'as b. Kays, Aşure günü Abdullah İbn Mes'ud'un yanına girmişti. O sırada Abdullah İbn Mes'ud yemek yiyordu. Eş'as b. Kays'a:
“Ey Ebu Muhammedi Yaklaş da yemek ye” dedi. Eş'as:
“Ben oruçluyum” diye cevap verdi. Abdullah İbn Mes'ud;
“Biz vaktiyle Ramazan orucu farz kılınmazdan önce devamlı surette bu orucu tutardık. Sonra Ramazan orucu farz kılındıktan sonra bu orucu tutmak bırakıldı” dedi. [210]
Açıklama:
Cahiliye döneminde Kureyşliler Aşure günü oruç tutarlardı. Hz. Peygamber (s.a.v.)'de, o günde oruç tutardı. [211] Yalnız Hz. Peygamber (s.a.v.)'İn, o günde oruç tutması; kendisine peygamberlik verilmezden önceki devrede olabilir yada peygamberlikten sonra ve hicretten önceki devreyle de ilgili olabilir. Medine'ye hicret edince, Aşure günü oruç tutmaya devam etti ve sahabilere o günde oruç tutmalarını emretti.
Bu hadis; Ramazan orucu farz kılınmazdan önce sahabilerin, aşure günü oruç tuttuklarını ve Ramazan orucu farz kılınınca bu orucu tutup tutmada serbest bırakıldıklarını ifade etmektedir.
1052- Humeyd b. Abdurrahman'dan rivayet edilmiştir:
“Humeyd, Muâviye'nin Medine'ye gelişlerinden birisinde Medine'de onu hutbe okurken işitmişti. Muâviye, Aşure günü Medinelilere şöyle hutbe okudu:
“Ey Medineliler! Alimleriniz nerede? Biliniz ki, ben, bu Aşure günü hakkında Resulullah (s.a.v.):
“Bugün, Aşure günüdür. Allah, bugünün orucunu size farz kılmanııştir. Fakat ben oruçluyum. Dolayısıyla sizden her kim bugünde oruç tutmak İsterse oruç tutsun, kim de oruç tutmak istemezse o da oruç tutmasın”buyururken işittim” dedi. [212]
1053- Abdullah İbn Abbâs (r.a)'tan rivayet edilmiştir:
“Resulullah (s.a.v.) Medine'ye gelmişti. Yahudileri Aşure günü oruç tutarken buldu. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) onlara:
“Oruç tuttuğunuz bugün nedir?” diye sordu. Yahudiler:
“Bu, çok büyük bir gündür. Bugünde Allah, Musa ile kavmini kurtardı ve Firavun ile kavmini ise suda boğdu. Musa'da bir teşekkür ifadesi olarak (bugün de) oruç tuttu. Dolayısıyla biz de bugünün anısına bu orucu tutuyoruz” dediler. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) onlara:
“Öyleyse biz Musa'ya sizden daha yakın ve daha evlayız” buyurdu. Bundan sonra Resulullah (s.a.v.), bu orucu tuttu ve sahabilerine tutmalarını emretti. [213]
Açıklama:
Hz. Peygamber (s.a.v.)'in Yahudilere Aşure günü oruç tutmalarının sebebini sorması; bu oruca yabancı olmasından dolayı değil, bu orucu tutmalarının sebebini öğrenmek içindi. Çünkü daha önce de belirtildiği üzere, Resulullah (s.a.v.) Mekke'deyken hu orucu tutmuştur.
1054- Ebu Musa el-Eş'arî (r.a)'tan rivayet edilmiştir:
“Hayber halkı Aşure günü oruç tutar, o günü bayram edinirler, o gün kadınlarına ziynetlerini ve güzel elbiselerini giydirirlerdi. Peygamber (s.a.v.):
“Aşure günü siz de oruç tutun” buyurdu. [214]
Açıklama:
Bu hadiste, Yahudilerin aşure gününü bayram kabu! edip bugünde oruç tuttukları ve hanımlanni süsledikleri belirtilmektedir.
1055- Abdullah İbn Abbâs (r.a)'tan rivayet edilmiştir:
“Abdullah İbn Abbâs'a, Aşure günü orucu ile ilgili soru soruldu. O da:
“Resulullah (s.a.v.)'in bugünden başka diğer günler üzerine faziletini dileyerek oruç tuttuğu bir gün ve bu aydan yani Ramazan'ın dışında faziletini dileyerek oruç tuttuğu bir ay bilmiyorum” dedi. [215]
[208] Buharı, Savm 1; Ebu Dâvud, Siyam 64, 2442; Tirmizî, 49, 753; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 6/29, 50, 162; İbn Huzeyme, Sahih, 2080.
[209] Buharı, Savm 1, 69, Tefsiru Sure-i Bakara: 2/24.
[210] Buhârî, Tefsiru Sure-i Bakara: 2/24.
[211] Ebu Dâvud, Siyam 64, 2442.
[212] Buharı, Savm 69; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/95, 97; İbn Huzeyme, Sahih, 2085.
[213] Buharı, Savm 69, Menakıbu'l-Ensar 52; Ebu Dâvud, Siyam 64, 2444; Nesâî, Sünenü'I-Kübrâ, 2835, 2836; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/340; İbn Huzeyme, Sahih, 2084.
[214] Buhârî, Savm 69, Menâkibu'l-Ensar 52; Nesâî, Sünenü'l-Kübrâ, 2848; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/409.
[215] Buhârî, Savm 69; Nesâî, Siyam 70; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/222, 313, 367;İbn Huzeyme, Sahih, 2086.