halim
Tue 4 November 2014, 11:38 am GMT +0200
Aşura günü dualarla idrak edildi
Diyanet İşleri Başkanlığı, “Aşura Günü ve Kerbela Şehitlerini Anma” etkinlikleri çerçevesinde Ahmet Hamdi Akseki Camii Fuaye Salonunda Muharrem iftarı verdi.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünce düzenlenen ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in de katıldığı iftar yemeğinin ardından Ahmet Hamdi Akseki Camiinde Aşura günü için özel bir mevlit programı düzenlendi. Yatsı namazının ardından Kur’an’ı Kerim tilavetiyle başlayan programda konuşan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, İslam ümmetinin Aşura gününde hem Allah’ın nimetlerine mazhar olduğunu hem de elim bir acı yaşadığını kaydetti.
Kerbela’yı anlamanın Hz. Hüseyin’i anlamaktan ve Hüseyince yaşamaktan geçtiğini kaydeden Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Yılmaz şöyle konuştu;
“Aşura günü Allah’ın ikramlarını sunduğu çok önemli bir gündür…”
Bugün Aşura günü. Bugün pek çok Peygamberin büyük mazhariyetlere ulaştıkları çok değerli ve anlamlı bir gündür. Hz. Adem’in cennette yasak meyveyi yedikten sonra Havva annemizle ayrı dünyaya indirilişinden sonra tövbe ederek tövbelerinin kabul edilişi on Muharrem Aşura gününe rastlar. Hz. Nuh’un gemisinin Cudi dağında karaya oturması ve inananların kurtulması, tufandan kurtuluş yine on Muharram’e rastlar. Hz. İbrahim’in oğlu İsmail ile müjdelenmesi, Hz. Musa’nın Firavun’un elinden kurtulması, Hz. Yakup’un, Hz. Yusuf’un hasretiyle kaybettiği gözlerini Hz. Yusuf’un gömleğiyle tekrar kazanması, Hz. Davut’un tövbesinin kabulü, Hz. Eyüp’ün uzun ve amansız dertten sonra şifaya kavuşması, Hz. Yunus’un balığın karnından çıkıp tövbeyle karaya dönmesi, Hz. İsa’nın semaya çıkışı yine on Muharrem Aşura gününe rastlar.
“Aşura günü aynı zamanda müminlerin yüreklerini dağlayan, gönüllerini inciten bir gündür…”
Bu mübarek Aşura günü gelin görün ki, ilahi bir imtihan olarak 10 Ekim 680 yılına tesadüf eden 10 Muharrem Aşure günü müminlerin yüreklerini dağlayan, gönüllerini inciten acı bir olayla sarsıldı. Peygamberin ‘Reyhanım’ dediği ehlibeytin ilkleri arasında saydığı Hz. Hüseyin Efendimizin adaleti, hakkı ikame etmek için canını ortaya koyarak çıktığı mücadele yolunda şehitlik şerbetini içtiği, kendisinin ve etrafındaki ehlibeytten 70 kişinin şehit edildiği bir gündür.
“Bugün bize düşen, İmam Hüseyin’in hak, hakikat adına açtığı bayrağın altında durmak ve insanlığa doğruyu anlatmaktır…”
İmam Hüseyin asla bir saltanat davasıyla, bir makam sevdasıyla ortaya çıkmadı. O yapılan zulümleri durdurmak, hak ve hakikati hakim kılmak için ortaya çıktı ve bu hak davada şahadet şerbetini içerek şahadetin en değerlisine mazhar oldu. Aradan 1300 küsur sene geçtikten sonra bugün artık herkesin Sünni’siyle, Şii’siyle, Alevi’siyle herkes İmam Hüseyin’i bir kahraman, seyit, Peygamber torunu olarak kabul ediyor. Herkesin bu olayı, Kerbela vakasını çok iyi okuması ondan ders çıkarması gerekiyor. Oradaki öfkeleri bugün alevlendirerek, yeni ihtilafları ortaya çıkararak değil, İmam Hüseyin’in hak, hakikat adına açtığı bayrağın altında durmak ve insanlığa doğruyu anlatmak inanan herkesin görevidir.
“Kerbela’yı anlamak Hüseyince yaşamak, hak adına, hakikat adına yola çıkmak demektir…”
Kerbela’yı anlamak Hüseyince yaşamaktan geçer. Hak adına, hakikat adına yola çıkmak demektir. Makam ve saltanat için değil, hak için bu fedakarlığı yapabilmek demektir. Onun açtığı bu çığırdan hepimizin alacağı dersler vardır. Ülkemizde Sünni’siyle, Alevi’siyle herkes Hz. Hüseyin, Hz. Ali, ehlibeyt sevgisinde birleşmiştir. Hz. Hüseyin’in kahramanlığına şiirler yazmış ve okutmuştur ecdadımız. Bugün bizim birlik, dirlik, kardeşlik günümüz olsun. Hüseyin sevdasıyla, Peygamber muhabbetiyle hepimiz bu sevda üzerinde buluşalım.
Muharremiyelerin söylendiği, duaların edildiği, Kuran’ı Kerim tilavetlerinin ve Mevlitlerin okunduğu programın ardından katılanlara Aşure ikram edildi.
dib haberler
Diyanet İşleri Başkanlığı, “Aşura Günü ve Kerbela Şehitlerini Anma” etkinlikleri çerçevesinde Ahmet Hamdi Akseki Camii Fuaye Salonunda Muharrem iftarı verdi.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünce düzenlenen ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in de katıldığı iftar yemeğinin ardından Ahmet Hamdi Akseki Camiinde Aşura günü için özel bir mevlit programı düzenlendi. Yatsı namazının ardından Kur’an’ı Kerim tilavetiyle başlayan programda konuşan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, İslam ümmetinin Aşura gününde hem Allah’ın nimetlerine mazhar olduğunu hem de elim bir acı yaşadığını kaydetti.
Kerbela’yı anlamanın Hz. Hüseyin’i anlamaktan ve Hüseyince yaşamaktan geçtiğini kaydeden Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Yılmaz şöyle konuştu;
“Aşura günü Allah’ın ikramlarını sunduğu çok önemli bir gündür…”
Bugün Aşura günü. Bugün pek çok Peygamberin büyük mazhariyetlere ulaştıkları çok değerli ve anlamlı bir gündür. Hz. Adem’in cennette yasak meyveyi yedikten sonra Havva annemizle ayrı dünyaya indirilişinden sonra tövbe ederek tövbelerinin kabul edilişi on Muharrem Aşura gününe rastlar. Hz. Nuh’un gemisinin Cudi dağında karaya oturması ve inananların kurtulması, tufandan kurtuluş yine on Muharram’e rastlar. Hz. İbrahim’in oğlu İsmail ile müjdelenmesi, Hz. Musa’nın Firavun’un elinden kurtulması, Hz. Yakup’un, Hz. Yusuf’un hasretiyle kaybettiği gözlerini Hz. Yusuf’un gömleğiyle tekrar kazanması, Hz. Davut’un tövbesinin kabulü, Hz. Eyüp’ün uzun ve amansız dertten sonra şifaya kavuşması, Hz. Yunus’un balığın karnından çıkıp tövbeyle karaya dönmesi, Hz. İsa’nın semaya çıkışı yine on Muharrem Aşura gününe rastlar.
“Aşura günü aynı zamanda müminlerin yüreklerini dağlayan, gönüllerini inciten bir gündür…”
Bu mübarek Aşura günü gelin görün ki, ilahi bir imtihan olarak 10 Ekim 680 yılına tesadüf eden 10 Muharrem Aşure günü müminlerin yüreklerini dağlayan, gönüllerini inciten acı bir olayla sarsıldı. Peygamberin ‘Reyhanım’ dediği ehlibeytin ilkleri arasında saydığı Hz. Hüseyin Efendimizin adaleti, hakkı ikame etmek için canını ortaya koyarak çıktığı mücadele yolunda şehitlik şerbetini içtiği, kendisinin ve etrafındaki ehlibeytten 70 kişinin şehit edildiği bir gündür.
“Bugün bize düşen, İmam Hüseyin’in hak, hakikat adına açtığı bayrağın altında durmak ve insanlığa doğruyu anlatmaktır…”
İmam Hüseyin asla bir saltanat davasıyla, bir makam sevdasıyla ortaya çıkmadı. O yapılan zulümleri durdurmak, hak ve hakikati hakim kılmak için ortaya çıktı ve bu hak davada şahadet şerbetini içerek şahadetin en değerlisine mazhar oldu. Aradan 1300 küsur sene geçtikten sonra bugün artık herkesin Sünni’siyle, Şii’siyle, Alevi’siyle herkes İmam Hüseyin’i bir kahraman, seyit, Peygamber torunu olarak kabul ediyor. Herkesin bu olayı, Kerbela vakasını çok iyi okuması ondan ders çıkarması gerekiyor. Oradaki öfkeleri bugün alevlendirerek, yeni ihtilafları ortaya çıkararak değil, İmam Hüseyin’in hak, hakikat adına açtığı bayrağın altında durmak ve insanlığa doğruyu anlatmak inanan herkesin görevidir.
“Kerbela’yı anlamak Hüseyince yaşamak, hak adına, hakikat adına yola çıkmak demektir…”
Kerbela’yı anlamak Hüseyince yaşamaktan geçer. Hak adına, hakikat adına yola çıkmak demektir. Makam ve saltanat için değil, hak için bu fedakarlığı yapabilmek demektir. Onun açtığı bu çığırdan hepimizin alacağı dersler vardır. Ülkemizde Sünni’siyle, Alevi’siyle herkes Hz. Hüseyin, Hz. Ali, ehlibeyt sevgisinde birleşmiştir. Hz. Hüseyin’in kahramanlığına şiirler yazmış ve okutmuştur ecdadımız. Bugün bizim birlik, dirlik, kardeşlik günümüz olsun. Hüseyin sevdasıyla, Peygamber muhabbetiyle hepimiz bu sevda üzerinde buluşalım.
Muharremiyelerin söylendiği, duaların edildiği, Kuran’ı Kerim tilavetlerinin ve Mevlitlerin okunduğu programın ardından katılanlara Aşure ikram edildi.
dib haberler