reyyan
Sat 12 February 2011, 02:23 am GMT +0200
Asteroid 2036’da çarpacak evhamı

Rus bilim adamları Apophis asteroidinin 2036 yılında Dünya’ya çarpabileceğini açıkladı

Rus bilim adamları Apophis asteroidinin 2036 yılında Dünya’ya çarpabileceğini açıkladı
2004 yılında gökbilimciler yerküreye 48 bin kilometre hızla ilerleyen 390 metrelik bir asteroid keşfettiler.
Bunun üzerine göktaşının gerçek yörüngesini belirlemek için 137 milyon dolarlık bir proje başlatıldı. Ve geçtiğimiz günlerde Rus bilim adamları Apophis asteroidinin 2036 yılında Dünya’ya çarpabileceğini açıkladı.
St. Petersburg Üniversitesi’nden Profesör Leonid Sokolov “Tüm olasılılıkları göz önünde bulundurmak gerekiyor” dedi.
Haber Türk
Risale-i Nur'dan:
Tam münevverü'l-kalb bir âbidi, küre-i arz bomba olup patlasa, ihtimâldir ki, onu korkutmaz. Belki hârika bir kudret-i Samedâniyeyi, lezzetli bir hayret ile seyredecek. Fakat, meşhur bir münevverü'l-akıl denilen kalbsiz bir fâsık feylesof ise, gökte bir kuyruklu yıldızı görse, yerde titrer. "Acaba bu serseri yıldız arzımıza çarpmasın mı?" der, evhâma düşer. (Bir vakit böyle bir yıldızdan Amerika titredi. Çokları gece vakti hânelerini terk ettiler.)
Evet, insan nihayetsiz şeylere muhtaç olduğu halde, sermâyesi hiç hükmünde. Hem nihayetsiz musîbetlere mâruz olduğu halde, iktidarı hiç hükmünde birşey. Adetâ sermâye ve iktidarının dairesi, eli nereye yetişirse o kadardır. Fakat emelleri, arzuları ve elemleri ve belâları ise; dairesi, gözü, hayali nereye yetişirse ve gidinceye kadar geniştir.
Bu derece âciz ve zayıf, fakir ve muhtaç olan ruh-u beşere ibâdet, tevekkül, tevhid, teslim ne kadar azîm bir kâr, bir saadet, bir nimet olduğunu, bütün bütün kör olmayan görür, derk eder. Mâlûmdur ki, zararsız yol, zararlı yola velev on ihtimâlden bir ihtimâl ile olsa tercih edilir. Halbuki, meselemiz olan ubûdiyet yolu, zararsız olmakla beraber, ondan dokuz ihtimâl ile bir saadet-i ebediye hazînesi vardır. Fısk ve sefâhet yolu ise hattâ fâsıkın itirafiyle dahi menfaatsiz olduğu halde, ondan dokuz ihtimâl ile şekâvet-i ebediye helâketi bulunduğu, icmâ ve tevâtür derecesinde, hadsiz ehl-i ihtisâsın ve müşâhedenin şehâdetiyle sabittir ve ehl-i zevkin ve keşfin ihbarâtıyla muhakkaktır. (Sözler, Üçüncü Söz)