- Aşksız nefes almak Sadece bir saat tıklamasıdır

Adsense kodları


Aşksız nefes almak Sadece bir saat tıklamasıdır

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Mon 4 October 2010, 01:59 pm GMT +0200
"Aşksız Nefes Almak Sadece Bir Saat Tıklamasıdır…”




Yaşamak kendini bulma macerasıdır. Ve aşk bunun ispatıdır yalnızca, aksi halde;
 “Aşksız nefes almak sadece bir saat tıklamasıdır…”


Doğarız, büyürüz, yaşlanır ölürüz; bu dışımızdaki bir kurgunun işlemesidir yalnızca…



Koca dünyada bizi “var” kılan nedir?



Aşk…



Aşık olmak…



Nefsin şuna buna meylide böyle anılır gerçi, onunda bir kıymeti var. Doğru, hiç yoktan iyidir, en azından, odunluğa nazaran…



Olsun, aşk her halde oldurur, erdirir… Adam eder…



Mertebe mertebe neler neler…



İnsan aşık olduğunda ne arar ?Kendini mi? Maşukunu mu? Aşkı mı yoksa bizzat?



Onu kendine benzetmek mi? O olmak mı? Arasındaki bilmecenin keramet çaplı halli:



“Kişi kendini bildiğince rabbini bilir” hikmetinde gizli olsa gerek…



 Aşk kendini bilme, hayatı bilme, sevgiliyi bilme cehdidir, kendinden vazgeçmiş olarak…



Aşk…



Kapılmak varlığının coşkusuna maksudunun… Kaybolmak, aradığında, maksuduna “ermek” ...



Her nasıl olacaksa…



Yaşadığımızın delilidir aşk... Hissettiğini fikretmek, fikrettiğini ifade etmek ve peşinden gitmek sahip çıkmak sözüne… Söz söyleyebilmektir aşk…



Bir olmak bütünleşmek fikir ile, fikir haline gelmiş olan ile... aşk bir fikirdir temelde, inanç, iman…



Yaşamayı fikir, fikri yaşamak bilmek; yaşamayı aşk, aşkı yaşamak bilmek; aşık olmak yaşamaktır.



Görmeye değil inanmaya bağlıdır. Ateşini hasretten ve inançtan alır…Hasretten geldiği yere, vatanına, ruhunun vatanına… Hesapsızdır bu uğurda...



Ama haşa kitapsız değildir… Kim bilir belki de kitapsız olanın farkı… O’nu bir prematüre, vakitsiz, ölü doğum haline getiren kitapsız oluşudur…Ötelere çıkmaz yolu, nakıstır… Aşkın haysiyetinden pay sahibi olsa da…



Bir şeye inanırsın ve onun etrafında kavrulursun… Ya sen O olacaksındır, yahut O sen olacaktır artık. Aşk bir kaybolmak sürecidir belki de, sevgilide, inançta imanda…



“Ya İstanbul beni alacak yahut ben İstanbul’u”



Yahut “siz onları görseydiniz deli derdiniz” misalidir aşk…

***

Görücü usulü şuurumuz, anlamaz bu aşk işini bir türlü ve kız erkek alakasında görür mevzuyu ve orada bırakır… Bir talim diyelim ona, aslı için… zira aşıklar anlar ancak, aşk için ölmeyi ...kalanına boş laf bütün bunlar...



Görücü usulü evliliklere benzeriz bizler; görür, tanır, alırız…



Doğru, aşk akıl işi değil, divane işidir.



Aşığın aklı mı olurmuş?.. Aşkın pazarlığı olur mu?.. Bedel hesabı mı yapar aşık?



Amma ve lakin aşıklar üzerinden yürür hayat öyle yahut böyle; aşkla…



“Yaşanmaya değer hayat”, nasıl var olur aşıklar olmasa…



Ölüme koşan yiğitleri nasıl anlayacağız, anlayabilir miyiz… yoksa;



Bizi aşar tüm bunlar… Evimize dönme vakti çoktaaan geldi…



Aşkıyla yanan Filistinliye acıyana da bak hele…



Öğretilmiş, dayatılmış olanla ilgili değil… Sahte dünya ve tesellileri ile ilgili değil…



Kendi dünyanı kurabilme gücü ile alakalı, kendi dünyanın doğumuna yatmak ile alakalı. Sana ait olduğunu düşündüğünü söküp alabilmek … Sana ait olana koşmak, can pahası, kan pahası olsa da…



Divane olmayanların gevezeliğinde boğulmasın gazilerin şerefi,şehitlerin...



Ölüm ne? “Ölen hayvan imiş, âşıklar ölmez…”




Aşkla yananlar tehdit ediyor keferenin rüyalarını… Sarhoş naralarının kusmuğunda kurdukları hayata cevaptır aşk… rüyamız için rüyalarının halli…



Divanelik yayılsın da sayha sayha, bize de uğrar belki yaşadığımızı anlarız böylece. Elverir belki aşkta, doğarız dünyamıza, kendi dünyamıza…



Bir hürriyet nidasıdır aşk, mahpusluğuna şuurumuzun. İyi güzel ve doğruya hasretinden ruhumuzun…

***

Aşk şahitlik etmektir sevgilinin varlığına… Şahitlik etmek varlığa, hayata, hayatın aslına, aşk bu!!!



“Nas uykudadır ölünce uyanır…”



Uyanma vakti gelmedi mi bizlere?..

***

Aşkın Tıp’taki yeri neresidir ağalar… Ruhsuz bedene mi inanır yoksa sizin tıbbınız…



Sağlık mı?..



Aşk’tan sonra, aşkla…



Dr.NEVZAT ŞİPLEME